Siber Güvenlik Başkanlığı Kuruldu Özellikle son dönemde artan siber saldırılar ve bu saldırıların hayatımızda somut etkilerini iliklerine kadar hissettiğimiz sanırım hepimizin malumu. Konvansiyonel olmayan savaş teknikleri arasında yerini alan Siber savaş kavramını hafife almanın ulusal güvenlik açısından çok büyük riskler taşıdığı ve alınması gereken önlemlere ilişkin birçok MGK kararı sonrası bana göre kuruluşu geciken Siber Güvenlik Başkanlığı vatana millete hayırlı uğurlu olsun. Atalarımızın tabiriyle kün aysın diyelim. Tabi başkanlığın görev yetki ve sorumlulukları da oldukça hayati öneme sahip amaç ve kapsam nedeniyle merak konusu oldu. İncelemek isteyenler için Resmi Gazate’de yayınlanan dökümanın bağlantısını aşağıya bırakıyorum, merak edenler için… Bir
Lübnan’da yaşanan ve Hizbullah kadrolarına yönelik İsrail tarafından yapıldığı iddia edilen siber saldırıda çok sayıda ölü ve yaralının olması, saldırı yönteminin ne olduğuna dair sorularda haliyle merak uyandırıyor. Drone ya da savaş uçağının bile ötesinde nokta atışla hedefi imha ya da ağır tahribe yol açan saldırı türü ne ola ki? Diye soranların sayısı da epey artıyor. Çünkü saldırı için kullanılan cihaz basit bir çağrı cihazından ibaretti. Dünyanın en gelişmiş teknolojilerini ve nükleer silahlarına güvenenleri bile ürküten bu olayla aslında İsrail dünyaya “kemerinizde taşıdığınız veya elinizde mesaj okurken baktığınız çağrı cihazınız sonunuz olabilir” mesajı çok net verilmiş oldu. Evet bu mesaj
Son zamanlarda herbokologlarla dolu TV kanallarını izlemediğimden hafif bir tebessüm takınmışken sosyal medya ve hatta hayatın içinde birebir görüştüğüm, yolculuk ettiğim veya kalabalık ortamlardaki ziyaret, yolculuk ve sohbetlerde gördüğüm yansımadan ötürü ve tebessümümüm gördüğü lüzum üzerine benden affını isteyerek uzaklaştı. Sonra dedim ki; ya hu ota boka ne takılıyorsun? Sen işine bak İşim de malumunuz kamu ve özel sektöre siber güvenlik penceresinden bakmak ve gerektiğinde metasploit gerektiğinde exploit ya da bug bounty kasmak yerine asıl mevzuya odaklı bir şekilde siber güvenilirlik üzerine ilgililerin arzına talep üretmek. Bu bazen bir teknoloji olabildiği gibi bazen de basit bir iş fikri olabiliyor. Ancak
Her geçen gün yeni nesil teknolojiler hayatımızın vazgeçilmezleri arasında yerini alıyor ve görünüşe göre de almaya devam edecek. Özellikle elektrikli araçlar, yapay zekâ ile üretilen video içerikler ve dronlar ile gerçekleştirilen gösteriler hepimizin malumu olduğu üzere bu sıralar herkesin dikkatini çekmeye başladı. Uzun süredir yapay zekâ destekli hükûmet ve kamu yönetim modelini açıklayan ve ulusal siber güvenlik stratejilerinde siber istihbaratın kritik önemini anlatmaya çalışan biri olarak yeni bir yazıyla farkındalık oluşturmayı istedim. Yalnız bu yazıyı lütfen dikkatli okuyunuz. Bu dikkatli okumayı da tüm inançlardan bağımsız, yani objektif olarak yapmayı deneyiniz. Günümüzde akıllı telefon ve bu akıllı telefonlarda bulunan mesajlaşma, sosyal
İki arada bir derede yine yapay zekayı iliştirmişsin, iyi de bunun depremle ne alakası var diyenler olabilir. O halde biraz sabırlı olun ve bir demlik çayı veyahut büyük bardak bir kahveyi hazır edip bu yazıyı okumaya başlayın… Yüreğimizi yakan, yüzyılın beceriksizliği, liyakatsizliği ve yalakalığın sonucu olarak yaşadığımız her şey, herkesin malumu. Hiç kimse kusura bakmasın ama yitip giden canların, yetişememenin ve geç kalmışlığın vebali hepimizin omuzlarında. Bu nedenle birileri gibi lafımı sakınmayıp, kimseye hak etmediği unvanları yakıştırmadan hakikatle yazacağım. Devlet çökmedi ve çökmesi söz konusu bile edilemez. Ancak birçok devlet kurumunu sevk ve idare eden yetkililer tam anlamıyla çöktüklerini ilan
