spy-phone-1

Siber güvenliğin önemini anlata anlata dilimde tüy bitmekle birlikte klavyemin tuşları neredeyse silindi diyebilirim. T.C. Cumhurbaşkanlığı, T.C. Millî Savunma Bakanlığı ve T.C. İçişleri Bakanlığınca yayınlanan genelgelerden akıllı telefon, tablet ve ücretsiz mesajlaşma uygulamaları ile sosyal medya platformlarının asker ve emniyet mensupları tarafından kullanımının nerede ve hangi hallerde yasak olduğu açık bir şekilde belirtilmiş olmasına rağmen halen daha bu kurallara uyulmadığını maalesef hep birlikte tecrübe ediyoruz.

Bir taraftan sosyal medyada canlı yayın açarak görev, üst bölgesi ve teçhizat gibi detayların yayınlanması bir taraftan akıllı telefonların Five-Eyes ile veri paylaşımları sayesinde elde edilen siber istihbarat bilgileri kritik öneme sahip başlıklar olmakla birlikte bilişim diplomasisinde yaşanan eksiklikleri de gözler önüne seriyor. Yeni mevzuat ve düzenlemelerle hem siber istihbarat faaliyetleri için milli dijital dönüşüm stratejilerini oluşturması beklenen Dijital Dönüşüm Ofisi, kerameti kendinden menkul başkanı sayesinde ne bir adım ileri gidebildi ne de bir santim uzayabildi dersem kimse gücenmesin. Dijital Dönüşüm Ofisi bırakın Ulusal Siber Güvenlik Stratejilerini milli ve yerli olarak dönüştürmeyi, mevcutta yürürlükte olan başlıklara dahi odaklanamıyor. Varsa yoksa sosyal medya ve teknoloji markalarının yetkilileriyle fotoğraf çektirip poz vermekten başka bir icraatlarını ben görmedim de duymadım da. Geçtiğimiz gün NASA’nın konsülünde bile yoklardı. Uzay çalışmalarında Türkiye’nin olmasına rağmen isminin geçirilmemesi ve diğer ülkeler olarak adlandırılmasına koskoca ülkeden katılım sağlayıp tepki veren de deli Dumrul misali bir ben oldum.

Daha önce de sosyal medya yasası çıksın diye tepinenler olduğunda anlatmaya çalıştığımız detay şuydu; kardeşim sen istediğin kadar yasa çıkar, istediğin kadar bant daraltması yap, siber güvenlik farkındalığın olmaz, bilişim diplomasisi üzerine stratejilerini belirlemez ve siber diplomatları sahaya sürmezsen ancak fotoğraf çektirir durursun dedik ama dinletemedik. Üstelik Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve ilgili kurumların yayımlanmış genelgelerine rağmen dinletemedik. Yazışmalara bakarsan yapılan iş çok ama icraat nerede diye sorduğunda, dostlar alışverişte görsün misali somut bir şey yok.

Şimdi konudan uzak olanlar “bu ne diyor kardeşim? Yaşanan son saldırıların sosyal medya veya akıllı telefonlarla ne alakası var?” diyebilirler. Hemen izah edelim…

Efendim çağımız artık dijital bir çağ. Yani akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar yani internetle haberleşebilen tüm nesneler sayesinde teknoloji üreticileri de kullanıcılarını birer ajan olarak kullanabiliyor. Bana inanmayan NSA’in PRISM projesindeki teknoloji markalarına ve amaçlarına baksın. Bir de Five-Eyes nedir? Ne iş yapar? Gibi soruları sorup kimin hangi ülkelere gönüllü ajanlık faaliyeti yaptığını keşfetsin bir zahmet. Hatta Five-Eyes nasıl olur da HAMAS’ın saldırısını öngöremedi diye kıyamet koparanların haberlerine de denk gelebilirsiniz.

Şimdi Siber Vatan kavramını ağzına pelesenk eden birçoğunun ağzının ortasına Osmanlı tokadı yapıştırmak isteyen çoktur ama mevzu  Starlink Uydularının inci gibi gökyüzümüzde dizildiğinde ses çıkarmayanlara gelince, ne yapılması gerektiğine dair en ufak bir fikir bile duyamayız. Sadece Starlink olayı değil ki! Kolunda akıllı saat olan askeri personeller, Askeri anlaşmalar ile farklı sınıflandırılan teknolojik aparatların ve yazılımların üstün geçiş hakkından faydalanan kamu yöneticilerinin yüz tanıma programıyla övünürken Android veya IOS işletim sisteminde koşan sözde milli uygulamalarının karaborsa misali elde edilme çabası. Ohooo… daha neler var neler.

Zamanında Ciguli ile milleti oyalayanlar bugün yeni nesil Cigulililerini sosyal medya üzerinden piyasaya sürerken ve halkı oyalarken siber istihbaratta gol üstüne gol yeniyor. Şimdi şöyle düşünün lütfen, üzerinde action cam olarak bilinen yüksek çözünürlüklü kameralarla üst bölgesine pusu atacak kadar yaklaşan hainlerin o üzerlerindeki action cam var ya! İşte o action camlerde GPS teknolojisi de var. Belli bir alana yaklaşan veya giriş yapan teknolojik ürünleri tespit eden, alarm üreten ve otonom önlem almak ne kadar zor olabilir? Herkes İHA/SİHA neredeydi diyor ama hiç kimse de çıkıp ya hu Fraud Detection  sistemlerimiz nerede? Diye sormuyor. Milattan önce kalan sözde askeri uzmanların yeni nesil siber güvenlik stratejileri ve teknolojileriyle yeniden yapılandırılması şart. Siber güvenlik caka satmaktan öteye geçilmesi gereken ve ihtiyaçtan öte net ulusal güvenlik konusudur.

