cybercoldwar

Çok kıymetli Rusyalı bir arkadaşımla havadan, sudan, gezegenlerden ve daha birçok konu hakkında konuşurken bir anda siber güvenlik duvarına çarpmaktan kendimi alı koyamadım ve adeta şoke oldum.

Her nedense aklıma da bay pipo geliverdi. Çünkü komplo teorisyenlerinin bile çoğundan fazla okurları alt üst edebilen yazılarıyla ilgi çeken Bay Pipo (şu sıralar pipo içiyor mu bilemem ama bir kere namı salındığı için hep bay pipo olarak anımsanır) nun ülkemizde yaşanan deprem felaketinde yapay deprem ve mavi vatanda bulunan Amerikan gemisine dikkat çeken basının Koç başı niteliğindeki yazıları ilgililerin malumudur.

Nasıl bu koyu sohbetten evvel duyup yazmamış diye hayret ettim ki konunun uzmanlığından haliyle uzak olmasından ve açık kaynaklarda herhangi bir veri (bir veri hariç) olmayışından dolayı hak verdim kendisine.

Evet çok uzatmadan çok gizli hatta confidential diyebileceğimiz haberi duyuralım.

Belki haberi duyurmak demek iddialı olabilir ama bence haber. Kimilerine göre de bilgi…

Daha geçen gün Boston Dynamics’in otonom insansı/hayvansı robotları Pendik limanından gemi dolusu konteynırla taşınırken bir anda Siber saldırganların robotların bağlı bulunduğu sunucuları ele geçirse veya her birine sunucu bağımsız localden dalsa Selimiye 1. Ordu nerede bu ele geçirilmiş saldırgan robotları etkisiz hale getirir diye düşünürken bakın hangi bilgiyle şoke oldum.

Efendim Rusların ülkemizde yaşanan son deprem felaketini Ordu seviyesinde derinlemesine incelemesinin sebebi meğer yapay deprem silahının olası varlığıymış. Yani Ruslar soğuk savaşın ardından yeni bir anlaşmaya konu edilebilecek bir silahın varlığını araştırmış.

Şayet herhangi bir gemiden ve her hangi bir frekans boyutunda deprem tetiklemeye yarayacak frekans olsa zaten uluslararası antlaşmalar ve uydu teknolojileri sayesinde fark edilmemesi mümkün değil.
Hal böyle olunca Fukuşima’nın ABD donanmasının çok gizli deneyine alan olduğu da ortaya çıkmış oldu. Daha doğrusu Rusların ilgisini çeken son depremin öncesinde ABD’nin Japonya’nın mavi vatanının derinliklerinde patlamaya ve haliyle zarara yol açtığını istihbaratın sağır sultanı bile duymuş oldu.

Duyulmamış ya da görülmemiş ve araştırılan ürküten haber ise şu; acaba ABD (İngiltere ve İsrail’i de es geçmemek gerekebilir) gelişmiş savaş silahı deneylerini yine Japonya’da yapmış olabilir mi? Yaptıysa nasıl oldu da fark edilmedi. Çünkü bu fark edilememe gücü böylesine ilginç bir silahın saldırıya uğrayan ülkeler için ölümcül olmasının yanında kim tarafından yapıldığının tespit edilmemesine de olanak sağlamış oluyor.

Eee… hadi çatlatma be kardeşim neymiş şu haber hadi söylesene diyenlere selam ederek…

Düşünsenize tamamen otonom ve kızılötesi ile dalga boyu okyanusun derinliklerinde yüzen herhangi bir deniz canlısından ayırt edilemeyecek kadar yavaş ve sakin giden yüzlerce, binlerce deniz altı dronu veya deniz altı cihazı ile Fukuşima kıyılarına yerleşmiş frekans patlayıcıları olduğunu. Bir defa ne zaman ve nasıl geldiği belli olmayan otonom cihazlar belki de “bak istersem patlatır deprem tetikler veya patlatır volkan tetiklerim” denmiş olunmaz mı?

Ruslar bu konuda oldukça iddialı ve gerçek bir nükleer fizikçi tarafından açık açık dile getirilmiş.

Görünen o ki bay piponun gemiden tetiklediğini iddia edip ve fakat delillendiremediği gibi Ruslar Fukuşimadaki patlamanın verilerini okumuş. Ki, Ülkemizde yaşanan son depremi tetikleyen frekans boyutunun olmadığını da delillendirmiş.

Ruslar’ın “Böyle bir silah var mı?” sorusuna Japonya’nın başına gelenlerden dolayı “evet” diye yanıt verdiğini söylemek kahinlik değildir herhalde. Ancak çok gizli yapılan deneylerin deşifre olması bir yana ülkemizin bu deprem silahına maruz kalıp kalmadığını sormak bir yana.

Bu arada NSA’lı arkadaşların Pentagon’a Rus otonom deniz araçlarıyla sessiz sedasız Amerika kıtasının 4/3’ünü yok edebilecek kadar güçlü silahının varlığını bildirmelerinin ardından sanırım çoktan iş işten geçmiş olduğu için Amerikan hükümetinin bu konuda sessizliğini korumaktan başka bir çaresi de yok sanki. Rus televizyonlarındaki askeri yetkililerin konuşmalarına tanıklık eden ve Rusça bilen herkesin gördüğü üzere Ruslar uzun zamandır Amerika kıtasının 4/3’ünü tahrip edebilecek bir teknolojiyle adeta Truva atının yeni nesil formunu geliştirildiği iddialarını görebilir. Önceki yazılarımda Rus ve Çinli siber saldırganların NSA’ye kök söktüren saldırıları ve bu saldırıların tahrip ettiği güvenlik açıklarını tüm ortaklarına duyurarak güncellemeler yayınladığı ilgililerin malumu.

ABD-Rusya ilişkileri nereye evrilir, etkileri neler olur gibi konuların uzmanı olmadığım için yorum yapmayacağım ancak baba yadigarı kıymetli Komutanımız Osman Pamukoğlu’nun Harici’ye yaptığı açıklamalarda Asya-Pasifik özelindeki tespitleri çok önemliydi. Yeni dünya düzeninde otonom ve yapay zeka destekli siber savaş teknikleri ön planda olmaya devam edeceğe benziyor.

Sanırım asıl sorulması gereken soru şu; nükleer savaşın yerini çoktan siber savaş aldı da milletin haberi mi yok? Umurlarında mı değil?

Bu arada kaç kişi “ben robot değilim” sorularına yanıt verirken yapay zekanın her şeyi gören gözünün daha iyi görebilmesi için bedava işçi olduğunun farkında?

 

 

 

 

 

 

 

https://www.dikgazete.com/yazi/asrin-felaketi-ve-haarp-6509.html#google_vignette

 

https://medium.com/sia-nyuad/the-cyber-cold-war-8030906edb73

 

 

Tags : from cold war to cyber warfukişimansa cyber weaponsrussia aiRussia cyber securitySoğuk Savaştan Siber Savaşa
grey

The author grey

Leave a Response