cybership

Reis herkesi ters köşe yapar 2023 hakiki reisin yılı olur…

Benim bu hayatta Reis dediğim tek kişi vardır. O da hakikatin izinde giden, çıkarları için hakikatten vazgeçmeyen biridir. Üstelik kendisi siyasi biri de değil. Tüm reisler gibi teknesinin sevk ve idaresinden sorumlu olmakla beraber tüm tayfasının vazgeçilmez lideridir.

Şimdi ismini zikretmeye gerek yok ama bu vesileyle kendisine sevgi ve saygılarımı da iletmiş olayım.

Reis kelime anlamı itibariyle başkan ve küçük bir teknenin kaptanı olarak bilinmektedir.

Özellikle ülkücülerin ve denizcilerin sıklıkla kullandığı bir sözcüktür.

Bizim Türklük deryasında küçük teknelerimizin kaptanları olan reislerimizin tekneleri ve tayfaları farklı olsa da hedefleri aynıdır.

Devlet başkanımıza da sıklıkla reis diye hitap edilmektedir. Özellikle kendisini siyasal İslamcı olarak niteleyenlerin Türklük deryasında reis tanımından daha farklı bir argüman olarak gördükleri bir reis kavramıyla kullanıyor olabilirler. Hatta belki de sadece başkan anlamıyla kullanıyor olabilirler bu kelimeyi.

Kimin hangi anlamda neyi kullandığından ziyade Hatice yerine Neticeye bakmak biz insanlar için çok daha elzemdir.

Şimdi gelelim sözde bir reis ile hakikatin izinde gidip gitmediğini göreceğimiz gerçek reisimizin ne zaman bizlere el sallayacağı konusuna.

2023 seçimleri öncesinde insana dayalı hata ve kusurlardan muaf olabilen, hata yapma olasılığı çok ama çok az olan yapay zeka kendisini nerede gösterir acaba diye merak ediyor insan.

Yoksa reislerimiz de mi dijitalleşecek?

Bu soruyu sormak için henüz çok erken ama daha şimdiden insana dayalı hata ve kusurlardan muaf tutulan yapay zekaya sahip robotların polis olarak görevlendirilebileceği dillendirilmeye başlandı.

 

Daha önceki yazılarımda dijital mütekabiliyet teknikleri geliştirmemiz gerektiğini ifade etmiştim. Şimdi ise dijital manda olmamak için klonlanmış dijital stratejiler yerine siber reis ünvanını hak eden birileri tarafından özgün dijital silahlarla donatılan siber tayfalara ihtiyacımız var diyorum.

Şimdi ise konuyu Reis tanımından başlatıp, gerçek reisimizin 2023 de ortaya çıkacağını söylemiştim. Nasıl olacağını ve neden böyle bir beklentim olduğunu da açıklayacağım az sabır lütfen…

Kadim Türk devletinin kozmik odasına eriştiğini sananların avuçlarını yaladığını bilen sayılı asil kan sahiplerinden biri olmam nedeniyle olsa gerek, 2023 öncesi ve sonrası olarak yeni bir bakış açısına da dikkat çekmeye çalışacağım.

Tarih tekerrürden ibarettir…

Çok detaya girmeme gerek yok tarihi ister o taraftan ister bu taraftan okuyun hakikat değişmez.

1920’lerde bu topraklarda oynanan tüm oyunlar, tüm aktörler ve hatta ortamlar bile aynı desek kim inkar edebilir?

Tek fark tıpkı şimdilerde mutasyona uğradığı söylenen virüs gibi, günümüzdeki aktör, oyunlar ve ortamların günümüz koşullarına göre uyarlanmış olması.

Yani, o dönemlerde telgraf vardı şimdi ise elektronik posta var. O dönemlerde ülkelerin casusları vardı, şimdi ise ülkelerin teknolojilerini kullanıp siber casusa dönüşenler var.

O dönemde küreselciler vardı bugün de varlar. O dönem padişahım çok yaşa diyen, padişahım ardındayız diyerek yanlış iş yapanlar bile vardı bugün de var. Dediğim gibi tek fark dijitalleşen bir dünya ve dijitalleşen insanlık.

HES kodu zorunlu olmalı ve bu sayede virüs kontrol altına alınabilir denildi ve HES’i olmayanların toplu taşımaya binemeyecekleri açıklandı. Derken aşı olmayana kız da yok yolculuk Hakkı da yok dendi. Hatta Sağlık Bakanı çıkıp insanlara zorla aşı ol diyemeyiz ama bazı özel firmalar kural getirirse ona bir şey diyemeyiz benzeri bir açıklama ile kendi vatandaşına rahat bir seyahat için aşı olmak gerekebilir demiş oldu.

Aşı olanların HES kayıtlarına Aşı oldu bilgisi de ekleneceğine göre, FETÖ borsasına benzer bir Aşı borsası da gündem olabilir.

İnternet geçmişini, konaklama kayıtlarını, yolculuk verisini ve Hatta sağlık verilerini dahi silebilir ya da yeniden düzenleyebilir olanlar ve yakınları dün oldukları gibi bugün de vicdanları sızlamadan istedikleri günahları işleyip, ister dijital dini mabedlerinde ister analog dini mabetlerinde günah çıkarıp tövbe ettiklerini duyurabilirler.

