metaverse-anlami-nasil-alINIR (1)
Gazi Ata boşuna Beyaz Zambaklar Ülkesi isimli eseri tavsiye etmemiş. Niye mi?
Lütfen herkes bir anlığına tüm sanal gerçeklik, arttırılmış gerçeklik ve sürekli yabancı kelimelerle güzelim Türkçemizi adeta işgal eden metaverse gibi teknolojileri bir kenara bıraksın.
Ve Aslında yaradılışımızda açıkça görüldüğü üzere, zihnimizdeki bilinç ülkesinde yer alan eşsiz öte evrenlerimizi herkesin bildiğini ve hatta çokça tecrübe ettiğini çok iyi biliyoruz.. Tıpkı yoğun bir şekilde kullandığımız metaverse enstrümanlarına top yekün savaş açarken telefonu elinden bir an bile düşünmeyenlerin #eğitimdemetaverseehayır demesi gibi doğası gereği tezat bir durum içerisinde olduğumuzu kabul edelim.
Öncelikle Metaverse bir markanın adı ve Metaverse dedikçe bu markanın bedava reklamı yapılıyor. Bundan sonra özellikle politikacılar başta olmak üzere öte evren demeye davet etmek gerek.
Hem neyin ne olduğunu bilmeyeceksin hem de sürekli her şeyi bilir gibi yorum yapacaksın. Atalarımız ne güzel demiş “bilmemek ayıp değil, öğrenmek istememek ayıp” diye. Ancak olur olmadık yerde bildik bilmedik yere konuşanların kamuoyuna hitap ettiğini görmeye alışanların aksine yeni nesiller bu masallara kanmıyor.
Sosyal medyada birileri yazmış ve demiş ki; meta = öte.     Verse = ayet yani ayet ötesi demekmiş. Üstelik bu metaverse de deccalin Ta kendisiymiş.
Yahu mübarek Metaverse deccalin de Twitter Mehdi a.s. ın mı? Ya da Facebook İsa Mesih’in yeryüzüne iniş alanı mı?
Bu işlerden nemalanmaya çalışanlar sadece ülkemizde değil dünyada da var. Örneğin bir kadın 3 erkek tarafından Metaverse de tacize uğradım dedi ve tüm dünyada manşetleri süsledi.
Kimse kusura bakmasın ama Arap çüküne hayran olanların öte evren uyumlu dijital çükler henüz yaygınlaşmadı diye bu kadar hırçın olmalarının alemi yok. Bizim de piyasaya çük sürüp elalemin düşleyemediği fantezileri için öte bir evren modelleyecek halimiz yok. Evet bu işlerde (Metaverse de modelleme) kısa yoldan para kazanmak ve milleti mutlu etmek oldukça mümkün. Bir ünlüyü modelle ya da birden fazla ünlüyü tek bir karaktere dönüştür ve al sana eşsiz güzellikte modeller. Eline ver bir oyun çubuğu (joystick) başına gözlük ve kulaklığı yerleştir ve bırak, artık arkasına yaslanıp mı öte evrende gezer yoksa koşu bandından sekerek 5. Kattan mı düşer? Bizi ilgilendirmez  de ama bizim tek derdimiz para kazanmak değil ki!
Gönülleri kazanmak gibi bir derdimiz de yok. Tek derdimiz, tek devlet, tek bayrak, tek millet safsatasını dillendirenlerin sancaktarlığını yaptığı dijital tek devletin kölesi olmayı destekleyen ne varsa engellemek ve yeniden yapılandırmak.
Telefonunuza virüs girdi diye size yeni telefon satmayıp, mevcut telefonunuzu hiçbir veri kaybı olmadan kurtarmaya çalışan birinin haklı gayreti gibi düşünebilirsiniz.
Meta, bir marka olmakla beraber İngilizce karşılığına baktığımızda metafizik de bulunan meta anlamı da vardır. Ancak öte olarak Türkçeleştirilmiştir. Verse ise Universe den esinlenip çağrışım yapsın diye alınmış ve “öte evren” olarak kabul edilmiştir.
Kısacası meta fizik konusunun sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik teknolojileri ile vücut bulduğu alanlara yeni bir alan daha eklenmiş oldu.
Üstelik bu alanda çalıştay düzenleyen siyasi partilerin hiç bilmediği bir şey ise çok ilginç. Teknolojiye doğan yeni nesiller zaten şimdi öte evren olarak kabul edilen sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik çalışmalarının içerisinde haddinden fazla tecrübe edinmiş durumdalar. Kısacası yine iş bilmeyenlerin algılayabildikleri kadar olan zekaları ile komiklik ve şakalarla dolu işlerine bir yenisi daha eklendi. Yeni nesillere talimatla iş yaptıramayanların vay haline…
Eğitimde ya da başka alanlarda #metaverseehayır sloganlarıyla ses yükseltenler, bu sesleri yine öte evrende bulunan Twitter, Facebook, YouTube gibi mecralar üzerinden yükseltmelerinin ne kadar mantıksız, ne kadar etik dışı ve ne kadar tezat olduğunu bilmiyorlar mı? Yoksa öğrenmek mi istemiyorlar? Diye merak etmenin ötesinde ivedilikle bir şeyler yapılmalı. Ve bu yapılacak her ne ise kesinlikle bir dönem yine Metaverse gibi köpürtülen akıllı tahta ve tabletlerin hikayesine dönmemeli.
Şimdi bir sürü soru var insanların aklında.
Mesela, dijital vatandaşlık mı olacak?
