Vatandaş Uyuma! Vatanına Sahip Çık!
Evet bu sözleri metrobüste yolculuk ederken hararetli bir şekilde siyaset tartışan gençlere seslenen yaşlı amcadan duyduk. Sürekli şikayet eden gençlerin etrafta bulunan yaşlı ve çocukları hiçe sayan üsluplarına en güzel hatırlatmayı yapan amca sayesinde tüm yolcular kendine gelmekle kalmadı bir de her yer tebessüm ve saygıyla doldu.
Ardından yaşlı bir teyze de harika sesiyle şu sözleri dile getirip adeta üşüyen yürekleri ısıttı.
“Uyu sayin dinleyici uyutayim seni
Aranjmanla maranjmanla avutayim seni
Uyu yavrum ninni uyutayim seni
Aranjmanla maranjmanla avutayim seni
Sarkilarla türkülerle avutayim seni
Uyu sayin seyirci uyutayim seni
Renkli menkli sinemaskop avutayim seni
Uyu yavrum ninni uyutayim seni
Renkli menkli sinemaskop avutayim seni
Seksi meksi filimlerle avutayim seni”
Milletin gücü gerçekten hafife alınmamalı. Zaten bunu da en iyi bilenler arasında siyasetçiler olsa gerek. Hatırlarsanız 15 Temmuz’un müsebbibi olanların onca uyarıya rağmen sümüklü bir haine hoca efendi demekte ısrar edip “ne istediler de vermedik” noktasına gelmeleri sonrası yaşanan darbe kalkışmasını önlemek için direkt devlet başkanı tarafından halk meydanlara davet edilmişti
Halkın gücünü test etmeye kalkmamak lazım ama gerektiğinde halk, devletin bütünlüğü İçin kimsenin de gözünün yaşına bakmaz. Elbette devletin bütünlüğü için bu olur. Birilerinin işlediği suçlardan dolayı kulağının üzerine yatmak için değil.
Daha önceki yazılarımda bir web sayfasına haddinden fazla istek gönderilmesi sonucu web sitesine erişim olamayacağından bahsetmiştim. Ne acıdır ki devlet kurumlarımız tıpkı benzer bir durum gibi gereksiz yere gelen istekler ve iş bilmeyenlerden bıkan halkın kurumlardan ümidi kesmesi nedeniyle devlete olan inanç her geçen gün azalıyor.
Yani kişiye göre muamele, anayasaya aykırı eylemlere sessiz kalınması, tarikat ve cemaat liderleriyle yeniden fazlasıyla yakınlaşmalar, siyasi partilere yakınlık ya da tarikatlara bağlılığı bilinen kişilerin hakim, savcı, müdür gibi pozisyonlara gelmesi. Bu gelen kişilerinde çete kurmaktan dolayı tutuklanması gibi daha birçok devlet adabına yakışmayan olayların yaşanması toplumda devlete olan güveni iyice azaltıyor.
Artık zaman devletin yanında olma zamanı!
Bakınız tüm hainlere rağmen devletiminiz dimdik ayakta. Özellikle CİMER, Açık Kapı, KADES, UYUMA gibi web tabanlı uygulamalar sayesinde insanlarımız her türlü sorunu direkt olarak devlete iletebilir durumda.
Binanızda bir evde 20 tane yabancı uyruklu mu yaşıyor? Hemen bildirin CİMER’e korkmayın! Aynı konuda onlarca kişi şikayette bulunsun bakalım el mi Yaman bey mi Yaman hep birlikte görelim.
Sokakta gördüğünüz sakat bir hayvanı belediyenin veteriner birimine bildirip gelene kadar beklediniz mi? Evet vakit olmayabilir ama en önemli eksik birbirinden farklı ekran kullanan belediyelerden kaynaklı olsa gerek. Telefonla destek aldığınız vatandaş temsilcilerinin de eli kolu çoğu zaman bağlı olabiliyor.
Mesela, belediyelerin çağrı merkezlerinde görevli personel niçin radyo programı tadında her anlarını, vatandaşla olan diyaloglarını yayınlamaz ki?
Çöp toplarken dans eden belediye çalışanını izleyip derdini bir anlık da olsun unutup sevinmeyen var mı mesela?
Devleti temsil eden doktorundan polisine kadar herkeste yaka kamerası olmalı. Olmalı ki kamu hizmeti esnasında yaşanan her şey kayıt altına alınsın ve varsa sorunlar tespit edilip düzeltmek için yöntemler belirlensin.
Bir duyarsızlıktır bir ön planda görüneyim çabasıdır devam ediyor.
