Bilgi GüvenliğiCyber SecuritySiber istihbarat

Türkiye Siber Güvenlikle Bağırsaklarını Gerçekten Temizleyecek!

siber-bağırsaktemizlik

Son dönemlerde yaşanan ifşalara siber güvenlik penceresinden bakmak ister misiniz?

Öncelikle baştan belirteyim aşağıda yazanları okuduğunuzda oturma düzeninizde biraz değişiklik olabilir. Tabi herkes için değil ama birçok kişi için film senaryosu gibi de gelebilir.  Öyle ya! Burada yazılanların çok daha fazlasına erişebilen bir devlet aklı var ve hafızasında işlenen bilgiler var. Şimdi ardınıza yaslanın ve çayınızı yudumlarken okumaya hazırsanız başlayalım…

Kamuya açık birçok yazı ve söyleşide 3. Dünya savaşının siber savaş olarak hızla devam ettiğini, toplumun tüm kesimlerinde bu siber savaşın etkilerinin yüksek dozda yaşandığını ve hatta aile bütünlüğünün bozularak siber istilanın en güçlü enstrümanının uzun süredir aktif olduğunu ve ivedilikle tedbir alınmasının önemine vurgu yapmıştım.

Hatta bu önlemi alması gerekenlerin, yaptırım ve regülasyon uygulaması gereken teknoloji firmalarıyla sırıtarak fotoğraf çektirmek yerine, adam gibi işlerinin hakkını vermesini dile getirdiğimde çok fazla rahatsızlık duyan olmuştu. Olmuştu diyorum çünkü hem bilgiyi ücretsiz alıp hem de para karşılığı bilginin posasını çıkarıp satanlar meşhur abiciklerle ablacıkları devreye sokup geliştiricilere musallat etmeye çalıştıklarını iyi biliyoruz.

Kamuda kullanılan telefon, tablet, akıllı tahta, bilgisayar, işletim sistemi, yüksek güvenlikli şaşalı binaların çizimlerinin yapıldığı tasarım programları gibi daha nice siber enstrüman birçok haber alma servisinin siber güvenlik komutanlığı veya departmanları tarafından maalesef mercek altında. Üstelik güvenlik duvarı, ver kaybı önleme gibi nice siber güvenlik ürünleri de hep yabancı menşeili oldukları için hep bir güvenlik zafiyeti içerisinde diyebiliriz.

 

Bu gibi konuların çok defa MGK kararlarında altı çizilen siber güvenlik, Siber Vatan kavramıyla devletin en üst kademelerince de farkında olunduğu biliniyor. Özellikle yüksek yatırım maliyeti olan siber sistemlerin yerli ve milli operatörler tarafından yönetilmesi önemli bir başlık elbette ama daha da önemlisi bu sistemlerin siber güvenilirliği için paradan çok daha kıymetli bir şeye ihtiyaç var. O da, nitelikli, liyakatli ve parayla satın alınamayan geliştiriciler.

Ama artık siber güvenlik başlığı sokaklara kadar indi. Bu da telefon konuşma kayıtları, görüntülü görüşme kayıtları, ücretsiz mesajlaşma uygulamaları ve hatta evimizde bulunan ve internetle buluşabilen diafon, klima, buzdolabı, akıllı saat gibi siber enstrümanlar sayesinde devlet başkanının ifade ettiği gibi “yatak odalarımıza kadar girmişler” sokakta da cirit atıyorlar.

Şimdiki gençlerin izlemediği ama bir dönemin meşhur komedyeni Cem Yılmaz’ın “CIA’in işi yok da beni mi dinleyecek” espri adı altındaki komiklik çabası aslında gerçek biliyor musunuz? Bunu ben demiyorum. CIA, NSA projesi olan birçok siber istihbarat enstrümanını kullanıyor. Yani bu sır ya da şaka değil. Öyle ABD uzaya gitmedi zaten film çektiler gibi bir durum da söz konusu değil.

Bu yetenek de öyle sadece CIA yapar başka kimse yapamaz denilecek kadar büyük bir beceri de değil. Öyle olsaydı Rus ve Çinli hackerların kök söktürdüğü siber komutanlık başta olmak üzere birçok teknoloji markası ve ABD haber alma servisleri patır patır duyuru yayınlamazdı. Yani bu işler ciddi işler.

A poster showing six wanted Russian military intelligent officers is displayed before a news conference at the Department of Justice, Monday, Oct. 19, 2020, in Washington. (AP Photo/Andrew Harnik, pool)Mesela Çin istihbaratının başkanı hayatında hiç akıllı telefon kullanmamış. Neden acaba?

Sizce hangi devlet başkanlarının akıllı telefon aracılığıyla parmak izleri, ses imzaları ve hatta biyometrik yüz verileri yabancı servisler tarafından ve hangi amaçla alınmıştır? Alınmış mıdır?

Buradaki amaç devlet başkanını klonlayıp kukla yönetim midir? Yoksa, kişisel verilerini ele geçirip şantajla karar aldırmak mı? Veya insana dayalı hata ve kusurları ele geçirip uzaktan kontrol etmek mi? Ne dersiniz?

Yaklaşık 3 yıl önce NYT’da uzunca bir makale ile dünyada gündem olan, ülkemizde bir bakan tarafından “Türkiye’nin de 2008 yılına kadar etkilendiğinin açıkça dile getirildiği “Yüzyılın istihbarat darbesi” ne anlatıyordu biliyor musunuz? 2. Dünya savaşından beri Almanların diğer ülkelerin hükümet yetkililerini izlemek için ABD haber alma servisine kolaylık sağladığını, Başta Philips olmak üzere birçok markanın ülkelerde yapılan siber istihbarat faaliyetlerine ön ayak olduğunu anlatıyordu bu meşhur makale.

