Hepimiz Discord ve Instagram gibi platformları kullanıyoruz, ancak bu platformların sunucularının yurtdışında olduğunu ve ülkemizde temsilcileri bulunmadığını da biliyoruz. İlginç olan şu ki, bu şirketler, ilgili kurumların kestiği para cezalarını ödemekten kaçınmıyorlar, aksine bu cezaları ödüyorlar. Ancak asıl sorun, kanunlara uygun olarak suç teşkil eden durumlarda yetkililere bilgi paylaşmamaları ve muhatap bulunamaması. Yani bu platformlar suçların takibi konusunda bir engel oluşturuyorlar ve biz, ülke olarak elimizi kolumuzu bağlayan bir durumla karşı karşıyayız.
Bu paradoksal duruma dikkat çekmek istiyorum: Bir yandan bu platformlar, ücretsiz hizmet veriyor gibi görünerek büyük kullanıcı kitlelerine ulaşıyor, ama diğer yandan kişisel veri ve siber istihbarat açısından büyük kazançlar sağlıyorlar. Ellerine geçen bu verileri nasıl kullandıklarını veya kimlerle paylaştıklarını çoğumuz bilmiyoruz. Bu, ciddi bir ulusal güvenlik sorununa işaret ediyor.
Bu noktada şunu da sormak gerekiyor: İlgili kurumlar neden etkili adımlar atmıyor? Özellikle CBDDO gibi sorumlu kurumların, bu konularda somut bir adım attığını ne yazık ki göremiyoruz. İlgili makamların sessizliği insanı düşündürüyor: Gerçekten bir uzmanlık eksikliği mi var, yoksa yerli teknolojik altyapı ve ürünler kullanılmadığı için mi etkisiz kalıyorlar? Millî bir duruş sergileniyor gibi görünse de, uygulamada neden bu kadar başarısızız?
Bir başka önemli sorun da sosyal medya platformlarının gençler üzerindeki etkisi. Özellikle çocuklarımız siber zorbalıkla karşı karşıya kalıyor. Bu zorbalık öyle boyutlara ulaşıyor ki, bazen can kayıplarına bile neden olabiliyor. Mavi Balina vakası bunun en çarpıcı örneklerinden biriydi. Teknoloji sadece fırsatlar sunmuyor, aynı zamanda çok ciddi tehlikeler de barındırıyor.
Şimdi bu meseleyi daha somut bir örnekle açalım.
Mecliste kapalı bir oturum yapıldı. Oturum sırasında kapıların kilitlendiği görüntüler basına servis edildi, bu da gizliliğin önemine dikkat çekti. Ancak asıl sorulması gereken şu: Milletvekilleri içerideyken, telefonları güvenli bir şekilde muhafaza edildi mi? Akıllı saatler ya da telefonlar yanlarında mıydı? Eğer yanlarındaysa, bu cihazlar üzerinden dışarıya bilgi sızdırılmış olabilir mi? Bugün birçok kamu kurumumuzda kullanılan güvenlik yazılımlarının hangi ülkelere ait olduğunu biliyor muyuz?
İsrail’i terör devleti olarak nitelendiriyoruz, ama birçok kurumumuzda İsrail menşeli siber güvenlik yazılımları kullanılıyor.
Üstelik bu yazılımların yanı sıra, sızma testleri için gerekli sertifikaları da İsrail menşeili olduğu bilinen şartnamelerde açıkça yazılıyor. Bu çelişkiyi nasıl açıklayacağız? Bu bilgiler, kulaktan dolma değil. Yerli yazılım ve donanım kullanımını zorunlu kılan genelgeyi paralel bilişimcilere rağmen uygulatmak için mücadele edenlerdenim ve o zamandan beri bu konuları iyi biliyorum.
Şimdi Discord’a getirilen erişim engelinin işe yarayıp yaramadığını bir düşünelim. Erişim engellemek sorunu çözmüyor. Asıl mesele, bu platformların denetlenip denetlenememesi. Bugün Discord’u konuşuruz, yarın Instagram’ı, ama sorunun kökenine inmeden sadece yüzeysel çözümler üretmiş oluruz.
Peki ne yapmak lazım? Bu soruyu sormakta haklısınız. Çünkü ismimin altında “siber güvenlik uzmanı” yazıyor. Bu sıfatın hakkını vermek için konuşuyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden giden bir Türk genci olarak, siber vatan için yapılması gerekenleri anlatmak ve uygulanması için gereğini yapmak görevim.
Yabancı menşeli yazılım ve donanımlarla bu işin denetimini yapamazsınız. Herkesin anlayacağı bir şekilde örnek vermek gerekirse; tamamen millî ve yerli siber güvenlik altyapılarına sahip olmadıkça, verilerimizi koruma ve tehditlere karşı önlem alma konusunda başarılı olamayız. Ancak tam bağımsız bir siber güvenlik stratejisi geliştirebilirsek, o zaman gerçek bir çözüm yoluna girmiş oluruz.
