Bilgi GüvenliğiDijital Dönüşüm

Biliyorsan Konuş İbret Alsınlar, Bilmiyorsan Sus Adam Sansınlar

adam

Yazdığım veya konuştuğum zamanlarda beni sevenler olduğu kadar sevmeyenler de vardır.Siyaset ve politika ile uğraşan tarafların neredeyse tamamı da benden uzak durur. Çünkü ben politik ya da siyasi olabilen biri değilim. Yani, birilerinin siyaset ile ele geçirildiğini bile bile kimsenin önünde ön iliklemem ve “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” sözünü dile getirenlere, yaşamalarını tavsiye ederek, uzun bir aradan sonra yazabilmenin verdiği heyecan ile sizlere biraz hakikat anlatayım…

Son dönemde popülist olan ne varsa alan siyasi ve ticariler el ele kol kola “Milli Teknoloji” diyerek hemen safları sıkılaştırıyorlar. Dikkat çekmek istediğim husus şu ki, ne teknoloji ile ilgilenen ticariler ne de teknoloji kurumlarını yöneten bir çok yöneticinin işinin ehli olmadığı oldukça açık bir şekilde görünüyor. Hadi kamu tarafı bir şekilde çalınan sorular ve adam kayırmalar ile şekilledi diyelim. Peki bu özel sektör sadece para için mi bu kadar popülist bir yaklaşım sergiliyor ve hiç bir şey yerli olmadığı halde ve geliştirme yeteneği olmayan patronların yönettiği şirketlerin asıl amacı ne? Bu soruyu hep sorardım kendime ve sonunda bir bilene soralım dedim ve hakikat ehli olanlar ile yaptığım görüşmelerden asla kabul edemeyeceğim sonuçlar ile karşılaştım. Yani, aslında herkes görevini yapmaya çalışıyor. Bilenlerin çok iyi hatırlayacağı gibi, nasıl ki bir dönem okullarda vergi kaçırma ve eksik ölçme gibi teknikleri anlatanlar varsa şimdi de, %100 yerli diyerek milleti aldatanlar var. Televizyon, gazete, dergi ve daha bir çok alanda Türk aile yapısını bozan çalışmalara katkı sağlayanlar ile Türk aile yapısını korumaya çalışanların yıllardan beri gelen savaşın henüz kazananı belli değil ama kaybedenler kulübüne üye olan bir Türk milleti gerçeği var.

Özellikle yazdığım yazı ve katıldığım eğitim ya da söyleşilerde anlattıklarımdan feyiz alarak kendilerini hakikate göre şekillendirenlere saygım sonsuz. Ancak, aslında geliştirme adına hiç bir şey bilmeden ve alıntı içeriklerle geliştirme yaparak milliyim diyenler ve milli olma sevdasında olanların bir araya geldiklerinde yaptıkları “Goy Goy””içeriklerden dolayı tüm çevrelerden uzak kalıyorum. Yazdığım yazı ve araştırmalarımın hakikat ehilleri tarafından çevrilip dünyanın bir çok yerinde yaşayan Türk’ler için ilham olduğunu öğrendiğim an, geliştirme, araştırma ve üretmekten vazgeçtiğim bir andı. Kendime çok fazla önem atfettiğim düşünülmesin lütfen. Ama, kendilerine önem artfedenlerin ülkemi ve yurdum insanlarını yozlaştırma çabaları beni, iş yapar görünümlü kamu ya da özel sektör mensuplarını hizaya getirmem gerektiği konusunda adeta kamçılıyor. Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunanların ülkeme daha fazla zarar vermesine ne ben ne de sahip olduğum asil kan müsade edemez.

2018 yılında çok daha fazla geliştirme yaparak yeni nesillerin pozitif anlamda şekillenmesi sağlanmalı. Bana destek verdiğini söyleyenlerin aslında beni ya çok yakın tutmaya çalışmaları ya da benim uzaklaşmam için ellerinden geleni yapmalarının tek bir sebebi var. Korkuyorlar!

Korkuları; bir gün onlara hükmederim, ellerindeki pasta dilimini yerim ve egolarını hiçe sayarım. Aslında bu korkuları aynı zamanda günümüzdeki omurgasızların karakterlerini açığa çıkartıyor. Yani, siz sürekli eleştirdiğiniz birini karşınızda gördüğünüzde ne yaparsınız? Ya eleştirmeye devam eder ya da hemen ön ilikleyip hiç bir şey olmamış gibi davranırsınız. Bana göre ikisi de bir çeşit omurgasızlık. Neden mi? Yav arkadaş sen de eleştir ama bir de çözüm getir. Milli yerli diye ana haber bültenine çıkmayı biliyorsun, Çin’den getirdiğin ürünü yerli diye millete utanmadan yutturmaya çalışıyorsun da çözüm getirmeyi mi bilmiyorsun? Bir de, aman fikrimi çalarlar düşüncesi yok mu…. Mesela şu anda benim verdiğim fikirler ile toplaşan dernek mi, şirket mi yok dersiniz? Alsınlar yeter ki yapsınlar ve bu ülke kazansın ama fikir sahibinin geliştirici olması gerekir. Yani, ben gittiğimde kapıları kapatan derneklerin yaptığı çalışmalar popülist ve görüntü içerikli çalışmalardan öteye gidemez. Çünkü bu ülkede bilgisayar geliştiren bir Bilgisayar Mühendisi olmadığı gibi, makine dili bile üretemeyenlerin oluşturduğu Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan bir hayır gelmez. Bir hayır gelecekse biz gençler ve yeni nesillerden gelecektir. Şöyle bir kafanızı kaldırıp baksanıza… Kim var hakikat ile geliştiren?

