16 Nisan 2018 tarihinde Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından düzenlenen 5. Kariyer Günleri etkinliğine konuşmacı olarak davet edildim. Yönetim Bilişim Sistemleri Kulübü öğrencileri ve öğretmenlerimiz ile birlikte tamamen dolu olan İİBF Konferans salonunda genç kardeşlerimle bir arada olmak çok büyük bir onur diyebilirim. Hem Şeyh Edebali ismi ve geçmişten günümüze kadar gelen öğütleri hem de Bilecik 2. Tugay’da vatani görevimi yaparken yaşadığım Bilecik’in manevi ikliminden bir kere daha sebeplenmek beni çok mutlu etti. Sabah erken vakitlerde tren ile yaptığım yolculuk ve sonrasında beni karşılayan Serkan ve Hidayet isimli öğrenci kardeşlerimle birlikte güzel bir kahvaltı yaptık.
İçten ve samimi davranışları ile beni onore eden Serkan ve Hidayet ile Şeyh Edebali’nin sunumunda gerçekleşen üç boyutlu kısa filmi izledikten sonra ufak bir şehir turu yaparak, etkinliğin düzenleneceği konferans salonuna geldik. Yerleşkede bulunan neredeyse tüm öğrenciler salonu tıklım tıklım doldurmuştu. Moderatör hocamız Buket Bora Semiz, beni arkadaşlarımıza tanıtmasından sonra karşılıklı olarak sizlerle sohbet etmeye geldim diyerek hoş sohbetimize başladık.
Bilişim Yönetim Sistemleri, Bilgisayar Mühendisliği ve Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu öğrencilerine, bilgisayar teknolojileri ve siber güvenlik kavramları üzerine kısa bilgiler verdim. Özellikle, bilgisayar mühendisliği bölümünde okuyan öğrenci kardeşlerime, bizleri yıllardır uyutmaya çalışarak ve aslında ülkemizde hiçbir şekilde bilgisayar mühendisliği yapılarak bir işlemci, anakart veya bağımsız herhangi bir donanım ve yazılım üretilmediğine dikkat çektim. Mevcut teknolojileri sadece kullanarak ve Amerikayı bir daha keşfetmeye ne gerek var ki? Diyenlerin, ülkemizi teknoloji çöplüğüne dönüştürdüklerini, tüccar ve simsarların yabancı teknolojileri ülkemize şuursuzca entegre ettiklerini dile getirip, ülkemize zarar verirken ön planda olup alkış toplayanların hükmünün bittiğini ve yeni nesiller olarak hep beraber hakikat ile milli teknolojiler geliştirilebileceğini ifade ettim. Ayrıca, Siber Güvenlik Nedir? Sorusuna, bilişim teknolojilerinin savunma sanatına siber güvenlik denir, diyerek tanımlamaların alıntı olmadan üretilmesi gerektiğini ve milli teknoloji ve yazılımlar olmadan (global ile iletişim kurabilen) siber güvenlikten bahsetmenin abes ile iştigal olduğunu dile getirdim.
Benden tavsiye isteyen genç kardeşlerimden gelen sorular arasında, hangi programlama dili öğrenmeliyiz? Siber güvenlik üzerine geliştirme yapmak adına hangi programlama dilini tavsiye edersiniz? Bitcoin gibi kripto sanal paralar hakkında neler düşünüyorsunuz? Milli yazılım ve donanım için gerekli enstrümanlar nelerdir? Üniversite sürecimizden sonra atılacağımız iş hayatı için bize avantaj sağlayacak önerileriniz var mıdır? Varsa, bu tavsiyeler nelerdir? Gibi başlıklarda yaklaşık 3 saat boyunca aralıksız sohbet ettik. En güzel soruya Anne Ben Hacker Oluyorum isimli kitabın hediye olarak verileceğini, konferansın hemen başında dile getirmiştik. İnanılmaz derecede güzel gelen sorular arasından seçim yaparak bir kitap hediye etmek adına karar vermek oldukça zor oldu benim için. Son anda Zeynep’ten gelen “Biz arkadaşlarımızla birlikte deepweb de gezindik. En fazla 10 dakika bakındık ve inanılmaz derecede korktuk. Çok heyecanlandık ve hemen çıktık. Acaba başımıza bir şey gelir mi” sorusu ile hepimizi kahkahaya boğan Zeynep’in samimiyeti ve bana benzeyen hiper aktif yapısı nedeni ile kendisine teşekkür ederek kitabını kendisine teslim ettim.
Öğrenci kardeşlerimle bir arada bulunduğum süre içerisinde çok konuştum ama kesinlikle boş konuşmadığımı düşündüğümü dile getirdim ve “Çok konuşalım ama boş konuşmayalım, siber güvenilir kullanıcı ve siber güvenilir geliştirici olalım gibi sloganları genç zihinlere işlemeye çalıştım. Amerikayı bir daha keşfetmeye ne gerek var diyerek hakikat ile milli teknoloji geliştirmekten bizleri yoksun bırakmak adına hayal kurmayı engelleyen söylemlere itibar etmeyiniz ve binlerce yıllık devlet geleneği olan Türkiye Cumhuriyeti’nin muasır medeniyet seviyesini belirleyen bir konuma gelmesi için yılmadan çalışılması gerektiğinin altını çizdiğimi ifade ettim.
Kısacası, Bilecik büyük bir gelişim göstererek akıllı şehircilik adına çok ciddi çalışmalar yapmış. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi ile bilim ve ilim sevdalılarının buluşma noktası olmuş. Gençlerin gözlerinde gördüğüm pırıltıda pek kimsenin fark edemediği ise aslında, hayallerin gerçekliğini yaşamaya susamış bir milletin en saf halinin yansımasıydı diyebilirim. Hayalleriniz varsa, gerçekliği de vardır. Hayal kurmaktan ve geliştirmekten vazgeçmek yok!
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesinde beni harika ağırlayan tüm öğrencilere, öğretmenlerime, Yönetim Bilişim Sistemleri Kulübüne ve Tarık Semiz hocama teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız…
İNSANI YAŞAT Kİ, DEVLET YAŞASIN
Uzun süren konferanslarda genel olarak sıkılırdım. Fakat interaktif şekilde konferansın sürmesi zamanın nasıl geçtiğini, “Ne ara 3 saat oldu yahu?” dedirtti diyebilirim. Sizi üniversitemizde ağırlamak gerçekten keyif ve mutluluk verdi. Bize kattıklarınız her şey için çok teşekkür ederiz…
Burak abi, tekrardan ayağına sağlık davetimizi kırmayıp misafirimiz olduğun için çok teşekkür ederiz. İnanıyorum ki Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İİBF Konferans Salonu senin gibi kafa açıcı ve dolu dolu konuşan bir konuşmacı daha görmemiştir. Anlatmış olduğun örneklerle ve gerçek olaylarla siber güvenliğin ne kadar önemli olduğunu bütün konuşmacıların kafasına kazıdığına eminim. Başarılarının daim olmasını dilerim.