Bilgi Güvenliği

Paralel Yapı mı? Fraktal Yapı mı?

images (5)

Neredeyse herkes 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ne olacak acaba diye soruyor. Bende bu saatten sonra bilişim alanında bundan sonra ne olacak diye soruyorum. Çünkü şu anda tüm kurumlarda windows alt yapısı kullanılıyor ve 2023 hedefleri doğrultusunda planlanan milli yazılım ya da yerli yazılım stratejileri için yapılan veya yapılması planlanan her ne varsa halen daha havada. Hatta, görüş istenen ve görüş bildirenler bile 2018 e bu hedeflerin yetişemeyeceğini söylüyor. Üstelik tüm bunlar karıncayı incitmeden yapılmalı ki bu da imkansız gibi görünüyor. İşin kötü yanı, Paralel Yapı ve bağlı olduğu üst akıl, Türkiye Cumhuriyeti’nin  ne yapmak ve nasıl yapmak istediğini çok iyi biliyor. Daha da kötüsü bin yıllık devlet aklı mekanizmamız da bu güne dek paralel yapının kalifiye elemanları ile bilişim alt yapılarını ve tüm stratejileri hayata geçirdiler. Evet kandırıldık mı? yoksa Kandık mı? bilinmiyor ve tek bilinen hallaç pamuğuna dönen bilişim alt yapımız. Düşünsenize Emniyet bile whatsapp kullanıp görev yerlerini birbirlerine gönderiyor. Zaten 3 kuruş maaş ile mesai ücreti almadan saatlerce çalışıyorlar birde devlet tarafından geliştirilmiş bir haberleşme araçlarının olmayışı elbette onların bu ve benzeri yeni nesil istihbarat tekniklerinin kurbanı olmalarına neden oluyor…

Durum giderek vahimleşiyor ve hatta vahşileşiyor aslında…

Dünyada ağırlıklı olarak kullanılan programlama dilleri vardır. Hatta bir çok defa “amannn canım Amerika’yı yeniden keşfetmeye ne gerek var? adamlar open source olarak yayınlamış dilleri sende geliştir işte” diyenler ile tamamen kendimize ait bir programlama dilimiz olsun diyenler hep fikir çatışması yaşar ve bu çatışma daha da devam edecek gibi…

İşin vahşi olan kısmı ise, okullarda, evlerde, devlet kurumlarının tamamında windows alt yapısının ve bu yapıya hizmet eden yardımcı programlar ile süslenmiş olması. Hep derim medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavarın teknolojik dişlerini ya söküp yeniden porselen yapacaksın ya da bazen tek dişle bazense 32 dişle bizi kıtır kıtır yemesine eyvallah demeye devam edeceksin. Eğer devlet kurumlarının tamamında bize ait olmayan teknolojiler kullanılıyor ve bize ait olmayan programlama dilleri ile yazılım geliştirip %100 yerli diyorsak burada çok ciddi bir zafiyet var demektir. Düşünsenize Amerikan başkanı Barack Obama ulusa sesleniş konuşmasında ulusuna seslenirken, Çocuklar ( bakın çocuklara sesleniyor, lise veya üniversite demiyor) bilgisayar oyunları oynayın ve bir tane de siz yapın! Bunu yapmak için okullarda eğitim alıp vakit kaybetmenize gerek yok, tek yapmanız gereken google dan araştırma yaparak bir oyun ya da uygulama geliştirmek işte hepsi bu…

Bizde nasıl? ilgili üniversitelerin 4 yıllık fakültelerinden mezun diyerek her şeyi gördüğünü iddia eden ( şu an için bilişim sistemleri ile her şeyimizi depoluyor ve izliyor) tek devletin bilgileri ile kendilerine geliştirici diyenlerin işe alınması. Daha da acısı okullarda verilen eğitimlerde yine bu yapının literatüre ekledikleriydi… Şimdi hocalarımız gücenmesin bana ama daha bir tane milli bir proje geliştirmeden hazır bilgiler ile eğitim verilmesine ses çıkarmamanız, ilaç sektöründe kimyasalların kullanılıp insan tedavi etmek kadar vahşice!

Darbe kalkışmasında genelkurmayın iç haberleşme platformlarının bağımsız olması ise tam bir facia. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Başbakanımızın ifadesiyle, neden bize darbeyi bildirmediniz sorusuna yanıt veremedi demesi bilişim sistemleri ve bilgi güvenliği konusunda ki eksikliklerimizin en üst düzeyde halen daha farkında olunmadığının en büyük göstergesidir.

Oysa bizim geliştirmeyi ve uygulamayı planladığımız sistemde, bilişim sistemleri üzerinde her ne yapılmış, kim yapmış ve ne zaman yapmışsa sistem yöneticisini dahi takip edebilecek şekilde tasarlanmıştır. Örneğin MKE nin flaş diskle sızdırılan silah çizimleri ve ösym soruları gibi bir çok veri çoktan tespit edilebilirdi bu sistemle. Tabi buraya gelene kadar daha çok yapılması gereken var…

Mevcut durumda Paralel Yapı eğer fetö ise bu yapıya da bir isim verilmesi gerekmez mi? Bu yapıya benim verdiğim isim ise Fraktall Yapı. Yani iç içe geçmiş simetrik cisimlerin sonsuzluk hissi veren ve hareketli görünüm oluşturan geometrik terim…

fraktal2

O halde kişiler değişse ve yeniden yapılandırma kişiler üzerinden yapıldığı müddetçe paralel yapı insanları kullanıp fraktal yapıyı gizleyerek eylemlerine devam edecek.

Eğer devlet aklı, üst aklı alt etmek istiyorsa artık bizlere kulak vermesi gerekiyor. Her şeyin bir zamanı var ise şimdi değilse ne zaman?

Özetlemek gerekirse, dört bir tarafımız bazen insanlar vesilesi ile bazense bilgisayar teknolojileri ile sarılmış vaziyette. Bir özel kuvvetler komutanı bana, yahu Çanakkale de geldiler de ne oldu, teknoloji de neymiş Allah’ın da bir planı var bu kadar önemseme dediğinde kendisine tedbir kuldan takdir Allah’tan diyerek siz belki bir 30 sene daha yaşarsınız ama çocuklarınız bu teknoloji ile büyüyor dedikten 2 gün sonra darbe kalkışması teknolojik sistemler ile örgütlenerek yapıldı. Eğer bu sistemler menfaatimize kullanılıp geliştirilseydi belki de bunca şehit vermeyecek ve çoktan bu kalkışma önlenecekti.  Bu en basit örnekti aslında. Turancı olduğunu söyleyen komutan emin ol aynı amaca hizmet etmek ya da ne şekilde hizmet ettiğini dillendirmek ayrı bir şey. Sen gelenekçi anlayışla yaşayıp şimdi ticaretle uğraşıyorsun. Bizlerse, yenilikçi anlayışla ticaretimizi ülkemize değişip ahkam kesmeden ölümüne geliştirmeye ve farkındalık oluşturmaya devam ediyoruz. Sen rütbe ile övünürken biz gerektiğinde asker gerektiğinde komutan olan Halid Bin Velid’in tevazusunu yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyoruz.

Tags : bilgi güvenliğihalid bin velidİstihbarat zaafiyeti
Burak Bozkurtlar

The author Burak Bozkurtlar

Siber Güvenilir Türkiye

Leave a Response