Yaz Kızım Yapay Zeka
2023 seçimlerinin muhatapları arasında adaylar, seçici olarak halk ve tanıtım işleriyle alakalı da Pr şirketleri bulunmaktadır.
Hemen belirteyim: Bu yazıda tüm bu muhataplardan olan halk tabakasının beklediği isteklere yer verilmektedir. Okuyanların bilinç düzeyi sıçramasından kaynaklanacak değişimler yazarın değil, okuyanın sorumluluğundadır.
Türkiye’de 2023’ün en önemli anlamı elbetteki ebediyete kadar payidar kalacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.yılında ulu önder Musatafa Kemal Atatürk’ün eksiksiz sistem tasarımının bir asra yakın sürede elde ettiği tüm verileri anlamlandırıp çok daha güçlü bir sistemin kalıcığını temin edebilen dijital sistemlerle şeffaflığını sağlamak olsa gerek.
Öyle Ya; şu fani dünyada kalan hoş bir Seda imiş…
Biri de çıkıp “yav arkadaş sen deli misin? Ne dijitali? O dönem dijital mi vardı?” Diyebilir.
Evet haklısınız! Dijital bugünkü kadar değildi ama Mustafa Kemal’in geometri ve cebir başta olmak üzere birçok sayısal işlerle uğraştığını yayınladığı kitaplarda da görebiliyoruz.
Yani birileri gibi hayat hikayesini değil tamamen emanet ettiği gençlere somut örnek olması açısından sayısal yani dijital verilerle dolu kitaplar bırakmıştır. Ki bu kitaplar bilgisayar bilimimin yapı taşı niteliğinde bilgiler içermektedir.
Şimdi gelelim Türkiye’de 2023 seçimlerinin bağımsızların mı? Partililerin mi? Seçimi olacağına.
Öncelikle tüm partilerin bir lider etrafında kümelenip o liderin iki dudağı arasında seçilebilir olması nedeniyle milletin seçtiği değil milletin seçmek zorunda olduğu vekillerden olacakları yadsınamaz bir gerçeklik.
Tabi bir parti seçim öncesinde vekil adaylarını halkın seçebilmesi için dijital bir platformda yayınlayıp yine dijital oylamayla halka imkan verilmezse “böyle gelmiş böyle gider” demeye devam edeceğiz.
Bağımsızların bu seçimde kendilerini seçmenlere anlatabilmeleri bir yana “seçerseniz neler yapacağım” diyerek seçimde dikkat çekmek için çaba sarf etmeleri bir yana. En büyük avantajları da bağımsız, lidersiz ve hür olarak milletin vekili olabilme ihtimali.
İster bağımsız ister bir partinin adeta atadığı vekil olsunlar her halükarda bu millet vekilleri ile her an görüşebilmek, TBMM’de millet adına kullanılan oylarda anlık söz hakkı ve bilgilendirme yapılmasını bekliyor.
Tabi bu denetim ve şeffaflık kimin işine gelir kimin işine gelmez artık siz düşünün.
Son on yıldır ciddi bir çalışmayla “yapay zeka destekli kamu yönetim sistemleri” inşa edildi tabi ama bu sistemin “lider hegomanyası” severlerin çanına ot tıkaması ve milletin vekillerinin anlık olarak milletle iletişim halinde olarak ülke adına alınan tüm kararlarda aktif olmaları birilerini de rahatsız edebilir.
Düşünsenize “laiklik” karşıtı bir söylemde bulunan veya kadınları cennette huri, dünyada köle gibi görenleri anında tespit eden sistemler ve bu sistemleri işleten Siber Cumhuriyet Savcıları olsa fena mı olur?
Kısacası ayılana gazoz bayılana limon veren sistemler var ama devreye almak İçin çaba yok gibi.
Siber kahinliğe gerek yok ama 2023 seçimlerinde Pr firmaları bağımsız adaylar için dijital platformlar ile aday adaylarını vatandaşla hızlıca buluşturmayı düşünüyor olabilir.
