Bilgi GüvenliğiCyber SecurityDijital Dönüşümsiber güvenlikSiber istihbarat

Siber Güvenilir Bir Türkiye Olmak Çok Mu Zor!

türkiye-siber-121-945×510

Geçtiğimiz günlerde bir yazı dikkatimi çekti. (1)“Tekrar Pardus” içerikli yazıda, yazılım konusunun önemine vurgu yapılıyor ve  “Siber savaş zor! Bu işleri engelleyenleri bulmak zor değil, çoğu kripto FETÖ’cü” başlığı atılmıştı dikGAZETE.com’un arşivlik yazısında, milli bir arama motorumuzun olmamasından tutun, milli veri bankası eksikliği ve ASELSAN’ın yeteri kadar desteklenmemesine kadar birçok konuda eleştirilerini sıralamıştı.

Bu durumda, bilen veya bilmeyen birçok kişinin siber güvenlik ve bilişim üzerine basit bir araştırmayla belli bir seviyede bilgi sahibi olmasından dolayı düşüncesini dile getirmesinde herhangi bir sakınca olmadığı da haklı olarak kabul edilebilir bir durum.

Yazıda “Kripto FETÖ’cüler hala sistem içinde etkin konumda ve hala terfi ediyorlar” cümlesinin gerçekliğini hep birlikte gözlemleyebiliyoruz. Elbette devlet bu konuda gerektiği an, gerekeni yapacaktır. Şu sıralar beklemesinin nedeni, kendilerini Oxford mezunu olarak tanıtanların, uluslararası etkinliklerde boy gösterirken ağlayan ve özellikle yabancı izleyicilerin bıyık altı gülüşlerine neden olan İngilizce konuşmaları da, yabancı istihbarat örgütlerinin geliştirdiği sosyal mecraların sözcülüklerini yapmaları da kayıt altına alınmış olsa gerek ki, pek yakın zamanda Eskiden Türk Telekom genel müdürlüğü yapanların ve ekibinin rüşvet iddiaları yüzünden tavsiye edildiği gibi şu anki kripto FETÖ’cülerde zamanı geldiğinde tavsiye edilecektir. (2)

Sektörün dışından olan biri olan yazarın tespitlerinin büyük bölümü yerinde ve haklı tespitlerdir. Yerli geliştiriciler tarafından geliştirilen bir yazılımın %100 yerli olabilmesi için, Programlama dili, veri tabanı ve elbette ki makinenin bile yerli metotlarla üretilmesi gerektiği gerçeğini gizlemeye gerek yok diye düşünüyorum.

Sektörün ileri gelenlerinden olduğunu iddia edenler birçok etkinlikte boy gösteriyor, eleştirdikleri kamu yöneticilerini haklı olarak eleştiriyor ancak iş onlarla bir araya olunan etkinliklerde yüz yüze olmaya gelindiğinde, hemen önler ilikleniyor ve sözde Atatürkçü duruşların yerini karşılıklı edepsiz sırıtmalar alıyor. Öte yandan, “Amerika’yı bir daha keşfetmeye ne gerek var? Açık kaynak kodlu yazılımlar ile özgürce ve kişiye özel geliştirmeler mümkün” gibi özel sektörün omurgasızları tarafından seslendirilen cümlelerle gençlerimizin de kafası karıştırılıyor.

Sevgili geliştirici, karakterli ve omurgalı kardeşlerim; geliştirici olmak, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak adına çalışmak bir bütündür. Muasır medeniyet seviyesinde kabul ettiğimiz ülkelerin ahlaken çöktüğünü ancak teknolojiye hakim olmaları nedeni ile dünyada hüküm sürdüklerini hep birlikte görüyor ve tecrübe edebiliyoruz. Öncelikle açık veya gömülü olsun, literatürde olan her ne varsa çok iyi derecede bilmek zorundayız. Edindiğimiz bu bilgiler ile birlikte, yeni teknolojileri geliştirmek üzere hamleler yapmalıyız. Hatta, biz kimsenin yeğeni, adamı, kardeşi, çocuğu veya damadı olamayız, hakkımız ile de bu işleri bizlere yaptırmaz diye karamsarlığa kapıldıysanız size bir müjde vereyim…

