Uzun süredir tamamı zihinsel etkinlikler ile dolu bir hayat yaşadığım için Caddebostan sahile de gitmemiştim. Disiplinli bir şekilde spor yapan dostum ile “koşalım” diyeli de neredeyse 10 yıl olmuştur. O dönem ben düzensiz spor yaptığım için her 200-300 metrede “ya kanka bir dur ayakkabı mı bağlayayım, ya kanka baksana şu kedilere” gibi bahanelerle sahil havası almaya çalışmıştım. Şimdi her ikimizde uzun süredir spor yapmayanlar olduğumuz için, yer yer şınav çektik yada barfiks ile aramızda yarıştık. Kısacası Caddebostan’da uzun bir aradan sonra ilk defa sporun hakkını verdik.
Dönüş yolunda futbol oynayanları izleyip “belki bizi de davet ederler”diye bekledik ama nafile… Kimse bizi oyuna davet etmedi. Üzülmüştük ama asıl üzüldüğümüz konu bu değildi.
Asıl konu şu ki, insanlar ve eminim ki yerli olmayan halk, Caddebostan’a gelip yaşadığı tüm güzelliklerin içine ham madde tüketiminde bulunarak, arkalarından konuşulmaya ve hatta destan yazdırmaya bayılıyor.
Caddebostan sahil şeridinin güzelim çimleri üzerinde adına keyif dedikleri bir gecenin sabahı.
Büyük ihtimal ile kafalar yerinde olmadığı bahanesi ile “amaaannn canım” denilerek unutulmuş veya bırakılmış gibi duruyor.
Spor yapılan alanda ise çekirdek yenilmiş ve büyük ihtimalle, spor yapamadık bari çekirdek çıtlayalım da burada birileri spor yapamasa da buradaydık demek için izlerini bırakmış.
Dur Yolcu! Ezip geçtiğin yerler sana ait değil!
Bu bölgede köpeğini gezdirenler dahi, bir poşet taşır ve dışkıları yerde bırakmaz. Bu tip insanları da gezdirecek birilerinin olması şart.
Caddebostan sahil şeridi bu tip saçmalıkları haricinde, ailecek gezebileceğiniz, spor ve bir çok etkinliğin organize edilebildiği eşsiz ve kaliteli insanları ile gün doğumundan, gün batımına kadar halka açık ve ücretsizdir…
Ağaca sarılan insanları görünce biraz şaşırmıştım ama, bu tip odunlara sarılanları görünce, gerçek bir ağaca sarılmak hakikaten çok daha insancılmış diyebildim.