Hikaye

Bilgi GüvenliğiHikaye

Dingo’nun Ahırı

dingonun ahırı
Dingonun ahırı mı? Evet bu söz Anadolu’dan uzak doğuya tabiri caizse Balkanlardan Tanrı dağlarına kadar herkesin iyi bildiği bir hikayedir. Hatta deyim de diyebiliriz. Tabi hikayesine de kısaca değinelim. Takvimler 3 Eylül 1872'yi gösterirken İstanbullular daha önce bir benzerini görmedikleri yepyeni bir ulaşım aracı ile tanışırlar: "atlı tramvay".  İlk kez 1832 yılında New York’ta kullanılmaya başlayan bu ulaşım aracı, 1850’lerde önce Paris’e oradan da tüm Avrupa ülkelerine yayılır. Tabii, atlı tramvayın icat edildikten sonra Osmanlı topraklarına giriş yapması bir kırk yılı bulur. Şişhane yokuşunda tramvayı çeken atların enerjileri neredeyse bitecek hale geldiğinden, tramvay seferlerinin aksamaması için atlar Taksim'de bulunan ahırda
Devamını Oku
Cyber SecurityDenemeDijital DönüşümHikayesiber güvenlikYapay Zeka

Dijital Dönüşümün Yeni Başkanı

Dijital Dönüşümün Yeni Başkanı
“Siber güvenliğin ulusal güvenlik konusu olduğunu artık anlayın ve iktidarlar değişse bile bilişim sistemleri ile operatörleri aynı fabrikadan çıkmışçasına ortalıkta gezindiği müddetçe hiçbir şeyin değişmeyeceğini artık kabullenin. Ayrıca etrafınızdaki yalaka ordusunu derhal dağıtın ya da kimseyi suçlayıp günah keçisi aramayın” Bu sözler sabah namazı için geldiği Hz. Ali camiinde abdest alanlar arasında bulunanlara selam veren Cumhurbaşkanı tarafından selamı alanların aksine sesi çıkmayan gence laf atan iletişim başkanının “Cumhurbaşkanı sana Allah’ın selamını iletti cevap versene! Hem selam vermek sünnet almak ise farz” diyen işgüzar iletişim başkanının çanına ot tıkarcasına haykıran Balamir Ali Göktürk’ten çıkmıştı Bu sözleri büyük bir cesaretle dile getiren
Devamını Oku
GenelHikaye

Top benim takımı da ben kurarım diyenlerin dikkatine!!!

poor
Ey ahali bizim tek derdimiz var o da "VATAN" Hemen belirtelim yıllarca falanca kurumun filanca bölümünde çalıştık diye kuru gürültüyle basamakları hızlıca çıkanlara ne kimseyi basamak ederiz, ne de bizleri basamak olarak kullanmaya çalışanlara müsaade ederiz. Biz, her mahallede muhakkak ortaya topuyla çıkan ve "top benim arkadaş! Takımı da ben kurarım" diyenlerle çocukken mücadele ettiğimiz gibi bugünde "elimde yetki var istediğimi atar istediğimi tutarım" diyenlere karşı, hakikatin yanında saf tutarak mücadele ederiz. Varsın bize sokak çocuğu ya da asi desinler. Onların her suça karıştığında kolladıkları kardeşlerinden olmadığımız gibi kıblesi şaşmış olanlarla da kıblemiz asla bir değildir. Bizim kıblemiz hakikattir ve
Devamını Oku
DenemeEdebiyatHikaye

Curcuna mahallesi 

kibrit
Yine sigaramın son közüyle yeni sigaramı yaktığım bir döneme girmiştim. Bu durumun tüm sorumlusu olarak bir türlü yanmayan çakmağımı suçluyordum. Yeni bir çakmak almak yerine “o çakmak yanmayacak bak” diyen sesi duymak daha bir anlamlı geliyordu belki de… Ciğerlerimi soldurma eylemim tüm hızıyla devam ederken karşımızdaki binaya yeni taşınanların mahalleyi inleten bağrışmalarına kulak kesildim. Genç kızın konservatuara gitmek isteyip anne ve babasının bu isteğe rıza göstermediğini mahallenin sağır Türkan teyzesi bile biliyordu. Bizim evde de curcuna hiç eksik olmazdı. Bizdeki curcunanın müsebbibinin ben olduğum iddiasındaki ev ahalisinden kaçış yerim olan balkona benden başka pek kimse giremiyordu desem de yeridir. Öyle
Devamını Oku
Hikaye

Kadim Şehrin Kadim Semti “İstanbul ve Kuzguncuk

kuzguncuk hikayeleri
Kuzguncuk ne anlam ifade eder bilir misiniz? Efsaneye göre bu eşsiz semtin meşhur bir papazı varmış. Adamcağızın dilediği her şey gerçek olurmuş. Sırf bu özelliğinden dolayı durduk yere günah işleyip günah çıkarma bahanesiyle ondan bir dilek kapmaya çalışanlar bile varmış. Bu semt kadim bir şehir olan İstanbul’un yine en kadim semtlerinden biri olan Kuzguncuktur. Bu şirin görünümlü semtin Arnavut kaldırımlı taş sokaklarında bisiklete binmek veya yürümek oldukça keyiflidir. Hele bir de aşkın elinden tutup hafif bir yağmurda yürüyüş yapılırsa ne harika bir anıya sahip olunur kim bilir? Eminim bu satırları okusaydı “Efendim aşkı bulduk da yağmurlusunu mu arayacağız” diyen de
Devamını Oku
EdebiyatHikaye

Sümbül mavisi giydiğinde…

sümbül
Sümbül mavisi giydiğinde eski bir tabirimizle Kanlıca’dan baktın mı Emirgan’ı göreceksin misali gönlünün berraklığı belirginleşiyordu… Onun duruluğunda şairler mısralarından utanıyordu. Baharlar çiçeğe duruyor gönüllerde şenlikler uyanıyordu… Taze hava gibiydi kelimeleri, Sızlatıp duruyordu gönül telini… Normal konuşması şarkı söylüyor gibi ruhlarda yankılanıyordu… Alt notada “Fikrimin ince gülü” inceden inceye kendisini hissettiriyordu… İnsan kim bilir bu ses bir de bu şarkıyı söylese nasıl mest eder diye düşünmeden edemiyordu… Çeşmi Billur gibi zarif, kendinden akar gibi duran uzun ince parmaklarıyla çayın şekerini karıştırdığında o sahne hiç bitmesin istiyordunuz… Ne de olsa kendisi gönlünüzün şekeriydi… Gerçi yeter bulandırma gönlümü diye isyan etmeden de duramıyordunuz
Devamını Oku
Hikaye

Şirketi Hayriye

love-couple
   Cahil insanlar kendilerini mükemmel görmeye zeki insanlar ise yeteneklerini hafife almaya eğilimlidirler. -Albert Einstein                                                                                                                                                                           
Devamını Oku