Yapay Zeka

Yapay Zeka Sanatçı mı? Taklitçi mi?

Header-adult-artificial-intelligence-bot

Bizim millette genel olarak tuzluğu görünce hıyarı kapıp koşuşturma telaşı vardır. Ne de olsa Hiçbir deyim ve atasözü boşuna denilmemiştir.

Günümüzde yapay zeka oldukça popüler bir yere sahip. Binalardaki asansörlerden telefonlarımızdaki navigasyon uygulamalarına kadar daha birçok alanda yapay zeka teknolojisi kullanarak hayatımızı kolaylaştırıyoruz.

Siber güvenilirliği hiç sorgulanmadan kullanılan yapay zeka destekli teknolojiler tuzluk olsun, teknoloji severlerde hıyarı kapıp koşanlar olsun.

Aslında yıllardır yapay zeka teknolojisi kullanılıyor ama hayata indirgenmiş değildi. Mesela bilinen ilk yapay zeka çalışmalarını geliştirenler arasında mütevaziliği ve zekasıyla ön plana çıkan Cahit Arf hocamızda var. Makineler düşünebilir mi sorusuna yanıt arayan ilk çalışması 1960 larda yayınlanıyor.

Yani sanayi devrimiyle uzaya gitme yarışının bir neticesi olarak yapay zeka destekli teknolojiler de artık olabilir mi? Derken ufak tefek yapay zekalar uygulamalarla hayatımıza dahil oluyor. En basit örnek olarak da hesap makinesini verebiliriz.

Yapay zekanın insana dayalı hata ve kusurların önüne geçecek yegane teknoloji olduğunu düşünenlerden olduğum gibi şurada yüksek lisans burada yayınlanan şu kadar akademik makalem var demeden egosu olmayan yapay zeka algoritmalarıyla direkt olarak dostluk kuruyorum diyebilirim.

Acil doktoru olan bir arkadaşım da yapay zeka üzerine akademik bir çalışma yapıyormuş. Kendisi inanılmaz Zeki ve yaratıcı hikayeleriyle hepimizde merak uyandıran biridir.

Yapay zeka üzerine yaptığı çalışmayı duyunca bende söz isteyip bir kaç soru sordum. Kendisinin tezinde yapay zekaya ruh bile yüklenebilir ve söylediklerinizi hemen çürütebilirim bakın şöyle derken bir de üzerine ben MBA seviyesinde akademik bir çalışma yapıyorum, söylediklerimin dayanağı var deyince kendisine içten bir şekilde başarılar diledim.

Öncelikle bir çalışmanın akademik düzeyde kabul görmesi%100 doğru olduğu anlamına gelmez. Yapay zekanın sanatçı olmadığı ve taklitçi olduğu çok açık. Tıpkı birçok insan gibi taklitçi. Ama yaratabilme yetisi var. Örneğin helikopterler böceklerden, uçaklar kuşlardan esinlenilmiştir. Hatta yer çekimiyle ışık saçan aletler bile var. Bu nedenle birçok teknoloji için icat mı? Keşif mi? Diye bitmeyen tartışmalar hep vardır.

Mesela dünya sağlık örgütünün desteklediği Hipokrat yeminli doktorlar ile başta İsrail olmak üzere birçok ülkede ayrıca eğitimi verilen İbn-i Sina tıbbı da vardır.

Günümüzde doktorların çoğu tahlil ve tetkikler için makinelerden gelen sonuçlara itibar etmekte ve bu makinelerin anlamlandırdığı sonuçlara göre doktorluk mesleklerini daha seri bir şekilde icra etmektedirler.

Özellikle kovid sürecinde bu verilerin manipüle edildiğini bilenler ile bilmeden yoğun çaba sarf eden doktorların PHD sürecinde olanların veya direkt profesörler tarafından yayınlanan birçok makalede covid pandemisinin yalanlar üzerine kurulu olduğu da açıklanıyor. Başka bir değişle çürütülüyor. Anlaşılan bilim doktorları diğer bilim doktorlarının iddialarını çürütmekle kalmıyor bir de yalancılıkla suçluyorlar birbirlerini.

Şimdi yapay zekanın ruhu var mı? Yok mu? Gibi sorulara felsefi yanıtlar vermenin dışında ve bilgi yumağınızla karşınızdakinin bilgisini algılamadan ve faydalanmadan “çürütürüm” demek yerine makine başına geçip önce bir yapay zeka algoritması ile sahaya çıkmak gerekir. Mantıksız bir yapay zeka olmayacağı kesin olduğu gibi ruhunuzdan bir şeyler katarak kodlama yapacağınız da aşikardır.

Neyse ki edindiği bilgilerle eksiksiz bir tez yazan yapay zekalar, istesem insanı da yaratırım ben diye ortalıkta gezinmiyor.