Ha keza Milli Güvenlik kurullarında çoğu kez ana gündem maddesi olan siber güvenlik başlığı defalarca ele alındı ve ilgili kurumlardan yapılması istenen çalışmalar da belirlendi. Ancak gelin görün ki ne BTK ne de Dijital Dönüşüm Ofisi başkanları kurumlarını bir adım ileriye taşıyamadı. Aksini iddia edebilen varsa hodri meydan.

Bu arada gerek Ortadoğu’dan balkanlara gerekse Asya’dan Anadolu’ya kadar hem yazılı hem de dijital fısıltı gazetelerinden yayılan haberlere göre birileri Mehdi/Mesih/Deccal üçgeninde sıkışıp kalmış ve uzun zamandır beklenen teknolojinin sonunun geleceği senaryolarla başta mum stoku olmak üzere yaşanabilecek gıda krizi öncesi stok yapma çağrılarında bulunuyorlar. Özellikle STK kisvesindeki cemaat ve tarikatlara yakın olmanın hem dünyada hem de ahiret için cennete varan kazanımlara sebep olacağı vaatlerini sağır sultan bile duydu diyebiliriz. Üstelik tüm bunlar da Hollywood yapımı tadında da destekleniyor.

Ben masallara inanmam ama dinlemeyi ve okumayı çok severim. Şimdi gerçekliğe dönecek olursak, dijital yani teknolojik bir çağda kahvesinden kolasına boykot çağrısı yapıp mobil uygulamasından işlemcisine kadar kullandığımız, kullandığımızı sanarken nabzımızdan osuruk sayımıza, ses tonumuzdan ilgi alanlarımıza kadar her şeyimizi verdiğimiz inanılmaz çelişkilerle dolu bir hayatı yaşamaya zorlanıyoruz. Tüm bu zorlamalar ve çelişkiler nedeniyle gençler, önceki nesillerin yüzünden ya inançsız oluyor ya da inançlıyız diyerek büyüklerini örnek alarak tezatlarla dolu hayatları benimsiyorlar. Bu da niteliksiz, vasıfsız ve ahlaki çöküşü de beraberinde getiriyor. Nitelikli işgücü kurumların dışına kaçıyor ve kurumların içi de yabancı teknolojiler ve işgücüyle dolup taşıyor.

Kısacası Tek devlet dedikleri dijital devletin, dijital bir eyaleti olarak ulus devlet gibi görünen ilginç bir dönemi dünyaca tecrübe etmeye zorlanıyoruz. Özellikle pandemi sürecinde üstün geçiş hakkıyla dijital aşı kartına aşılı olarak gösterenlerin veya tatil gününde devlet dairesinde işlem yaptırdım diye kendini ayrıcalıklı sananların bile çark ettiği, çark etmekten başka alternatifin olmadığı ise dijital dönüşümde siber güvenliğin önemini her kesimin kavraması gerektiğini gözler önüne seriyor.

Evet, siber güvenliğe ayak diretenleri matbaanın devreye alınmasına ayak diretenlere benzetmek mümkün. Ancak kaçınılmaz bir gerçeklik olarak önümüzde duran “yapay zekâ destekli yönetim/denetim sistemleri” öyle ya da böyle devreye alınacak. Önemli olan bu süreçte operatör ve geliştiricilerin ulusal stratejilerde yek vücut olabilmeleri. Gerisi hikâye…

Ezcümle, yapay zekanın birçok meslek mensubunu havada silkeleyeceği hepimizin malumu. Yapay Zekanın eline geçecek meslekler arasında zikredilen idari işler, mühendisler, yazılımcılar, hukuk gibi alanların arasında hiç dile getirilmeyen meslek gruplarını da ben dile getireyim. Din adamları. Evet yanlış duymadınız din adamlarının mesleğini yapay zekâ ellerinden alacak. Şimdiden hangi şeyhin avatarları için ses ve görüntü işlemek adına sıraya girdiklerini tahmin etmek zor olmasa gerek. Microsoft’un mezarlık verileriyle ilgilendiğini bilmeyen kaldı mı bilemem ama dijital ahiret, insansı robotlarla evlilik ya da cariye gibi hususlarda fetva verme yarışına girileceği sanırım herkesin malumu. Analog zekaya sahip olanların kaptıkları köşelerden ve egolarından sıyrılıp siber vatanın dijital kurmay zekalarına yakın olmalarında fayda var. Aksi halde, daha çok boğazımız düğümlenir daha çok yüreğimiz dağlanır.

 

 

 

 

 

https://tr.wikipedia.org/wiki/Be%C5%9F_G%C3%B6z

https://en.wikipedia.org/wiki/PRISM

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/07/20190706-10.pdf

https://www.aa.com.tr/tr/gundem/msb-den-sosyal-medyada-baslatilan-uniformali-fotograf-akimina-karsi-onlem/2412535

https://cbddo.gov.tr/hizmet-birimlerimiz/siber-guvenlik-dairesi-baskanligi/

https://www.mit.gov.tr/isamer.html

https://shiftdelete.net/mit-siber-istihbarat-baskanligi

 

 

Tags : five eyes nedirPençe pusuPRISM nedir?Siber güvenliki yapay zeka destekli yönetimSiber İstihabaratyapay zeka destekli denetimyapay zeka destekli kamu yönetimi
grey

The author grey

1 Yorum

Leave a Response