Okul hayatımızda ilk öğretilen konuların başında gelir “Aile” kavramı. Hatırlarsanız öğretmenlerimizin cümleleri; birey aileyi. Aile de toplumu oluşturur. Kısacası aile toplumun yapı taşıdır.
Bu yüzden olsa gerek toplumumuzun yapı taşı ile oynamak adına bir çok saldırı yapılıyor. Bu saldırıların en önde gelen yöntemleri arasında televizyon dizileri bulunmaktadır. Bu yöntem aynı zamanda konvansiyonel olmayan savaş teknikleri arasında tıpkı siber saldırılar gibi oldukça etkileyici bir yöntemdir. Haliyle, toplumumuzda “Mahalle bizim, ev kira” diyenler “steroid basmış delikanlılar” ve lüks mekanlarda biri gelse de hesabı üstlense, yada “çay içeriz” mantığı ile vakit geçirip dışarıya karşı, dost var düşman var güçlü görünelim, şık ve pahalı markalar ile vitrin yapalım diyen filintaların sayısı gözle görünür biçimde artmaktadır. Dizilerde pompalanan, dedikodu, iftira, kıskançlık, aldatma gibi bir çok saçmalığın yanı sıra, annelerin gelin adayları ile yaptıkları “avam” görüşmeler, pazarlıklar ile de Türk aile yapısının en özel odalarına dahi girilmiştir. Bu da teknolojinin nasıl bir canavara dönüştüğünü gözler önüne sermektedir.
Yukarıda bahsedilen konular yüzünden içiniz kararmış olabilir. Üzülmeyin halen daha bu hayatta “Çekirdek Aile” kavramını teknoloji ile birlikte yaşayıp koruyanlarda var.
Deneme 1-2
Ailenin babası oldukça zeki, İstanbul üniversitesinden matematik çıkışlı ve aynı zamanda büyük tazminatlar ödemeyi göze alarak kara harp okulunu terk edip, bilgi teknolojilerinde hatrı sayılır bilgi ve tecrübeye sahip olacağı bir yolculuğa çıkan biriydi. Üsküdar’ın en nezih semtlerinden biri olan Çiçekçi’de uzun yıllar internet kafe işleten babamız, mahallenin gençleri tarafından “Halit Ağabey” olarak bilinir ve herkesle paylaştığı bilgi birikimi nedeni ile de çok sevilir. Çekirdek ailemizin annesi Huriye hanım, tam bir kültür abidesidir. Matematik, Kimya, fizik zaten bu ailenin yapı taşları olduğu için, sanat, tarih ve felsefe gibi başlıkların aile temsilcisi de Huriye hanımdır. Üniversite döneminden beri bir arada olan Huriye ve Halit çiftinin 20 yılı aşkın süre gelen evliliklerini taçlandırdıkları 2 dünya güzeli çocukları da, tıpkı baba ve anneleri gibi zeki, ilkeli ve ne istediklerini bilen gençlere dönüşmüşlerdi. Elbette ki bu dönüşüm anne ve babanın kendi karakterlerini yaşayıp, sindirdikten sonra çocuklarına yansıtmalarından kaynaklı olağan bir durumdu. Deniz ve Baran’ın arasında 1 yaş olduğu için çok iyi anlaşan arkadaş gibiydiler. Tıpkı Anne ve babaları gibi her zaman saygı ve zeka ön planda sevgi ise her yerdeydi…
Evde bazı kurallar vardı ve bu kurallara herkes uyardı. Ancak bazı kurallar vardı ki hiç konuşulmaz ama herkes zihin gücü ile iletişim kuruyor gibi sessizce anlaşırdı.