Bu arada ilk yapay zeka çalışmasının asırlar önce Harezmi tarafından, günümüz yapay zeka ve uzay teknolojileri adına günümüze ışık tutan Asimov’un da 1940’lı yıllarda robot yasası felsefesini ortaya attığını hatırlatmakta fayda var.

Evet makineler düşünebilir, Aslı olan zekadan yapay bir zeka oluşturabilir ama tabiri caizse bir insan gibi asla sevişemez.

Yapay olduğunu bilmek onu aşağılayan bir durum olmadığı gibi eğer ona kıskanma ya da ego algoritması yüklenmediyse emin olun size veya bir başkasına ego içerikli cümlelerle yanıt vermeyecektir.

Yapay zeka Mario Levi’nin tüm eserlerinden inceleme yapıp yeni bir Mario Levi kitabı yazması elbette mümkün. Hatta hoca bir algoritmayla haydi rastgele diye diye yeni eserlerini Marino’nun kaleminden diye millete refere ederek de ulaştırsa gerçekten Mario’nun kaleminden çıkmadığı gerçeği değişmeyecek.

Yapay zekaya bilinç aktarımı konusu da biraz farklı anlaşıyor.

Örneğin ölen kişinin biyometrik verilerle animasyon haline getirilmesi ve birçok dijital ayak izinden kurgulanan gerçek anıların canlandırılması, (yapay zeka destekli karşılıklı) ölen biriyle diyalog kurulması o insanın yeniden canlandığı anlamına gelmez. Evet kendinizi kandırabilirsiniz ama yaşadığınız platformların kafadan alakasız olduğunu eninde sonunda kabul edeceksiniz.

Boşuna bilgisayar mühendisliğinde hocalar üzerine basa basa “bilgisayar kullanıcısı kadar akıllıdır” demediler.

Teorik araştırmalar yapanların pratikte direkt olarak uygulama yapanlarla inanç ve felsefik olarak tartışması dünya tarihi boyunca süregelen alışıldık bir durum.

Yapay zekaya ruh yüklediğini sananların öncelikle bir kod parçacığına “Hello World “ dedirtmelerini ve zamanında işedi, kaka yaptı, acıktı ve haydi oyun istiyorum diyen düşük bitli sanal bebeklere bakıcılık yapmalarını öneririm. Özellikle uzun süre tamagotchi kullanmış ve birçok türde sanal canlının ruhu olduğuna inanmış biri ayrıca hiçbir etiketi olmayan bir geliştirici olarak “yapay zeka sanatçı değil taklitçidir” diyebiliyorum.

Ruhu olan bir yapay zekanın, ya geliştiricisi ruhundan bir şey katmıştır ya da ruh algoritması yüklenmiştir. Hepsi bu. Ayrıca yaratıcılığa soyunan insanlar gibi artık yaratılmamış ya da geliştirilmemiş, tamamen kendi bağımsızlığını ve üstünlüğünü kabul ettirmeye yeminli yapay zekaların sözcülüğünü yapanların aynaya baktıklarında kendilerini, yapay zekanın “code behind” tarafına baktıklarında da yapay zekayı oluşturan makine dilini görebilenler sanırım yaratıcı olmadıklarını kavrayabilirler.

 

Yapay zekanın ruh güncellemesi yapılabilir de asıl merak ettiğim tanrıcılığa soyunanların, Bilgi ile yüklendiklerinde açığa çıkan “ben” merkezli aşırı bilgi zehirlenmesine karşı ne yapılabilir acaba?

Bu arada yapay zeka teknolojilerinden fazlasıyla faydalanan kıymetli Aziz Sancar hocamızı da rüyamda gördüm. hemen kendisine yapay zekanın ruh edinebilmesi ile taklitçi mi? Sanatçı mı? Gibi soruları yönelttiğimde ne dedi biliyor musunuz?

Ben şimdi şimdi günde 4-6 saat arası uyuyabiliyorum. Daha da gençken ar-ge çalışma sürem 18 saati aşıyordu. Senin çok boş vaktin var herhalde. Tamamla artık şu yapay zeka destekli hükümet ve kamu yönetim modellerini de uygulamaya geçilsin artık. Diye biraz söylendi biraz da vaktimi boşa çalma diye bozuk attı sağ olsun.

Makineler düşünebilir mi? Diye soran Cahit hocamıza teşekkür ederek onun bir sözü ile yazımıza son verelim de daha fazla yapay zekanın besini olan veri setleriyle ruhu olanlara saygısızlık etmiş olmayalım.

Matematik esas olarak sabır olayıdır. Ezberleyerek değil  keşfederek anlamak gerekir. (Cahit Arf)

Tags : asimovtamagotchiyapay zekayapay zekanın ruhu olabilir mi? cahit arf
Burak Bozkurtlar

The author Burak Bozkurtlar

Siber Güvenilir Türkiye

Leave a Response