Bilgi Güvenliği

Donkişot ve Kalemşörlerin Savaşı

indir (2)

Basın mensuplarının görevi, nerede haber niteliği taşıyan bir konu varsa bulmak ve duyurmaktır. Eğer Sinan Çetin’in oğlu kaza yaparsa bu haber niteliği taşır ama Hasan amca kaza yaparsa neden haber niteliği taşısın ki yayınlayalım olur. Hatta gündem çok yoğun diyerek popüler olmayan haberler hep ertelenir. Ayrıca, yayın akışları meşhur büyük patronların onayından geçerek yayınlanır. Bir anda et fiyatlarına etki edebilecek haberlerde yapılabildiği gibi, son dakika başlığı haberleri ile gündemler belirlenebilir. Kısacası, Sistemi Kuranlar, Sistemin içinde olanlar ve Sistemi Yönetenler hep vardır.

Ülkemizde insanlar gruplaşıyor demek ise bana göre basit bir çelişki örneği. Dikkat edin, her bir taraf kendisinin hak, doğru, düzgün, dürüst gibi ne kadar pozitif tanımlama varsa sahipleniliyor. Herkes birbirinin açığını bulma ve ayyuka çıkarma peşinde. Zamanında A görüşünü savunanlar şimdilerde Z görüşünü savunabiliyor ve Z’de olsa A’da olsa doğru yolu bulduk bile demeden görüşler arasında geçiş yapıyorlar. Üstelik tüm bunları Sistemi yönetenler tarafından aldıkları maaşlar doğrultusunda Özgün Görüş başlığı altında yapıyorlar. Aslında bir nevi kalemşörlük yapıyorlar. Silahşörler gibi birilerinin alınlarının tam ortasına kurşun sıkarak cinayet işlemeyen kalemşörler, çoğu zaman toplumsal infiale yol açarak bir virüs gibi toplumu yok edebiliyor ve hiç bir cezası olmuyor. Üstelik blogger, yazar, danışman, sunucu gibi ünvanlar için her hangi bir sınava tabi tutularak diploma almanıza gerek kalmadan oldukça popüler olabiliyorsunuz. Aklınızı kiraya vermeyin diyenlerin, akıllarını kiraya verip aldıkları maaşlar karşılığında konuştuklarını görebilirsiniz.

Elbetteki saygı değer olan ve asla aklını kiraya vermeyen onurlu düşünür, yazar ve çizerler de yok değil.

 

Örneğin Nihat Doğan her konuda uzman. Şarkıcı, magazin yorumcusu, siyasetçi derken en son ahlak bekçiliği ve dini yorumlarıyla ekranlarda bilirkişilik yapıyor… Ayrıca devlet başkanımızın savunuculuğu yapan Nihat Doğan’a malesef devlet başkanımız yada yetkililer “Sus, Kapa Çeneni” demiyorlar… Bu durum da devlet mekanizmasının sosyal çevrelerde sulanmasına sebep oluyor. Yani eğer devleti de insanların inanç ve kutsallarını Nihat Doğan gibiler çıkıp kendilerince savunuyor, yorumluyor ve irdeliyorsa bu işin cılkı çıkmış demektir.  Atasözlerinin bir kere daha ne kadar önemli ve her çağda geçerli olduğunu görmekteyiz; “Dinime Küfreden Müslüman Olsa”

 

Elbette ki yazımın temelinde eleştiri var ve bilindiği gibi eleştiri varsa çözümü de var. Öyle ya, eleştirmek kolay var mı çözümün?

Şimdi çözüm önerimiz var çok şükür lakin bu çözüm önerilerini duymazdan, görmezden gelenler de var. Ama olsun, yılmadan, yıkılmadan üretmeye devam edeceğiz.

 

Siber İstihbarat Yöntemleri;- Sosyal Mecralar, Program ve Uygulamalar ile Teknolojik Donanımlar…

 

Konvansiyonel olmayan savaş teknikleri arasında yerini alan Siber Savaş başlığı bazen bir web sitesi hacklemek yada DDOS attack olarak bilinen sistemi meşgul ederek işlevselliğini yavaşlatmaktır. Aynı zamanda devlet Başkanımızın söylediği gibi “insan istihbaratı” kavramı da çok önemlidir. Size para teklif edilse asla vatanınızın aleyhine bir bilgi paylaşmazsınız yada her hangi bir yabancı istihbarat örgütüne çalışmazsınız ama üstüne para ödeyerek kullandığınız akıllı telefonlar ile hangi istihbarat örgütüne çalıştığınızı dahi bilmeden istihbarat elemanlığı yaparsınız. bir çoğumuz da bunu zaten yapıyor. Nasıl mı? Neden mi? Benim telefonumu dinlese ne olur mu?