Özellikle de milletvekillerine dikkat ettiniz mi hiç? Sürekli bir kanunsuzluk buluyorlar ve sosyal medyadan yayınlıyorlar. Arkadaş sen milletvekili değil misin? Millete şikayet edeceğine savcılığa suç duyurusunda bulunsana.
Soru önergesi vereceğinize sokakta biraz gezinip her geçen gün artan kanunsuzluklara ses yükseltip suç duyurularında bulunsanıza!
Bakın sokaklarda elektrikli kaykaylar cirit atıyor. Mesela bu araçlara izin veren bürokratlar yargılanmalı. Hatta bu araçlarla bulunan kazanç ortaklıkları açığa çıkarılıp yargılanıp gereken cezayı da almalılar.
Bakın mevzuata da kanuna da aykırı olarak kiralama yapılmakla kalmıyor kullanılması kuvvetle muhtemel siber istihbarat zaafiyetine de sebep oluyorlar.
Şimdi vakit her görülen suç içeriğini devlete bildirme zamanıdır. Devletin içerisinde yer alan ve milleti bezdirmekte görevli olanlar bile inanın yoğun olmayan hatta münferit olay diye niteledikleri şikayetlerin artmasıyla toz olup gidecekler.
Hatırlayanınız var mı? Sümerbank vardı. Öğrenciler bu mağazaya öğretmenleri eşliğinde gider ve tek sıra halinde reyonları gezerek alış veriş yaparlardı. Ben hep çok zengin olduğum için bilmem ama öyleymiş yani. Zaten insan o eşsiz ayrıcalıklı alışveriş hissi sonrası zengin değilse nedir?
Düşünsenize sıraya girip istediğiniz ölçüde ayakkabıyı, çorabı, ve hatta şapkayı bile ücret ödemeden alıyor bir de üzerine defter, kitap hediyesi ve nereden geldiği belli olmayan sıcak bir dokunuş. Harika değil de nedir?
Günümüzde Sümerbank fiziksel olarak yok ama ruhu sokaklarda geziyor. İnsanların çaktırmadan fark ettikleri zor durumdaki insanlara yine çaktırmadan destek olma gayreti bilenlerin malumu.
Haydi efendiler ayağa kalkın ve silkelenin. Dört bir taraf düşmanla çevrili olsa, kilit içeriden tutmadıkça ne anlamı var dışarıdan düşman beklemenin? Şimdi siyasetin bağırsaklarını temizleme zamanı.
Unutmayın! Bağışıklık sistemi önce tanır. Virüsün tüm varyasyonlarını inceler ve tek seferde bünyenin desteği ile imha eder.
Şöyle düşünün; bağırsaklarınız bozulunca limonlu kahve yemez miniz? Yoksa içer misiniz? Ağzımızın tadı kaçmasın der ve klozette kamp mı kurarsınız?
Mesela, nezle olduğunuzu anladığınızda çok sevdiğiniz arkadaşınıza sarılıp virüsü mü satarsınız? Yoksa yaklaşma virüs bulaşmasın mı dersiniz?
Şimdi ortalıkta rüşvet, adam kayırma, liyakatsiz insanlar ve birçok başlıkta sessiz istila varken oturacak mısınız? Sadece sosyal medyadan beğeni ve yorumlarla sahaya kenardan tezahürat mı yapacaksınız? Yoksa, bir tık ötenizde duran sahaya direkt olarak müdahale mi edeceksiniz?
Sizden sonraki nesillere sosyal medyadaki dijital ayak izlerinizi mı? Cimer gibi devlet mekanizmasını işleten sistemlerdeki dijital yürek izinizi mi miras bırakmak istersiniz?
Nasılsa çocuklarımıza ev, araba, para bıraktık diye çok mu huzurlusunuz? Sessizliğiniz ve bir tık ötenizdeki siber devriyelere iş paslamadığınız için sonraki nesiller hiç olabilir.
Buradan sürekli ekranlarda millete şikayet eden milletvekillerine sesleniyorum; savcılıkları şikayetlerinizle doldurmadan bu milletin vekili olamazsınız!
Öte yandan başta Hür Hukukçular olmak üzere vatanını seven, nesillerimizin geleceğini düşünenler de bir an evvel dijital platformlar aracılığı ile “burada suç var” içerikli mobil uygulamalar ile herkesin telefonlarından gördükleri hukuksuzlukları bildirebilecekleri, siber yargıç olma niyetinde olan hakim ve savcıların da kolaylıkla erişebileceği dijital platformlar için somut çalışmalar yapmalarının hayati derecede önemli ve kıymetli olacağını belirtmek isterim.
Tüm imkansızlıklara rağmen büyük taarruz ile kurtuluş mücadelesi kahramanlarının torunları olarak, dijital tüm enstrümanları kullanarak yeni nesil kurtuluş mücadelesinde sen de yerini al.