Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesinde, Jr. Robotics kurucusu olan Burhan Şengün’ü izlediğimde çok etkilendim. Etkilendiğim husus, suretler teorisinde Aristo’nun görüşüne eleştiri getiren İbni Sina bile tam açıklayamamıştı belki ama, Burhan hoca, eğitmenliğin hakkını vermiş. Samimi ve doğru tespitlerinin tamamına katılıyorum. Milli olmak için global düşünmelisiniz ve 21. yüzyılın teknolojileri ile yetinmeyip, tasarım ve programlama gibi başlıklara önem vermemiz gerektiğini vurguluyor, Burhan Şengün.
Endüstri 4.0 başta siyasiler olmak üzere herkesin dilinde ve güncel teknolojileri konuşmak adeta bir moda. Özellikle Obama’nın konuşmasından sonra anaokulundan itibaren verilmek istenen tüm eğitimlerde 21. yüzyılın gereksinimleri olarak görülen, robotik, kodlama, tasarım ve yabancı dil öğrenimine ağırlık veriliyor. İşte global olmak adına verilmek istenen tüm bu eğitim türleri aslında, dünya insanı olabilmek adına yapılan çalışmalara iyi bir örnek. 21. Yüzyılın becerilerine sahip olmak ne demek peki? Sadece görsel tasarım, kodlama ya da endüstri 4.0 gibi başlıkları mı öğrenmek gerek? Burhan Şengün bu soruya da yanıt vermiş; 21. Yüzyılın becerilerine sahip olmak, eleştirebilmek, başarmak değil birlikte başarabilme, bilgi ve iletişim okur yazarlığı, tasarım odaklı düşünebilen çocukluk evresini yaşamak ile mümkün oluyor. Hakikaten, bizim dönemimizde ergenlik en fazla 15 dakika sürerdi. Hele ki, aileniz öğretmene eti senin kemiği benim dediyse yandınız. Ergenlik dönemi, parmaklarınıza aldığınız cetvel darbesi sonrası hemen geçi verirdi…
Şimdiki nesil birçok açıdan çok daha şanslı. En azından, kamera var ve kötü davranışlar hemen ifşa edilebiliyor. Üstelik bilgi bedava. Tabi, denetimsiz internet ortamı yüzünden her bilgi doğru da olmayabiliyor. Ancak bencilliğin geçmişte kaldığı ve takım çalışması ile biz başardık diyenlerin dünya çapında bilinen markalara dönüşmesi, 21. Yüzyılın becerilerini iyi anlamak ve uygulamayı zorunlu kılıyor. Başarı çıtasını üniversite kazanmak ve en yüksek başarı çıtası olarak belirlenen nesillerin tek yapabilecekleri, endüstri 4.0 ı yakalayalım veya global teknolojileri takip edelim demek oluyor. Öğretim metotlarında yaşadığımız farklılıklar yüzünden tüm dünyada her millette olan %5 seviyesindeki zeki çocuklar, şu anda bizim için %2 seviyesine gerilemiş. Bir milleti yok etmek istiyorsanız, üstün zekalıları yok ederseniz konu kapanmış olur. Gerek siyasette, gerekse siyasete alkış tutan sektör temsilcilerinin zeka seviyeleri, yaptıkları konuşmalar ve uygulamalar ile zaten ortada. Acilen, geliştirici nesil için çalışmalar yapılmalı. Ben yine Çanakkale’den sonraki en genç nesli bizlere kaybettirmek için dağıtılan tabletlere dikkat çekmek isterim. Bu tabletlere harcanan paraların çok ufak bir kısmı ile Burhan hocadan gel tüm okulları gez ve hatta mümkünse senin robotlarını yollayalım okullara da çocuklar kendi öğrenme metodolojilerini bilsinler diye rica etseydik eminim robotu bile bedelsiz yapacaktı. (Sahiden, Burhan hocam, senin bilincini yapay zekaya yüklediğimiz bir robotu okullara mı göndersek?) Bakın, ortada bunca sorun varken, tasarım ve yazılım zekasına sahip olan çocuklar, daha meraktan ne sorunlara çözümler üretir de kimsenin haberi yok:=)
Bizden önceki nesillerin popülist yaşam tercihleri bizim geleceğimizi çok ciddi seviyede etkiledi ve yeni nesiller olarak bizler kendi öğrenme metodolojimizi fark etmeli ve Khan Academy Eba gibi bir çok çevrimiçi platformdan dört duvar arasına sıkışmadan eğitimler almalıyız. Yazılımcı olmak zorunda değiliz ama bilgisayarların mantığını bilmek ve anlamak zorundayız. Mantığını bilmediğin bir aracı kullanmak bana göre kölelikten başka bir şey olamaz. Öğrenmenin temel prensibi olarak merak uyandırabilirsek, hayvanlara yardımcı olmak için, araçların altında kalan kedileri kurtarmak için Oto Kedi projesi ile finale kalan çocukların sayısı artar ve nice Aziz Sancar’lar ile dünya insanı olarak yeni nesillere umut olabiliriz.
Umarım baştan sona kadar Burhan Şengün’ün anlatımını izleyebilecek vakti bulabildiniz. Yine benim çokça kullandığım bir cümledir; çok konuşalım ama boş konuşmayalım diye. Burhan hoca çok konuşmuş ve çok şükür hiç boş konuşmamış. İyi ki böyle güzel insanlar var ve ticareti bir kenara itip bilgi paylaşımında bulunarak yeni nesillere katkı sağlıyorlar. Bu arada Burhan Şengün’ü tanımıyorum. Yani yüzyüze hiç gelmedik. Ancak bu güne dek tanıdığım 3. Burhan olma özelliği taşıyor. Ne hikmetse tanıdığım tüm Burhan isimli kişiler, sürekli üreten, geliştiren ve popülizmden uzak kalan kişilerdi. Paylaşımı ve bilgi aktarımlarını seven insanların sayısının artmasını temenni ediyor ve hem fikir olduğum Burhan hocaya teşekkür ediyorum. Bilecik Şeyh Edebali üniversitesinin ne kadar vizyoner olduğunu da hep birlikte tecrübe etmiş bulunuyoruz. Etkinliğe katılanlar ne kadar şanslıymış dedirten bu tip etkinliklerin, şehir şehir, ilçe ilçe, köy köy dolaşılıp yayılması 21. Yüzyılın insanı olmak isteyenler için mümkün.
İcat yapmak zorunda değiliz! Bırakın bilgiyi çocuklar zihinlerinde inşa etsinler. Eğer bu ülkede yaşıyor ve sorunlarımız varsa, kendi sorunlarımızı çözmek için inovasyon yapmalı ve yenilikçi olmalıyız.
Son olarak; ülkemde esen ve ne hikmetse bir türlü dağılmayan umutsuzluk bulutlarını bir nebze de olsa aralayıp, aradan göz kırpan güneşi gördüm. Dış güçleri bilmem ama ben sendenim diyenlerin verdiği zararlar yetti ve arttı bile. Şimdi, yeni nesillerin güneş enerjileri gibi daha nice yenilenebilir enerjileri kullanarak, ülkemizden dünyaya nice projeler ile açılıp, insanlığa umut ve rehber olacaklarına inancım tam. Elon Musk’ı gelip kendisine ait olmayan teknolojileri benim ülkeme pazarlıyor ve eli sıkılırken poz veriyorsa, artık ergenlik dönemini aşma vakti gelmiş demektir.