 

İnanın bunların yanıtını, hakikaten soruyorsunuz bende hakikaten yanıtlayamam. Çünkü vereceğim yanıtların algılanabilir olduğundan emin değilim.  Zaten bu konu ara ara coca cola içmeyin diyenlerin bırakın içip içmediklerini, nedense el kaldırıp yasa çıkaranlara “haydi eller havaya coca cola yasaklansın” dememesi kadar büyük bir çelişki. Yani ülkemde yasalarla ve kanunlarla birlikte ilgili kurumların izni ile raflara giren bir markayı ister içerim istersem başımdan aşağı dökerek kullanırım. Bir çok marka için yapılan kullanmayın, protesto edin söylemleri bahsettiğim gibi eleştirip çözüm önerisi sunmamaktır ve bu da trajedidir.

Şimdi birileri bedavadan istihbarat elmanlarını buldular ve kullanıyorlar. Bu yöntem bariz bir şekilde ve inkar edilemeyecek boyutta netken hiç bir yetkili yada konusunun uzmanı çıkıp bunları dile getirmiyor ve yazımın ilk satırlarında belirttiğim gibi kalemşörlükten öteye geçemiyor.

Hazır bu kadar bilişim sistemleri hayatımızın bir parçası hatta vazgeçilmesi arasındayken;

-Kamu personellerinin hesap hareketleri, kara para aklama yöntemleri (bit coin ve türevleri dahil) yaptıkları satın alma, ihale görüşme kayıtları tıpkı TBMM nin yayınlarının yapıldığı Meclis Tv gibi yayınlansın. Tamam çok uçuk geldiyse Egemenliğin Kayıtsız Şartsız Milletindir cümlesinde olduğu gibi egemen olabilen milletin tek tek inceliyebildiği bir web platformunda yayınlansın. Alın size bedavadan masrafsız omdusman ve müfettişler. Tespit edilen şüpheli alım, ihale, kazanç gibi konular incelensin. Ne hakim taraf tutabilsin, ne de bir bakan oğlu diye ihale alabilsin.

-Devlet başkanımın her bir konuya müdahil olması imkansız elbette. Ama Adaletin bekçiliğine inanaların geri planda olduğu ve sistem tarafından isimlerinin bile tanımlanmadığı bir sistem ile “Sanal Devlet Başkanlığı” kavramını uygulayalım. Çok mu zor? imkansız mı?

Haydi bu sorulara zor ve imkansız diyenler bir tarafa çekilip izlesin. Belki zor ve imkansız dedikleri için elde ettikleri rantı kaybedecekler ama çocuklarına daha iyi bir hayat için yaptıkları bu yanlışın farkına varamayacakları zaman yani mezarda olduklarında 2 nesil sonrasının kendilerinden daha beter köle olduklarını dahi göremeden fosilleşme yolunda ilerleyecekler.

Bırakın bu dış güçleri artık. Çünkü dış güç üretiyor, yediriyor, içiriyor ve satıyor. Sen ülkene alıyor, yatırım yaptırıyor ve yasalarınla koruyorsun sonrada çıkıp milli ve yerlilikten bahsediyorsun. Üstelik milli ve yerli tanımı tamamen çarpıtılmışken bütün bunlar oluyor.

 

Siyasetçinin işi doktorluk değil ama sağlık bakanı siyasetçiden. Güvenlik siyasetçinin işi değil ama güvenlikçi de siyasetçi. Daha bu varyasyonlar çoğaltılabilir değil mi?

Tamam tamam… Fazla kurcalamayalım ve motoru yakmayalım…

Sitemin içinde olanlara  ekmek yok! Boş pozisyon yok! Öyle ya, her elzem konunun pozisyonunda birileri var. Hem sen de kimsin ki buralara göz dikiyorsun? Elbette haddiniz değil. Ancak bu sistemde halen daha başlığı bile olmayan ve bu başlığın altındaki konuların bile netleşmediği bir pastanın farkında olanlar var. Bu pasta hem maddi getirisi yüksek hemde gelecek nesiller için oldukça lezzetli…

 

Halen daha anlamadınız mı?

Şehitlik mertebesine yalnızca Sistemin içinde olanlar nail olacak…

 

Donkişot, kalemşörlere karşı, siz neye karşı?

 

Bugün ve bugüne dek hayatlarını bizler için feda eden Asker ve Polislerimizden özür dilerken, Allah’tan da Rahmet diliyorum.

 

 

Yutkunamaz bir halde dünyada ki tüm zulümleri izlemek ve tüm bu yaşananlar karşısında Sistemi Kuranlar, Sistemi Yönetenler ve Sistemin İçinde olanların farkında olup sessiz kalamadığım için de bir nebze umutlanıyorum.

 

 

Söyleyene değil, söyletene bak; Adalet mülkün Temeli

Haksızlık Karşısında Sumayınız, Şerefinizi Yitirirsiniz

Hayalleriniz varsa, gerçekliği de vardır

Tags : adalet mülkün temelibilgi güvenliğidonkişotkalemşörsiber güvenlikSiber güvenlik komutanlığısiber güvenlik nedir
Burak Bozkurtlar

The author Burak Bozkurtlar

Siber Güvenilir Türkiye

Leave a Response