Bir de üzerine nasılsa biz reisin peşindeydik diyerek gerektiğinde tornistan da yapabilirler. Öyle ya, Reis aşı olacağını açıkladığına göre peşinde ya da arkasında olduğunu iddia edenler de aşı olmalıdır.

Haydi arkadaşlar dersimiz mi Vatan yoksa derdimiz mi Vatan? Benim her ikisi de değil. Vatan benim çocukluğum! Vatan benim ihtiyarlığım! Vatan benim kalu belada verdiğim sözüm!

2023 yılında gerçek Reisin kim olduğuna karar verecek olan Türk milleti, bal gibi küreselcilerin oyunu olan her ne varsa açığa çıkaracak olan biri olacaktır. Aksinin mümkün olduğunu sanmıyorum.

Dedik ya tarih tekerrürden ibarettir.

Ya dijital padişah sevdasında olanlar dijital tahtlarından tıpış tıpış inecek ya da dijital mandayı reddeden siber reis, siber tayfalarıyla birlikte hızla devam eden 3. Dünya savaşının siber versiyonunda tüm dünyaya Türk usulü sürüm güncellemesi yapacak.

Arada başka bir seçenek olduğunu düşünmüyorum. Niye mi?

Milli Eğitim Bakanı Yapay Zeka mı olsa? Diye sormuştuk ve analog zekaya sahip bir kişinin Milli olmayan bir bilişim ile Milli Eğitim olamaz demiştik. Şimdi ise Dijital Dönüşümün Reisi yapay zeka olsun mu diye soralım ki daha net anlaşılsın…

( https://burakbozkurtlar.com/milli-egitim-bakani-yapayzeka-olsun-mu/ )

Çünkü şu anda siber güvenliğimiz Kali Linux ile İsraile, Dijital Dönüşümümüz Google ile Amerika’ya, Milli Teknoloji Hamlemiz kullandığı Five-Eyes teknolojileri ile Beş Göze emanet…

Hiç kimseden çekmedik ;

1- Amerika’yı bir daha keşfetmeye ne gerek var diyenlerden

2- El-alemin robot şehirlerindeki cennet otelinde beni robota dönüştürüp ölümsüz kılacaklar diyerek hayal kuranların milli dediği teknolojilerden

Şayet bu ülkede dijital mütekabiliyet tekniklerini cesurca kullanabilen, dijital mandayı açıkça ortaya çıkarıp tarihimizi sloganla süslemeden gerçek manada atalarının izinden gidenlerin sevk ve idaresinde Milli bir dijital dönüşüm  olsaydı bakın neler olmazdı;

https://teknosafari.net/trafik-cezalarinda-mail-ile-bilgilendirme-donemi-basladi/

Trafik Cezalarında Mail ile Bilgilendirme Dönemi Başladı. Haber bu…

Boşuna denmemiş “işi ehline veriniz diye” Haberde bile Türkçe hiç edilmeye çalışılmış. Bu haberin başlığını Gülgün Feyman görseydi kim bilir neler söylerdi?)

Bu haberdeki yenilik aynı zamanda dijital mandalığa mahkum edilmeye çalışılan bir toplumun göstergesidir.

Üstelik devletin kendi çıkardığı kanuna aykırı bir eyleminin göstergesidir.

Aman canım sende amma kuruntu yaptın diyenlere sözüm yok ama hakikat peşinde koşanlara bakın ne diyeceğim?

Trafik cezasının gönderildiği vatandaşın “benim elektronik postam” dediği milli bir elektronik posta servisi var mı? Kaç kişinin kendisine ait alan adı var?

Hadi alan adı var diyelim. Elektronik posta sunucusu Türkiye’de mi?

Bu yazıyı okuyan 10 kişiden 9’unun elektronik posta adresi uzantısını hadi hep birlikte tahmin edelim…; gmail? Hotmail? Yahoo? Outlook? İsminiz.com?

Şimdi diyelim trafik cezanız elektronik postanıza geldi ve elektronik postanız da …mail uzantılı. Devlet dijital dönüşüm olsun diye devletin çıkardığı kişisel verilerin korunması Kanununa aykırı olarak vatandaşının T.C. No, plaka ve adres gibi özel nitelikli kişisel verisini yurt dışına aktarmış olmuyor mu? Ya da bu aktarıma destek mi vermiş oluyor?

Vatandaş, sunucusu Türkiye’de bulunan, devletin onay verdiği bir elektronik posta servisi açıklanmadan ve en basiti yabancı menşeili bedava depolama alanı verilen elektronik postaların yerine milli bir elektronik posta hizmeti sağlanmazsa ne yapabilir?

Dijital dönüşüm lastiği ve freni patlamış bir tır misali hızla yokuş aşağı gidiyor dersek haksızlık etmiş olur muyuz?

Ya da zaten önceden beri bu tırın lastiği ve freni patlamıştı, en azından biz yolculara emniyet kemeri, kask ve hava yastığı hizmeti sağlıyoruz mu deniyor?

