Bilindiği gibi geçtiğimiz hafta sonu Üniversitelere giriş sınavı yapıldı.
Bu yıl, geçen yıl eleştirdiğim Alman üretimi bir silginin bu yıl olmaması ülkem adına sevindiriciydi. Kalem ve silgi yerli olduğuna göre kalemtraşın da yerli olması an meselesi diyerek bende pek bir sevindim diyebilirim. Yani ÖSYM nin ücretsiz verdiği kalem kutusu şekerlerle birlikte %80 yerli diyebiliriz…
Sınav zor veya kolaydı demek yerine ÖSYM nin halen daha birilerinin güç gösterdiği bir alan olması ise oldukça mide bulandırıcı.
Milyonlarca soru arasından seçilen bazı soruların NLP tekniklerini çok iyi bilen ve FETÖnün tezgahından geçenlerin ustalığıyla serpiştirilmiş olarak soru kitapçığında yerini aldı.
Belli grupların Onur gününe denk gelen sınav ve soru kitapçığında bir üyelerine ait sözlerin olması ve yaşanan mutluluk sosyal medyayı kasıp kavurdu dersek yeridir.
Gençlerin taleplerini bir ihtiyaç giderme veya al bakalım sana şu kadar harçlık gibi bir yaklaşımın oy alabilmek için yeterli olmadığını henüz pek kimsenin kavrayabildiğini sanmıyorum ama gençlerin 2023 iktidarı olacağından zerre şüphe duymuyorum. Çünkü, artık devletten aldığı maaşın kutsallığından uzak, bireylerin temsil ettiği makamların saygınlığından uzak bir halde makam temsilcilerine ayak yıkanası saygı ve bağlılıkla partizanlık yapan memuriyet zihniyet analog kisvesi altında dijital bir dünyada daha fazla hüküm süremez.
2023 iktidarı gençlerin olacak!
Gençliğe hitabemiz biz ve önceki tüm nesillerde ezberlenesi ve duvarda asılı olması gereken bir tablo gibi algılanmış olsa da günümüzde tek tek işgal edilen tüm kurumların yine gençliğe hitabeden yetkisi olan gençlerle geri alınacağı çok ama çok net bir halde önümüzde duruyor.
Şu ana kadar paralel devlet yapılanması için kripto olanların kurguladığı bilişim sistemleri kullanılıyor. Ancak artık Türk gençliği adeta kazan kaldırmaya başladı.
FETÖ ile iltisabı bulunan ve açıktan destek verip yazılım ya da donanımları kurumlara entegre edenlerle uzun süredir savaşan biri olarak yeni nesillerin kazan kaldırmasından çok ama çok mutlu oldum diyebilirim.
Milli Bilişim Seferberliği ve Bağımsızlık Mücadelesi İTÜ’de sancağını göndere çekti.
Uzun süredir İtü bünyesinde akademisyen ve öğrenciler arasında var olan üslup, tavır, yaklaşım sorunları ve iş bilmeyenlerin gençlerin önünü kesme durumlarını gözlemliyorduk. Hele kişisel ego tatmini ve mesleki dezenformasyona maruz kalan uzman ekibimizin bol kapaklı paylaşımları vardı ki sormayın…
Neyse ki artık iTÜ’lü gençler yek vücut olup hareket etmeye başladı.
Gelelim basit ve sadece İTÜ özelinde yaşanan ama aslında ülkemizin içler acısı durumunu gözler önüne seren olaya;
İTÜ yönetimi pandemi önlemleri kapsamında hayata geçirdiği uzaktan sınav sistemi için Witwiser isimli bir yazılımın kullanılmasını öğrencilerden ister. Öğrencilerin kulağına da KVKK mevzuatı çalınır.
Witwiser denilen uygulama ekran kaydından web trafiğinin kayıt edilmesine kadar her şeyi kayıt eden bir yazılım.
Bu nasıl iş? Kanuna aykırı derken sosyal medyada çığ gibi büyüyen gençlerin serzenişi bir kaç geçici tavizle çözülmüş görünüyor.
Gençlerin KVKK odaklı ilk haklı sanal direnişi başarıyla sonuçlandığına göre şimdi sırada İTÜ de olsa ODTÜ de olsa “ hani siz akademiydiniz hani? Nerede bir çerez lisansı? Nerede güvenli uzaktan eğitim hizmeti verebilen güvenli sistemi? Gibi sorular gelecek. Artık Devletin kontrol edemediği platformlar yerine Türk gençliği tarafından dünyaya hediye edilen ve sadece akıl sahibi olan insanların bir arada bulunduğu bir sosyal medya burada diyen gençlerin geliştirdiği teknolojilerle gerçek manada Siber Vatan’dan bahsedebiliriz.
İTÜ lü genç kardeşlerime verdikleri haklı mücadelede başarılar diler ve en kısa sürede akademide büyük eksikliği bulunan Kvkk uyumlu platformların oluşturduğu kötü etkiyi yok eden teknolojiler geliştirmelerini beklediğimizi de ifade edeyim.
Elbette sadece İTÜ değil tüm akademilerin güncel ve eski tüm öğrencilerinin bir araya gelerek milli bilişim seferberliği adına egodan yoksun başarılara imza atması çok ama çok elzem bir durum.
2023 öncesi ortadan kaldırılması gereken sorunları ve bu sorunları öteleyecek bir durumun söz konusu olmadığı bir gerçeklikle gençlik karşı karşıya…
Nerdeyse herkesin dudaklarından dökülen “gençlik bu işin üstesinden gelecek “ yaklaşımının gerçekliği de işin ehillere verilip “ben yaptım, biz yaptık” yaklaşımından uzaklaşmaya endeksli olduğunu da hatırlatmakta fayda var.
Bir yandan kanun çıkarıp öte yandan ise milleti günahkar diye yaftalamaya çalışanların çocuklarının günahkarlığa sebep olmayacağını düşünmek hakikaten akla ziyan bir yaklaşım değilse nedir ki?
Siz siz olun aklını kiraya verip körü körüne kimsenin peşinden gitmeyin ki, bu gençlik de 2023 başta olmak üzere tüm stratejik hedefler için büyük bir iştahla geliştirmeye odaklansın.
2023 Türk gençliğinin iktidarı olacak diyorum. Var mı itirazı olan?