Binlerce yıllık devlet geleneği olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yeni nesil geliştiricilere çok büyük önem veriyor ve birçok konuda gençlere destekler veriyor. Bu destekler, hükümetler tarafından kendi yakın çevrelerine dağıtılan para ya da iş destekleri gibi de değil. Çok fazla detay vermeyeceğim ama yeteri kadar ister ve atalarınıza duyduğunuz saygı ve sevginin hakkını vermek adına, çok çalışarak geliştirmeye odaklanırsanız, devletin mihenk taşları sizleri bulur ve gereğini yapar. Bu yüzden, önce mevcut teknolojik literatüre hakim olmalı, ardından da kendi metot ve stratejilerimizle, global dünya ile görüşebilen teknolojileri devreye almalıyız. Bu güne dek yapılan çalışmalarımız arasında GökTürk alfabesi ile geliştirilen ve kritik görevlerde kullanılan bir de programlama dilimizin olduğunu ve maalesef önceden bilincimize dansöz olarak kazınan bir değerimizin şimdilerde veri tabanı türü olarak kurgulandığını da belirtmekte fayda var. Uluslararası standartların önemine vurgu yaparak sosyal mecra hesaplarında RTE ile çekildikleri fotoğrafları kapak fotoğrafı yapanların, Reis yanındayız, arkandayız gibi söylemleri bir tarafta dururken, devletin tüm teknolojik altyapısının yabancı istihbarat örgütlerine peşkeş çekilmesi de, hiçbir denetime tabi tutulmadan akıllı telefon, tablet ve bilgisayar gibi teknolojik ürünlerin yanı sıra, biometrik yüz verilerimiz, parmak izleri ve çok daha fazlasının dış güçlere hediye edildiğinin altını çiziyorum. Emin olun, yakın gelecekte, özellikle kamu yöneticilerinin eksiklikleri nedeni ortaya çıkan, bu ve çok daha fazla teknik zafiyete sebep olanların üzerini de Türk Gençliği çizecektir!

 

Son olarak, konunun uzmanlarına şu soruları sorarak yazıma son vermek isterim. Hani derler ya; “Ben horozumu saldım, tavuğu olan düşünsün”

 

  • Türkiye neden birçok ürününü Çin’de üretiyor?
  • Özel sektör ve kamunun önde gelen teknoloji yöneticileri arasında neden halen daha “PARA” kazanma arzusu ön planda?
  • Offshore hesaplarına para gönderen özel sektör temsilcileri ve hatta Cumhurbaşkanı’nın danışmanıyım diye ortalıkta gezip, teknoloji firmalarına kamu tarafında şartname hazırlatanları neden kimse dile getirmiyor?
  • % 100 yerli yazılım diyebilmek adına ihtiyaç duyulan enstrümanlar nelerdir?
  • Neredeyse herkesin kullandığı internet altyapımız hangi ülkelerin teknolojileri ile inşa edildi ve hangi ülkeler tarafından yönetiliyor?
  • Sosyal mecralar başta olmak üzere, teknoloji üreticilerin isimleri ekranlarda dile getirilirken, neden hiç kimse çıkıp da, “yahu arkadaş sen neden bu adamların reklamını yapıyorsun? ” demiyor?
  • Bakanlıklarda ihtiyaç duyulan programları geliştiren firmaları kimler denetliyor?
  • Uygulama marketlerinde (GooglePlay, AppStore gibi) sadece bir uygulamayı veya oyunu internet erişim engelleme yetkisine sahip olan BTK kaldırabilir mi? Erişimi Engelleyebilir mi?
  • Yabancı markaların sponsorluğunda “Yerli, Milli Teknoloji” etkinliği yapan ve Diriliş Ertuğrul’dan esinlenilen kostümlerle siber güvenlikten bahsedenlere Türk Gençliği destek verir mi?