Çin’de olduğu gibi tüm kameralar aracılığıyla izlenip, davranış ve sorumlulukları yerine getirmeye orantılı performans değerleme ile puanlanıp belli yerlere giriş varken belli yerlere girmekten mahrum mu kalacağız?
Kart borcu olana düşük puan zengin olana otonom araçlarla üstünsüz geçiş hakkı mı tanınacak?
Elbette bu sorular çoğaltılabilir ama asıl sorular aklımızla gönlümüzün kesiştiği yer olan vicdanlara gelsin…
Dolarla mı maaş alıyorsunuz?
Çok pardon yanlış soru oldu…
Akıllı telefonunuzun ekranı günde kaç saat açılıp kapanıyor? Yani ekran kullanım süreniz nedir?
Evet özellikle bu soru belki şimdilik iş mülakatlarında yerini almaya başlıyor ama pek yakında iş görüşmesine gitmeye bile gerek kalmadan kullandığımız akıllı telefonlar üzerinden insan kaynakları yetkilisine ne kadar ekran açılmış? Açılan ekran da ne yapılmış? Kaç saat sosyal medyada takılmış? Kaç saat not defterini açıp akademik Ya da kamusal düzenlemeler için araştırma yazısı yazmış? Kısacası ne üretmiş? Üretmiş mi? Tüketmiş mi? Diye daha bir çok veri anlamlandırılır ve analiz raporları da eşsiz olur.
Diğer bir soru da çocuklarına vakit ayırmayıp sırf çocuk oyalansın diye emzik niyetine çocuklara telefon ve tablet veren ebeveynlere gelsin;
Hem Metaverse e hayır diyeceksiniz hem de Metaverse in markalaşma sürecinde en büyük desteği verenler olarak ve Metaverse ün bileşenleri olan dijital enstrümanları köküne kadar kullanacaksınız. İş mi şimdi bu? Mantık bunun neresinde? Sadakat ve aşk bunun neresinde?
Bir de analog zekalar ile  dijital zekalar konusuna değinelim.
Analog ya da dijital zekanın birbirine karşı hiçbir üstünlüğü yoktur ama ilginç bir şekilde bu zekalar bir araya gelemiyor. Üstelik bir arada eşgüdümlü çalışabilseler dünya bu kadar saçma bir hale bürünmezdi.
Tıpkı alaylı ve mektepli statüsü gibi analog ve dijital statü de artık epey görülmeye başlandı.
Teknolojiden zerre anlamayıp olur olmadık yerde teknolojinin meyvelerini toplamaktan çekinmeyenlere “hoop kardeş bu teknolojinin kullanımı nedendir” diye sormaktan çekinmeyelere ve dijital enstrümanların risklerini anlatanları budamaya çalışanlara analog zeka denilebilir. analog zekalar bu halleriyle ülkenin en önemli milli güvenlik sorunu haline geldi desek yeridir.
Ha keza, olur olmadık yerde her şeyi teknoloji ile çözmeye çalışan, öte evreni de her şeyde olduğu gibi maddi çıkar amaçlı görenler olsa bile dijital zekaların asıl derdi minimum zaman – maksimum fayda ilkesiyle insana dayalı hata ve kusurların önüne geçmek için düşünüp uygulamak olmalıdır.
Mesela Metaverse çalıştayı yapan politikacılar sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklikle süslenmiş yapay zeka destekli hükümet yönetim modelinin aslında en çok onların suç işlemesinin önüne geçeceğini bilseler emin olun şimdiye kadar diyanetten, sanayi ve teknoloji bakanlığına kadar bir çok yerden açıklama ve yasaklarla çoktan konuyu kapatırlardı.
Muhteşem ve eşsiz bir teknoloji olduğunu unutan insanlara, sanal gerçeklik evrenlerinde kendilerine günde 5 vakit ötesi gönüllü bulan markalara ilah rolü biçmeye gerek olmadığını hatırlatmak bir yana öte evrende içilen bir kahvenin gerçek lezzet olmadığını hatırlatmak bir yana..
Düşünsenize 5 vakit rabbi ile buluşmaya gitmenin ötesinde ekran süreleri kontrol edildiğinde dijital tanrıcılığa oynayanların mabedlerinde vakit geçirmeyi eleştirmek bir yana, eleştiri yapılan tüm dijital enstrümanlarla haşır neşir olarak öte evreni yeni bir şey sanıp tukaka ilan etme gayreti bir yana.
Neyse ki iş bilenin kılıç kuşananın misali çabalayanların şimdilik pek görünmeyen çalışmaları var. Bu çalışmalar arasında geçici sığınmacı statüsündeki istisnasız herkesin kişisel verilerinin kayıt altına alınması, whatsapp, instagram, telegram gibi dijital platformlarındaki tüm özel yazışmalarının yanı sıra ulusal güvenliğimizi tehdit eden Afgan, Suriyeli ve türevleri tarafından metroda, sokakta, şehir hatlarında, pazarda ve sosyal hayatında neredeyse her bölümünde hareket halinde olan kadın ve kızlarımızın izinsiz görüntülerini alan sapıkların tespiti ile birlikte örgütlenme biçimlerinin deşifresi adına yapılan çalışmalar da var.
Siber yargıç ve bilişim diplomatları gümbür gümbür gelirken kaos pompalayanlar da patır patır deşifre oluyor.
Tags : bilişim diplomasibilişim diplomatlarımetaverse nediröte evren nedirsanal gerçekliksiber yargıç
Burak Bozkurtlar

The author Burak Bozkurtlar

Siber Güvenilir Türkiye

Leave a Response