LOL diye bilinen oyunu okul zamanı oynamak yasaktı. Ama dizi yada ahlak bozan televizyon programları için bir uyarı olmamasına rağmen tüm aile bilim, sanat, tarih ve araştırma ağırlıklı kanalları izliyordu. Bu yayınlar arasında en ilgi çekeni midyelerin üzerine yerleştirilen alıcılar ile midyelerin ışığa ve sese verdikleri tepkilerin ölçülerek dünyaya verdikleri mesajlar olsa gerek…
Bir Pazartesi sabahı ve çekirdek ailenin telaşesi;
O gün resmi nüfuslarında kayıtlı olmayan ama çocukları sayılabilecek bir misafirleri vardı. Burhan, çocukların ağabeyleri olarak gördükleri ve geldiğinde çok mutlu oldukları bir gençtir. Burhan’ın çekirdek aile yapısı daha küçük yaşta çıtlatıldığı için, Huriye ve Halit çiftinin özel olarak ilgilendikleri ve Burhan’ın iyi niyetinden kaynaklı zarar görmemesi için ekstra çaba sarf etmeyi bir sorumluluk olarak görmekteydiler. Halit, Burhan’ın bilgi teknolojileri öğretmeniydi ve Huriye’de sanat, tarih ve felsefe öğretmeniydi.
Pazar gecesi herkes odasına çekilmiş Halit ile Burhan’da, Halit’in bit pazarından alıp onardığı ve modifiye ettiği ses sistemi, kamera ve uzaktan kumandalı helikopterler ile teknolojik aktarımlarda bulunuyor ve tıpkı iki mucit arkadaş gibi salonun ortasında kah yerde kah ayakta eğleniyorlardı. Sabah 07:15 e saatini kur bakalım Burhan efendi.
Saat 07:00 da Huriye’nin sesi tüm evde yankılanmaya başladı…
Haydi Deniz, Baran, Burhan, Halit kalkın bakalım kahvaltıya. Gece uyuyamayan Deniz gözleri yumuk yumuk ama gece uyuyamadım ki derken 2 yumurtayı götürmesi saniyeler içinde gerçekleşmişti. Baran gözlerini tam açamamıştı ama o da Huriye’nin leziz köy yumurtalarının icabına bakmıştı. Garibim Burhan bir yumurtayı zar zor tırtıklarken Halit’de çayını bitirdikten sonra Deniz ve Burhan’ı minibüs durağına bırakacak ve ardından Huriye ile Baran’ı duraklara bırakmak için bir tur daha atıp işe gitmek için yola koyulacaktı.
Ne tempo ama…
Evin havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez ama bu çekirdek ailenin soluduğu havayı soluyanların kendinden emin, araştırmacı ve oldukça sağ duyulu bir yapısı var.
İşten gelen Halit yine işten gelmiş olan Huriye’yi yormadan buzdolabından özenle seçtiği malzemeler ile yemeğini hazırlarken, bir yandan da Burhan’a bak bakalım bu turşunun tadına. nasıl?
Ağabey bu enfes bir şey! Bu nasıl lezzetli bir biber? kaça aldın bu bidonu? diye sorar ve Halit’in 15 TL yanıtını duyunca pek şaşırmaz. Çünkü Halit enfes lezzetleri tüm doğallıkları ile bulmanın yanı sıra çok ucuza alıp tamir ettiği cihazlar ile Burhan’ın rol modeliydi.
Lütfiye’nin oğlak eti yaptım bir tadına bak Burhan dedikten sonra, Halit yarın yemek yapmayacağım, gezeceğim arkadaşlarımla demesi ve Halit’in gerçek aile babasına yakışan diyaloğunu tarif etmek için uygun kelimelerden cümleler inşaa edemeyiz ama, aynı binada oturdukları Huriye’nin ağabeyi olan Davut’un da katıldığı enfes diyaloglardan gerçek bir dizi olacağının garantisini verebilirim.
Üstelik bu dizi de bir ailede oması gereken paylaşım, bilgi düzeyi, iyi niyet, başarı çabası ve hayattan tat alma kavramları ile uzun yıllardır oynanmakta olan yapı taşlarımız kesinlikle tedavi edilirdi.
Ne diyelim, o tarz benim bu tarz senin ama bizim artık “içeride” olma vaktimiz geldi ve hatta geçiyor. Bu yüzden çekirdek aile olmak için doğal ay çiçekleri olan bahçelerin farkına varıp yabancıların bizleri çitlemelerine, sevgi, saygı ve bilgi ile karşı çıkalım…