“Siber güvenliğin ulusal güvenlik konusu olduğunu artık anlayın ve iktidarlar değişse bile bilişim sistemleri ile operatörleri aynı fabrikadan çıkmışçasına ortalıkta gezindiği müddetçe hiçbir şeyin değişmeyeceğini artık kabullenin. Ayrıca etrafınızdaki yalaka ordusunu derhal dağıtın ya da kimseyi suçlayıp günah keçisi aramayın” Bu sözler sabah namazı için geldiği Hz. Ali camiinde abdest alanlar arasında bulunanlara selam veren Cumhurbaşkanı tarafından selamı alanların aksine sesi çıkmayan gence laf atan iletişim başkanının “Cumhurbaşkanı sana Allah’ın selamını iletti cevap versene! Hem selam vermek sünnet almak ise farz” diyen işgüzar iletişim başkanının çanına ot tıkarcasına haykıran Balamir Ali Göktürk’ten çıkmıştı Bu sözleri büyük bir cesaretle dile getiren
Yaz Kızım Yapay Zeka 2023 seçimlerinin muhatapları arasında adaylar, seçici olarak halk ve tanıtım işleriyle alakalı da Pr şirketleri bulunmaktadır. Hemen belirteyim: Bu yazıda tüm bu muhataplardan olan halk tabakasının beklediği isteklere yer verilmektedir. Okuyanların bilinç düzeyi sıçramasından kaynaklanacak değişimler yazarın değil, okuyanın sorumluluğundadır. Türkiye’de 2023’ün en önemli anlamı elbetteki ebediyete kadar payidar kalacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.yılında ulu önder Musatafa Kemal Atatürk’ün eksiksiz sistem tasarımının bir asra yakın sürede elde ettiği tüm verileri anlamlandırıp çok daha güçlü bir sistemin kalıcığını temin edebilen dijital sistemlerle şeffaflığını sağlamak olsa gerek. Öyle Ya; şu fani dünyada kalan hoş bir Seda imiş… Biri
Kadıköy’de E-Twinning Projesi Esiyor, Tekno-Girişimci Kızlar Geliyor Kadıköy İlçesinden 5 ayrı meslek lisesi birlikte oluşturduğu e-twinning projesini başarıyla yürütüyor. Kadıköy Göztepe MTAL’nin koordinatörlüğünü yaptığı, Ahmet Sani Gezici ÇPL, General Ali Rıza Ersin MTAL, 50. Yıl Feridun Tümer MTAL, Muhsin Adil Binal MTAL meslek liseleriylekonsorsiyum oluşturduğu; mart ayında başlayıp aralık ayında son bulacak olan “Dezavantajlı kızların tekno-girişimcilik becerilerinin artmasını sağlamak” konulu e-twinning projesinin teknoloji ve girişimcilik konulu seminerlerini uzman kişileri dinleyerek, Kosgeb ve Teknofest gezilerini düzenleyerek, çeşitli proje sergi ve şenliklerine katılım göstererek, tümatölye çalışmalarını Coca-Cola İçecek Firmasının yönetici ve eğitimcileriyle birlikte yürüterek devam ettiriyor. Öğrencilerin tekno-girişimcilik becerilerinin artış ivmesini gözlemleyebilmek için ön-testleri
Sosyal medya başta olmak üzere birçok dijital mecrada montaj, kurgu, animasyon ile son günlerde çok ciddi dezenformasyon yaşandığını sanırım akli melekeleri yerinde olan tüm kullanıcılar fark edebiliyor. Üstelik bilen-bilmeyen birçok kişi ve kurumun dilinden düşmeyen Metaverse konusu da yine ilgililerin malumu dahilinde sosyal medya içerikleriyle siber vatanın birçok alanında karşımıza çıkıyor. Sosyal mecralarda bilgi akışı o kadar hızlı ki, hangi bilgi doğru? Hangi bilgi yanlış? Gibi sorulara yanıt bulmak, bu işler için vakit harcamak başlı başına çok ciddi bir iş. Bu tip ciddi işlerle de ya gönüllü sosyal medya kullanıcıları ya da trol olarak adlandırılan kullanıcılar üstleniyor. Elbette sosyal medya