Örneğin güvenlik tarafı şu an inanılmaz derecede popüler. Siber Güvenlik başlığında bir sürü uzman türedi. Hakikaten adamlar NSA’de açık buldum Apple’da açık buldum diye ortaya çıkıyor ve aslında “Bilgisayar donanım, yazılım ve sistemlerini geliştiren ve geliştirmekten zevk alan kişiye HACKER denirken” açık bulan ve mevcut sistemleri kullanarak bir şeyler yapanların “Hacker” olarak kabul edildiği bir dönemde, siyasilerin ve özel sektör temsilcilerinin çıkarları uğruna ülkemizin geleceğini hiçe saymaları gayet normal.

Şimdi ben yine özel sektörün ve kamunun şerefli emekçileri için bir kaç bilgi vereyim;

Dijital Ambargo yaşayacağımız vakitler oldukça yakın görünüyor. Zaten iç ve dış bilgi toplama faaliyetlerimizden edindiğimiz bilgiler de bu yönde. S-400 Rus ve Çin teknolojisi demek yani LINUX altyapısı. Şu anda ülkemizde LINUX sadece siber güvenlik alanında ve ağırlıklı olarak Kali olarak kullanımda olsa da aktif dizin olarak pek kullanıldığı söylenemez. NATO standartlarına göre kurgulanan askeri ve ticari altyapılarımız ise Windows teknolojileridir. Kısacası ya Rusya ve Çin’in teknolojisi ya da Amerika, İsrail destekli NATO teknolojisi kullanmak zorundayız gibi bir senaryo çiziliyor. Daha önce aldığım uyarı olan, İKK’ya aykırı davranış suçlaması ile karşılaştığımda verdiğim savunma da bu yöndeydi. Yani bana verilen uyarı da milli olmayan teknolojiler ile verilmişse ben İKK’ya aykırı değil tam aksine başarılı bir istihbarat faaliyeti ile ülkemin yozlaşan ve adeta mallaşan beyinlerine format atmış oldum.

Şimdi NATO’mu yoksa Çin-Rusya Teknolojileri mi? Ayrıca open source (açık kaynak kodlu programlama) geliştirmeye karşı değilim ama sektörde herkesin ağzına sakız olan açık kaynak kod kullanmaya ve bir an evvel geliştirmemiz gereken bir sürü teknoloji olduğunu dile getiriyorum. Ülkede kaç tane hacker bir drone’un uydu bağlantısını tespit ederek o drone u istediği şekilde kontrol edebilir? Peki, Kaç tane mühendis İsrail tarafından geliştirilen askeri teknolojilerin kaynak kodlarını ele geçirip, ” yav aslında bu yemmiş diyebilir”?  Kaç tane siber güvenlikçi Linux tarafında çekirdek geliştiricisi olarak katkı sağlamış? Ben konunun uzmanı olan ve Offensive Security eğitimi veren kurum ile görüştüğümde anladım. Biz oldukça popülist bir millet olmaya başladık. Artık kendimize gelip yeni nesillere destek olma vaktidir. Öyle bir araya toplanıp toplanıp dört işlemi gerçekleştirmeye çalışanların yaptığı gibi değil. Kavga etmeye de gerek yok ama kapalı kapılar ardında konuşanları duymanın ötesinde izleyecek güce sahip olup, yüz yüze geldiğimizde gülümseyenler ile teknoloji geliştirilmediği gibi bakkala bile gidilmez. Ben açıkça söylüyorum. Sözlerim Türk gençliğinin sözleridir. Bir parti, cemaat ya da cemiyete ait sözler değildir.

10 Kasım’da Atatürk fotoğrafını Facebook üzerinden paylaşıp değil, hakikat ile kendi geliştirdiğin ve yüzünü görebileceğimiz bir defter yaz ve istersen hiç bir şey paylaşma. Kısacası özel sektör ve kamunun önde gelen teknolojik adamları; Biliyorsan Konuş İbret Alsınlar, Bilmiyorsan Sus Adam Sansınlar

 

Burak Bozkurtlar

The author Burak Bozkurtlar

Siber Güvenilir Türkiye

Leave a Response