Tüm bu sorular ve sorulması gereken tüm soruların yanıtları elbette ki var. Bu yanıtların sahibi ise bu işlerde sadece Türk Gençliğini görmek istiyor ve bu yüzden bu sorulara sadece Türk Gençliği cevap verebiliyor. Cevaplar ise herkesle paylaşılmıyor. Bu satırları okuduktan sonra karamsarlığa kapıldıysanız, Türk gençliğinden asla destek alamayacak olanlar listesinde adınız muhakkak vardır. Eğer gururlandıysanız, Türk Gençliği’nin zihni sizler ve yeni nesiller için her zaman emrinizde demektir. Sektörün lideri veya öncüsü olduğunu dile getirenlerde bir zamanlar gençti. Şimdi yaşlandılar ve dönüp arkalarına baktıklarında, yabancı markaların distribitörlükleri üzerinden ülkelerine nasıl ihanet ettiklerini görüyorlar. Son bir çırpınış ile milli teknoloji söylemlerine sarılıyorlar ama nafile.

 

Cebren ve hile ile dijital tüm altyapımız ele geçirilmiş olabilir. Hatta, kamu yöneticileri ve özel sektör kol kola girerek, şahsi menfaatleri için sözde milli, yerli teknoloji etkinlikleri düzenleyebilir ve kuru söylemlerle milleti avuttuklarını sanabilirler. Türk istikbalinin evlatları olan gençler, muhtaç oldukları kudretin, damarlarındaki asil kanda saklı olduğunu çok iyi biliyor.

Son olarak Devlet Başkanımız tarafından dile getirilen kendi teknolojimizi üretmezsek gerçek manada bağımsız olamayız diyor ve herkese siber güvenilir günler diliyorum.

 

 

(1) http://www.dikgazete.com/siber-savas-zor-bu-isleri-engelleyenleri-bulmak-zor-degil-cogu-kripto-fetocu-makale,871.html

(2)http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/970478/Bakanligi_karistiran__rusvet__iddialari_Meclis_gundeminde.html

(3) http://www.hurriyet.com.tr/cumhurbaskani-erdogan-kendi-teknolojimizi-ure-40693255

 

 

Devamını Oku
Genel

Bir Siber Güvenlik Hikayesi

651218-636443588675698459-16×9

Son günlerde özellikle Facebook hesabı çalınanlar ve bu hesapları çalarak, arkadaş listelerinde genç yaşlı demeden herkesle alay ettiğini sanan siber zorbaların sebep olduğu mağduriyetleri dinliyorum. Öte yandan siber zorbalıkta sınır tanımadan ahlaksızlığın dibine vuranlar, küçük yaşlardaki çocuklara akıl almaz tacizlerde bulunabiliyor. Aileler ise oldukça çaresiz. Savcılık makamına suç duyurusunda bulunmak ise malesef hiçbir çözüm üretmiyor. Çünkü, Facebook’un Türkiye’de hizmet verdiği bir müşteri hizmetleri de yok. Bu durumu dile getirmeyen bir BTK başkanı vardı çok şükür o da yok artık.

Siber zorbalık ve kurumsal bilgi güvenliği başlıklarında araştırma yaparken rastladığım harika bir videoyu sizlerle paylaşmak istedim. Hakikaten çok başarılı bir çalışma olmuş. Sade ve net anlatımı sayesinde, özellikle sosyal mecralarda çok daha dikkatli olmanızı sağlayacağından hiç şüphem yok.

Sözü çok uzatmadan, siber güvenlik farkındalığının fevkinde olacağınız “Bir Siber Güvenlik Hikayesi” ile sizleri başbaşa bırakıyorum.

 

 

 

 

 

 

Nova Laboratuvarları tarafından hazırlanan bu farkındalık çalışması için, yapımda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

 

 

video kaynak: KhanAcademyTürkçe https://www.youtube.com/watch?v=vWPgPsPcA2c

Devamını Oku