gibi-waffle

Gibi’nin 6. Sezon ilk bölümündeki Amazon Alexa’ya benzer Waffle isimli akıllı asistanla yaşanan diyalogları izleyenler eminim gülmekten yerlere yatmışlardır.

Ersoy tarafından Yılmaz’ın zar zor ikna edilerek eve getirmeyi başardığı Waffle, türünün iki örneğinden biridir. Mahallenin bilgisayarcısı tarafından kırılan yazılımı sayesinde çok ucuza mal edilen bu yapay zekâ asistanı ile ilgili bana göre trajikomik olan durumları müthiş yansıtmışlar. Her ne kadar komedi türünde bir bölüm izlemiş olsak da aslında çok ürkütücü olan gerçekliğimize de vurgu yapılmış.

Nasıl mı?

Akıllı telefonlarda jailbreak olarak bilinen ve IOS veya Android işletim sistemleri ile bu işletim sistemlerine uyumlu uygulama marketleri (Appstore, Google play gibi) dışında uygulama indirmeye imkan tanıyan bir tür kırma (crack) yöntemidir. Telefonda sözüm ona özgürlük adına yapılan bu işlem sonrası IOS veya Android işletim sisteminin ve marketlerinin güvenlik denetiminden çıkılarak bilgisayar korsanlarına ait ekosistemin içinde yer alınmış olunur.

Aslında teknik olarak öyle ya da böyle üreticiler tarafından zaten telefonunuz ele geçirilmiştir. Sanırım bir üreticinin müşterisinin kullandığı telefondan müşterisinin izni olmadan mesaj gönderildiği gibi iddialara pek rastlanmamış olması, böyle bir ihtimalin varlığı yok anlamına gelmez. Elbette teknoloji üreticisi bir firma bu tip işlerle uğraşmaz ama jailbreak gibi sözüm ona üretici firmadan bağımsız hareket etmek için kırılan bir yazılımla mesaj göndermekten arama yapmaya, mail gönderiminden sesli mesaja kadar birçok riskin vücut bulması ihtimali çok daha yüksektir. Zaten GİBİ ekibi de bu konulara Alexa benzeri bir yapay zeka destekli asistan üzerinden değinerek dikkat çekmişti.

Ben de ücretini ödemiş olsak bile daha akıllı telefonu ilk açtığımızda karşımıza gelen ve hiç okumadan kabul ettiğimiz kullanıcı sözleşmelerinde olduğu gibi aslında telefonun kullanım hakkını, üretici firmanın telefon üzerindeki tüm sensör ve yazılımların elde ettiği verileri kullanma hakkını vererek sahip olduğumuzu bilenlerdenim. Yani ben kullanmak için para ödedim ama kullandığım süre boyunca da verilerimin işlenmesine rıza gösterdim. Bu konuda basit bir örnek vermek gerekirse, sesimizi işleyen telefonumuzun yine ses işleme verisini kullanarak bizlere bazen instagram bazen de Google veya internet bankacılık uygulamamızdan gelen reklamları söyleyebiliriz. Öyle ya, telefon yanımızdayken konuştuklarımızı işleyen uygulamalar bize bazen pizza bazen de kredi reklamını gönderebiliyor.

Hatta Gülgûn hanımın tabiriyle “bırakın konuşmayı bazen düşünüyorum da reklam geliyor” gibi durumlarla hepimiz bu çağda karşılıyoruz.

GİBİ’nin 6. Sezon ilk bölümünde Waffle olarak karşımıza çıkan yapay zeka zaten cebimizde bulunmakta. İşte komedi görünümlü gerilim de burada başlıyor. Düşünsenize, konvansiyonel olmayan savaş teknikleri arasında yer alan siber savaş diye bir gerçek var. Bu bazen İsrail’in Lübnan Hizbulah’ının yönetim kadrosuna ait telefonları patlatarak can almasıyla bazen de İran nükleer santrali gibi kritik altyapıları patlatmasıyla karşımıza çıkabiliyor. Hatta kişisel verilerin ele geçirilerek yayınlanması veya e-devlet gibi dijital hizmetlerin kesintiye uğratılması ya da kurumlara ait web sitelerinin hacklenmesi olarak ana haber bültenlerinden sıklıkla izlediğimiz haberlerde görebiliyoruz. Markaların taklit edilmesi suretiyle yapılan siber dolandırıcılık vakalarına hiç değinmiyorum bile. Kısacası zaten siber savaşı iliklerimize kadar hissediyoruz. Şimdi olası bir savaş halinde ülkemizde de GİBİ’de anlatılan Waffle hikayesine benzer hikayelerin gerçekliğinin yaşanmayacağını sanırım kimse iddia edemez. Şunu diyebilirsiniz belki; “kardeşim zaten biz Apple ya da Android kullanıyoruz. Güvenlik tedbirlerini alması gereken üretici firmalar. Olur da başımıza bir iş gelirse tazminat ödemek zorunda kalırlar” ben de “tamam da atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra sana ait ses ile whatsapp üzerinden eşine, dostuna hakaret etmiş gibi göründükten sonra veya internet bankacılığından senin dijital imzanla hiç tanımadığın birilerine ya da terör gruplarına para gönderildikten sonra anlatırsın derdini” derim. Bu bir kehanet ya da bilim kurgu filminden alıntılanmış bir hikâye değil. Olasılık. Ki bu olasılığa da “Zero Day” deniyor.