Tarih tekerrürden ibarettir…

Ya devlet başa ya kuzgun leşe der, 2023’ün devlet başkanlığının dijital mandaya razı olan kadrolarını silip atan Siber Reis’e selam ederim.

Artık günümüzde Küresel güçlerin dijital ortaklarıyla el sıkışmadan, dijital mandaya razı olmayıp vatandaşına dijital pranga geçirilmesine müsaade etmeyen Adama Reis denilebilir.

Dijital manda ile 3. dünya savaşının siber haline yeteri kadar dikkat edilseydi ve küresel virüs destekli dijital prangaları için vatandaşın sağlığı hakikaten öncelikli olsaydı ne güzel olurdu.

Dikkatinizi çekerim; elden ele gezinen “ kağıt paraların yerini dijital ödeme sistemleri almıştır, kağıt para kullanımı yasaklanmıştır “ diye bir karar alınmadığına göre halen daha Reise olan inanç adına umut var demektir.

Ne Reis arkadayız diyenler gibi olabilirim ne de Reis peşindeyiz diyenlerin günün çıkarlarına göre değişen hallerinde slogan atabilirim.

Tek diyebileceğim; bir çağ kapatıp yeni bir çağ açan Fatih’in torunları olarak dijital pranga çağını kapatacak iradeyi görmek istiyoruz.

“Reis Arkandayız, Reis Peşindeyiz” diyenlerin atması gereken slogan ;

Haydi reis haydi reis haydi… Dijital mandaya karşı çıkmanın tam zamanı şimdi…

 

“Veri Kontrolünün Tekelleştiği” ve “Dijital Faşizmin Arttığı” ne kadar gerçek bir tehditse, “Dijital Mütekabiliyetten yoksun bir Dijital Dönüşümün, Dijital Mandalığa yol açan Dijital Prangalar kadar gerçek bir siber tehdittir…

 

 

Tags : dijital dönüşümDijital faşizmdijital mandadijital prangamail ile trafik cezası
Burak Bozkurtlar

The author Burak Bozkurtlar

Siber Güvenilir Türkiye

2 yorum

  1. Dünyadaki büyük internet şirketlerinin farklınsosyal medya
    Şirketlerini de önceki yıllarda satın alıp bünyesinde toplaması; global dijital faşizme, dünyada insanların algıları ile oynayabilen totaliter bir yapıya ve ayrıca sektörde de tekelleşmeye yol açtı. Bu tekelleşme öyle bir hal aldı ki bu şirketlerin merkezlerinin bulunduğu ABD’nin de kuruluş ve yönetim mekanizmasına, asıl liberalizm ve özgürlüklere dahi ters düşmeye başladı. Bunun en son somut örneği olarak ABD kongresinde Facebook ve Google’ın üst düzey yöneticilerinin bu yıl tekelleşme konusunda sorguya çekilmeleri olabilir. Ayrıca 2020 başkanlık seçimlerinde açıkça başkan adaylarından Joe Biden lehine yazılar ve paylaşımlar sansürlenmemiş, Donald J. Trump’ın twitter paylaşımları en kritik anlarda seçim öncesi sürekli aleni bir biçimde gerçeği yansıtayan paylaşım gerekçesiyle sansürlenmiştir. Bu gelmekte olan tehlikenin oradaki yansımasıdır, aynı tutumu dünyadaki diğer tüm ülkelerde seçim öncesi bu şirketler sergileyebilir ve arkalarındaki diğer güçlerin siyasi görüşleri doğrultusunda tutum sergileyerek algı operasyonlarına imza atabilirler. Türkiye de dahil diğer gelişmekte olan ülkelerin atması gereken adımlar kendi veri tabanlarında kurulu bir mail ve internet sağlayıcı kurumları oluşturup ülkedeki ünlü kişiler ve siyasilerin de kullanımı ve devletlerin de teşviki ile yaygın kullanımını sağlamaktır. Örneğin italya’da yaşayan halkın çoğunluğu hotmail,gmail yerine kendi ülkelerinin mail tabanı olan ‘libero.it’ kullanırlar.
    Almanyada de uzantılı mail tüm halk tarafından kullanılır.
    Bunun gibi Türkiye’de de e-devletin ancak vatandaşların Türkiyede konuşlanmış tüm beri tabanı Türkiyede bulunan örneğin mail tr gibi bir mail adresi kullanmaları halinde ancak mail göndermesi dünyada tekelleşen şirketlere veri madeni sağlamanın önünü kapatacaktır. Bu da istihbari güvenlik açısından çok önemli olsa gerek. Burak Bozkurtlar’ı Türkiye’de kimsenin bahsetmediği bu konuda yazısından dolayı tebrik ederim. Çok önemli bir konu olduğunu Bilişim Hukuku ile ilgim olması dolayısı ile de belirtebilirim. Umarım yetkili kişiler dikkate alırlar. Avukat İdris Tevfik Güleç

  2. Aşı, insanları virüsten koruyorsa, bir daha bulaşsa bile etkisi olmayacağı anlamına gelmektedir.

    Peki aşı olmayanların aşı olmaları için uygulanan baskı nedendir.?

Leave a Response