Hatta liderine bağlılık yemini ederek ve biraz da bağış karşılığı milletvekili olunabiliyorsa dijital platformlar üzerinden vatandaşına bağlılık yemininin ötesinde yine dijital bir sözleşme ile önceden yapmayı taahhüt ettiği ne varsa gerçekten yapabilir.
Tabi her şeyden önce vatandaşın takım tutar gibi parti ya da lider tutmak yerine kim hangi sürede ne vaat etti? Verilen sürede varılmak istenen yere varıldı mı? Hedefler tuttu mu? Mecliste oy kullanan vekil anlık olarak vatandaşına dönüp “ne diyeyim” diye sordu mu? Gibi durumlara odaklanması lazım.
Evet Atatürk “istikbal göklerdedir” derken sadece uçaklardan bahsetmemiş siber uzay teknolojilerine de haliyle vurgu yapmıştı.
Binlerce yıllık devlet geleneğini o günün şartlarına göre uyarlayıp adeta muasır medeniyet seviyesi için güncelleyen Atatürk aslında şeffaflık ve denetim gibi günümüzde yaşanan tüm aksaklıkları gidermek adına gençliğe epey sorumluluk yüklemeyi de unutmamıştı.
Günümüzde tüm dijital platformların bir mantığı vardır. Örneğin tiktok çin haber alma servisinin siber istihbarat enstrümanı olmanın dışında yediden yetmişe herkesin ücretsiz bir şekilde video çekerek milyonlarca kişiye ulaşmasına yarıyor. Video paylaşanların zihniyetine göre her türden video izlemek mümkün.
Keza parmak izi ve biyometrik veriler ile açılan telefonların ya da uygulamaların mantığı da kişiye özel veriyi alarak yine kişiye özel dijital hizmetler sunmak.
Pek kimsenin haberi olmasada devletimiz birçok alanda yapay zeka destekli hükümet ve kamu yönetim modellerini devreye alabilmek için “yapay zekayı kullanıyor”
Örneğin TBMM’nin son stenografları artık yerlerini yapay zekaya bırakıyor. Aynı şekilde mahkemelerde -kayıtlara geçsin, kayıtlara geçmedi gibi tartışmaların sonunu da yine yapay zeka getiriyor.
örnekleri çoğaltabiliriz tabi ama en kritik ve önemli olabileceğini düşündüğüm örnekleri verdim. Bana inanmayan CİMER’e sorup yukarıda verdiğim örneklerin doğruluğunu ve nerelerde yapay zeka için fizibilite yapıldığını sorsun. Bakalım ne yanıt alacaksınız…
Aslında bu çalışmalar sadece birilerinden maaş alan milletvekillerini, kendi firmalarına alım yapan ya da ihale veren bakanların hatta millete imam hatip eğitimi önerip kendi çocuğuna Amerikan eğitimi tercih eden devlet memurlarının suça bulaşmalarını önlemek ya da tespit etmek için değil, mevcut olan ve bugüne dek biriken tüm negatifliklerin pozitife dönüşmesi için yapılan çalışmalardır.
Kısacası sistem otomatik olarak işler hale gelirse kim takar lider denilen insanı? Şayet lider bir insan yerine yapay zeka olarak topluma mal olursa, lügatında (veritabanında) bulunmayan bir sinkaflı söz kullanamaz, vatandaşa hakaret edemez, hastayım diyerek resmî törene katılmamazlık yapamaz, zimmetine para geçiremez, ben yapay zekanın çocuğuyum diyerek gereksiz yere önünü ilikleyen olmaz ve bence en önemlisi dün ak dediğine bugün kara diyenlerin pişkinliği ile kandırıldık diyen olmaz.
2023 seçimlerinin kazananı bağımsızlardan mı yoksa partililerden mi olur hep birlikte göreceğiz. Fakat işine geldiği kadar dijital sistemler eşliğinde yapay zekayı kullananlar, yine yapay zeka tarafından ele geçirilecek mesleklerinin son evrelerini yaşadığını da içten içe biliyorlar.
Kimin kazanmaktan ne anladığını bilemeyiz ama Türk gençliğinin stenografları emekli eden teknolojileriyle lider sanılan her kim varsa tarihin dijital sayfalarına gönderdiğini hep birlikte anlıyoruz.