Ülkemizde bulunan Phlips’in üst düzey yetkileri adeta 3,5 atıp ne yapacaklarını şaşırmıştı ama bizim çakma bilişimin duayenlerinden çıt çıkmamıştı. Bakan bey bile bir cümleyle geçiştirdi. Hatta bakanlığın yapmadığı incelemeyi bilin bakalım kim yaptı? Onu da siz bilin…

Çıt çıkmadı ama patırtısı yeni yeni kopmaya başladı. Hatta bu öyle bir patırtı ki, siber güvenlikte ne cam kaldı ne çerçeve. Etkileri yavaş yavaş hatta nakış nakış işlenen nokta atış operasyonlarla daha da gün yüzüne çıkacak. Hatta şöyle de diyebiliriz. Pek yakında siber güvenlik sayesinde siyaset ve bürokrasinin bağırsakları temizleniyor diye manşetler atılırsa kimse şaşırmasın derim.

Yeni olay ne mi? Haberiniz yok mu Siemens Türkiye’de hangi projeler için kimlere ne kadar rüşvet verdiğini bir şekilde açıklandı. Ünlü bakanlar var mı bilemem ama tüm bakanlar ve ismi açıklanan sözde bürokratlar da “bir kişinin bilgisi ve izni olmadan biz zaten bir şeye karar veremeyiz. Ne denirse onu yaptık” diyerek bu işlerden sıyrılacaklarını da sanmasınlar derim. Ayrıca ajanslara düşen haberlerde 3M tarafından da Türkiye’ye rüşvet verildiği iddiası yer alıyor. Ufak bir düzeltme yapalım; rüşveti alan Türkiye değil, Türkiye’de bulunan haysiyetsiz ve liyakatsız olan sözde bürokratlar.

Daha önce yüksek güvenlikli diye devlet başkanına kullandırılan sözde kriptolu telefonun mucidi olduğunu iddia eden kişi nerededir bilemem ama bu telefondan dolayı ortalığa saçılan ses kayıtlarının doğru olduğunu bildiren bilirkişi raporları da çok konuşulmuştu.

Evet öyle ya da böyle Siemens, ülkemizdeki siber yolsuzluk olayını deşifre etti. Birileri de Siemens Türkiye’de çalışan, vatandaşlık ve çalışma imkânı karşılığında BND’ye taşeronluk yaptığını sanan, kayın peder aracılığıyla taşnak Ermenilerinin avukatına vekalet veren isimleri tek tek yayınlar mı bilemeyiz ama siber yolsuzluğun önüne geçilmeden hiç kimse siber güvenlikten bahsedemez sanki ne dersiniz?

Bilginin güç olduğu, dünyanın bilinen tüm tarihi satır aralarında karşımıza çıkıyor. Yani bilgiye erişmek, diğer canlılarla iletişim kurabilmek, genelde hep bilgiye erişip güç elde etmek isteyenlerin menzilinde olan bir gerçeklik olarak gözümüzün önünde duruyor.

Diğer bir gerçeklik de, okullardaki akıllı telefonlardan, çocuklarımızın kullandığı akıllı saat ve tabletler gibi cihazların veri analizi yapabilme kabiliyeti. Bu kabiliyet sağlık başta olmak üzere eğitim ve güvenlik gibi başlıklarda bizlere ilk başta güven hissi verse bile gelecekte yaşanabilecek birçok sorunun da aslında temeli niteliğinde olabilir. Bu yazdıklarımdan tüm markaların birer siber ajan oldukları kanısına varan olursa şimdiden “yok artık” demekle birlikte, her şeyi ortalıkta gezen ailelerin bütünlüğünün olmasının mümkün olmadığını ve manipülasyona çok açık zafiyetlerin günümüz siyaset ve bürokrasisinde nelere sebep olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum.

Öte yandan yüksek lisans bedellerini bölüşüp izinsiz olarak kişisel verilere erişme gayretinde olan hukuk büroları var mıdır? Diyanet gibi kurumların bütçelerinden ayırdıkları paralarla çalışanlarının telefonlarını takip etmesi gibi bir durum söz konusu olabilir mi? TC kimlik numaranız herhangi bir bilişim sisteminde sorgulatıldığında size en azından bir SMS gelebilir mi? Ses ve görüntü kayıtlarıyla usulsüzlükleri ortaya çıkanlar hangi ülkelerden oturum ya da çalışma izni almışlardır? Bu ve bunun gibi daha birçok bilgiye erişimi olan Siber Börüler efsane midir? Gerçek midir? Bilemeyiz ama size net bir bilgi vererek tek solukta okuduğunuz yazı nedeniyle soğuttuğunuz çayınıza biraz sıcaklık katabilmeyi deneyebilirim…

Yeni dönemde siber güvenliğin araçları sayesinde siyaset ve politikanın bağırsakları temizlenmekle kalmadığı gibi yeni nesil milli stratejilerin mimarları sayesinde probiyotik niteliğindeki bilişim sistemleri herkesin midesine iyi gelecek.

 

 

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/baris-terkoglu-yuksek-hizli-tren-ihalesinde-10-milyon-euroluk-rusvetin-kimlere-dagitildigini-acikladi-572955h.htm

 

https://www.haberturk.com/ekonomi/makro-ekonomi/haber/563014-turkiyeye-rusvet-verdik

 

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-47606805

 

 

 

 

 

Tags : siber güvenlikSiber vatansiemens rüşvet
grey

The author grey

Leave a Response