Bir İstanbullu olarak şehrimiz adına olabilecek en iyi işleri heyecanla bekleyenlerdenim.
Bu arada İstanbullu olmak pek inanılası bir durum değildir. Rahmetli Barış Manço belli ki İstanbulluların nerelisin sorusuna verdiklere cevaba pek inanmayanların yoğunluğu nedeniyle mağdur olup şarkısını bile yapmış…
-hemşehrim senin memleket nire?
-bu dünya benim memleket…
Gerçek İstanbullular olarak gerçek bir İstanbullu tarafından yönetilebilmenin özleminden daha çok, bu dünya benim memleket diyebilen bir yapay zekaya sanırım daha çok umut bağlıyor ve ihtiyaç duyuyoruz…
Bilgi çağı mı? Yoksa kirli bilgi çağı mı? Daha doğru olur bilemiyorum ama metrolarda ücretsiz internet hizmetinin Valilik tarafından henüz izin alınamadığını ve belediyenin bu hizmeti veremediği ile ilgili bir haber izledim. Haberin derdi, doğru ya da yanlış bir bilginin yayılması kesinlikle değildi.
Haberde internetçi arkadaş diye hitap eden biri ile internetçi değilim ben diyen birinin ilginç ve şaşırtıcı diyaloğundan bahsediyordu.
Görüntülerden herkes kendi namına ne çıkarır bilemem ama bu olayın saklı kalan gerçeklerin tercümanı olan bir tarafını da görebilmekte fayda var.
Haberde, valiliğin herhangi bir şekilde metroda internet kullanılamaz demediğini ve yazışma sürecinde olduğu gözleniyor.
Öncelikle Turkcell’lerin iyi bildiği gibi metroda Turkcell’in geliştirdiği dijital servisler, mobil internet şebekesine bağlanılabiliyor ve kullanılmaya devam ediliyor.
LTE altyapısının kullanılabildiği yeni uygulamayla Turkcell aboneleri metrodayken mesajlaşma platformu BiP ile yazışabilecek, fizy üzerinden online müzik dinleyebilecek, Dergilik uygulamasından dergi ve gazete okuyabilecek, Yaani üzerinden webte arama yapıp ve TV+ ile televizyon izleyebiliyor
Özellikle öğrenciler adına yolculuk yaparken bilgiye erişmek için büyük ihtiyaç olan ücretsiz internet büyük bir nimet diyebiliriz.
Ancak her teknolojik gelişmeyi tek bir faydasına takılıp hiçbir güvenlik tedbiri almadan milletin kullanımına sunmak çok da akıl işi olmasa gerek. Ki, halen daha hiçbir denetime tabi tutulmadan hizmet adı altında milletin kullanımına verilen teknolojilerin, ulusal güvenliğimizi tehdit eden boyutlara varan zararlarını temizlemek için halen daha büyük bir çaba sarf edildiğinin de hep altını çiziyoruz.
Metrolarda verilecek olan ücretsiz kablosuz internet hizmetine talip olanların, interneti bedava alalım derken ne tip verilerin hangi cihazlar vasıtasıyla depolanacağı ya da işlenebilecek olduğunu kaçımız biliyor?
Yarın bir gün şu kadar kullanıcı verisi, yaşanabilecek olası veri ihlali nedeniyle “siber saldırganların eline geçmiştir” denilirse bu işin sorumlusu kim olur? Herhangi bir cezai yaptırımı olur mu? Gibi daha birçok sorunun yanıtsız kalmaması için elbetteki şimdiden önlemlerin ne olacağını sorgulamalıyız.
Haberi yapan kuruluşun bu güvenlik önlemleri ile ilgili kaygıları ön plana çıkarmayıp “o parti bu hizmete karşı çıktı “ “bu parti şu harika hizmeti vermeye başladı” yaklaşımları da ayrı bir üzücü gerçekliğimiz olmaya devam ediyor.
Örneğin şu sorulara yanıt aramak daha iyi değil mi?
- Metrolarda ücretsiz olarak verilen internet hizmetinden kimler yararlanacak?
- Bu hizmetten yararlananların ziyaret ettiği internet servisleri üzerindeki izleri tutulacak mı?
- Netflix gibi platformlara giriş serbest olacak mı?
- EBA ve benzeri gibi hangi eğitim platformlarına giriş serbest olacak?
- Twitter gibi sosyal mecralar serbest mi olacak?
- Modemler ve güvenlik duvarları yerli ve milli mi olacak yoksa yabancı mı?
- 5651 sayılı Kanununa ve KVKK’ya uygun bir yapı olacak mı? Olacaksa detayları vatandaşla paylaşılacak mı? Ücretsiz internet servisi kullananlardan açık rıza alınması gereken bir durum olacak mı?
- Metrolarda ve istasyonlarda bulunan vatandaşlara markaların reklamları mı yoksa kamu hizmetleri hakkında bilgilendirmeler mi yapılacak?
Aslında daha çok soru sorulabilir ancak farkındalık için sanırım şimdilik bu kadar yeterli olacaktır.
Bu ülke hepimizin mi bilemiyorum ama ne hikmetse Ne Mutlu Türküm diyenlerin bu mutluluğun hakkını verebilmek için sanki biraz daha fazla çalışması gerekiyor…
Metrolarda ücretsiz internet hizmeti üzerinden ortaya çıkan etkinin farkındalıktan çok daha öte domino etkisi yapacağını söylemek pek de hayalperestlik olmasa gerek.
Metrolarda kullanılacak internet hizmetinin ücreti ve kullanım miktarı ne olursa olsun, dijital pazarlama için büyük bir veriden bahsediyoruz. Gerçek zamanlı veri, anonim veri gibi daha birçok gelir modeliyle internet maliyetini kimse düşünmesin bile. Asıl mesele verilerin güvenliği ve dijital pazarlama stratejileri…
Hal böyle olunca yeni entegrasyon modelleri de gündeme gelmek zorunda oluyor.
Açıkçası ücretsiz internet sayesinde metrolarda kullanılan kameralardaki görüntü işleme yazılımlarını geliştiren belediye iştiraki veya çözüm ortağı olan teknoloji firmalarının ilgili diğer kurumlarla teknoloji entegrasyonlarında yeni nesil siber güvenlik önlemlerinin kamu eliyle nizama getirecek entegrasyon modellerinin ön plana çıkacağı bir dönemi yaşıyoruz diyebiliriz.
Yaşasın metrolardaki ücretsiz internet, yazıklar olsun iletişimde teknolojik ürünleri ve entegrasyonu ithal edip siber güvenliği hiçe sayanlara…