Bu arada Whatsapp, Apple ve Windows gibi tüm teknolojiler Amerikan hükümetinin PRISM ismini verdiği projenin paydaşlarıdır. Yani Amerika ile savaşa girilirse konvansiyonel olmayan savaş teknikleri arasında yerini alan Siber Savaş kavramı içerisinde olabilecekler tamamen siber tatbikatı yapılmış siber saldırı teknikleri arasındadır. Bu yazdıklarıma “ütopik” diyenlere tarihte truva atı olarak bilinen gerçek olaydan esinlenilerek günümüzde Trojan olarak adlandırılan virüsün ne yaptığına baksınlar, sonra NATO standartlarıyla bezenen teknolojik altyapıları kimlerin, nasıl ve nerede kullandıklarına bakmalarını öneririm. Yalnız şimdiden belirteyim, araştırma sonucunda; vay efendim hangi üst düzey yöneticiler akıllı saatler, tabletler ve kulaklıkları kullanıyor? Aman efendim bunlar CIA ya da NSA’den direkt talimat mı alıyorlar? Eskiden kırmızı telefonlar varken şimdi akıllı saatler mi kullanılıyor? Hangi kurumlar güvenlik duvarlarını, veri kaybı önleme platformlarını İsrail’e emanet ediyor? Kimler ABD’nin siber silahlarından olan Chat GPT den faydalanıyor? Gibi deli sorularla muhatap ettin bizi yürü git be! Gibi ifadelerle kulağımı çınlatmaya kalkmasın. Ayrıca tabi varsa ben siber güvenliğin patronuyum diyeni gören, duyan, tanıyan, buyursun onun kulağını çınlatsın.

GİBİ’nin Waffle ile dikkat çektiği siber manipülasyon ile olabileceklere ilişkin komikliklerin, aynı zamanda gerilime neden olabileceği durumları kimsenin yaşamamasını temenni etmek benim işim ama bu riskleri görerek vatandaşlarına siber güvenilir bir yaşam sunmak da artık Siber Güvenlik Başkanlığı’nın işi.

Hazır yapay zekayı tiye alırken siber riskleri görmezden gelerek tüm erişim yetkisini Waffle’a veren Yılmaz, Ersoy ve İlkkan’ın başına gelenleri izlemişken, yapay zeka teknolojilerinde Amerika’ya kafa tutan Çin’in yeni uydusunun yetenekleri arasında 60 milden yüz tanıma yapabilecek olmasından bahsediliyor. Başta Starlink olmak üzere birçok teknoloji devine gözdağı verdiği ve Amerikan savaş uçaklarının bile anbean takip edilecek olması ABD hükümetinin de tepkisine neden oluyor. İyi polis-kötü polis mi oynanıyor? Derseniz bilemem ama Çin menşeili güvenlik kamera sistemi kullanıyorsanız ve internet üzerinden telefon ya da bilgisayarınızdan izleme yapıyorsanız değil 60 mil 6000 mil öteden zaten izlenebilirsiniz demektir. Çin beni izlese ne olur diyenlerin akıbeti ne olur bilemem ama siyasetten örnek vermemek için futbol taraftarlığından ironik bir örnekleme yaparak; koyu bir Galatasaray taraftarıyken bir anda en önde koşan Beşiktaş taraftarına dönüşenlerden etrafınızda sıkça görmeye başladıysanız, kırkı çıkmış ve gerçekte hakkın rahmetine kavuşmuş olan dedenizle sürekli telefonla görüştüğünü iddia eden komşularınız varsa, siz önemsememeye devam edin.  Apple’ın bile Çin’de üretildiğini düşünürsek ve bu yeni Çin uydusunun yeteneklerini göz önünde bulundurduğumuzda Amerikan’ın Çin’den gelebilecek olası siber tehditlerin neler olabileceğine dair birçok film siparişini Hollywood veya Netflix’e çoktan ısmarlamıştır bile. Bu siparişlerden sonra eminim klonlama teknolojisi ile ayarları bozuldukça hizmet veren yeni nesil teknik servislere de yer verilmesi kuvvetle muhtemel olsa gerek

 

Son olarak GİBİ’nin Waffle ile örneklediği ve bana göre trajikomik bölümü izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.

Sonra bu yazıyı tekrar okuduğunuzda her ne kadar tüm resmi kurumlarda kurum içi olarak yayımlanan genelgelerde whatsapp ve benzeri birçok siber istihbarat aracının kullanımının yasak olmasına rağmen kullanmaya devam eden kurum çalışanlarının olası bir savaş halinde amirlerinin sesi veya görüntüsü kullanılmak suretiyle nasıl manipüle edilebilir olduğunu, genelgeyi yayımlayan ve imzası bulunan üst düzey yöneticilerinin dahi yayınlanan genelgeye uymadıklarını fark ettiğinizde artık “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu mu? Yoksa bunlar hep dıj güjlerin işi yürü be sende” mi dersiniz bilemem ama Siber Vatan’ın önemini er ya da geç herkes anlayacak.

 

 

Tags : Gibigibi wafflegibi yeni sezon
grey

The author grey

Leave a Response