Yabancı menşeli yazılım ve donanımlarla siber güvenliği sağlamanız mümkün değil. Herkesin anlayacağı şekilde ifade etmek gerekirse; tamamen millî ve yerli siber güvenlik altyapılarına sahip olmadığımız sürece, verilerimizi güvence altına almak ve siber tehditlere karşı etkili önlemler almak imkânsız hale gelir. Ancak, burada sadece bir strateji belirlemek yetmez. Eğer strateji yeterli olsaydı, zaten bugüne kadar ilgili kurumların yayınladığı tüm o afili siber güvenlik stratejileri sorunlarımızı çoktan çözmüş olurdu. Ama görüyoruz ki, strateji kağıt üzerinde kaldıkça, bir çözüm getirmiyor.
Asıl ihtiyaç, bağımsız ve güçlü bir siber güvenlik kurumunun oluşturulmasıdır. Ancak bu kurumun, mevcut yapılar gibi olmaması lazım. Eğer bu yeni kurum, sadece bir siyasi atama merkezi haline gelir ve başında siyasi kadrolarla doldurulmuş bir başkan bulunursa, işler değişmez. Bu tarz kurumlarda, strateji belirlemekten çok, teknoloji markalarının merkezlerine yapılan ziyaretlerde, CEO’larla fotoğraf çekilip gülümseyerek poz verilmesi maalesef ön plana çıkıyor. Halbuki siber güvenlik gibi kritik bir konuda kurumun başkanının kişisel şöhreti değil, kurumun yaptığı icraatlar ve ülke için sağladığı faydalar konuşulmalıdır.
Siber güvenlik doğası gereği sessiz ve derinden yürütülmesi gereken bir süreçtir. Bu süreçte kurum başkanının ismiyle değil, yaptığı icraatlarla gündeme gelmesi gerekir. Önemli olan bireysel başarılar değil, kurumun başarısıdır. Stratejiler ancak bu şekilde hayata geçirilip somut sonuçlar verebilir.
Böylesine bağımsız ve uzman bir yapıyı oluşturmadan, siber güvenlik stratejileri maalesef havada kalmaya mahkumdur. Tam bağımsız bir siber güvenlik altyapısı oluşturulmadıkça, tehditlere karşı sağlam bir savunma hattı kurmak mümkün olmayacaktır.
Ailelerin bu süreçte üstlenmesi gereken önemli görevler var. Siber dünyadaki tehditlere karşı çocuklarımızı korumak sadece devletin görevi değil; bizlerin de yapması gerekenler var. Hem çocuklar hem de ergenler için ayrı ayrı tavsiyelerde bulunmak istiyorum.
- Rapor et, engelle, söyle: Dijital platformlarda karşılaştığınız tehdit veya zorbalık durumlarında, mutlaka harekete geçin. Zorbalığa maruz kaldığınızda o kişiyi engelleyin, durumu platforma rapor edin ve çevrenizle, güvenlik güçleriyle paylaşmaktan çekinmeyin. Siber zorbalık gibi olaylarla karşılaştığınızda, Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlar Daire Başkanlığı’na veya Siber Ay projesi gibi platformlara ihbar edin.
- Gizlilik ayarlarına dikkat edin: Dijital platformlarda gizlilik ayarlarını etkin bir şekilde kullanmak, siber zorbalığı önlemek adına önemli bir adımdır. Sosyal medya hesaplarınızın gizlilik ayarlarını sık sık kontrol edin, kimlerin sizinle iletişim kurabileceğini ve paylaşımlarınızı kimlerin görebileceğini belirleyin.
- Platformlardaki engelleme ve raporlama seçenekleri: Zorbalık ya da kötüye kullanım durumlarında her platformda mutlaka engelleme ve raporlama seçenekleri bulunur. Bu seçenekleri kullanmaktan çekinmeyin. Platformların sunduğu bu araçlar, sizi korumak için var ve gerektiğinde kullanarak güvenliğinizi sağlamak sizin elinizde.
Ergenler için Tavsiyeler:
Ergenlik, özellikle siber zorbalık, sosyal medya baskısı ve dijital bağımlılık gibi tehlikelerin en çok karşılaşıldığı bir dönem. Aileler, çocuklarıyla açık ve güvene dayalı bir ilişki kurarak, bu risklerle nasıl başa çıkabileceklerini onlara öğretmeliler. İşte bu konuda ailelere düşen bazı görevler:
– Dijital davranış kuralları belirleyin: Ergenlerin internette ne kadar süre vakit geçireceği, hangi platformları kullanabileceği konusunda net sınırlar koymak, onların hem zihinsel hem de duygusal sağlığını koruyacaktır.
– Sosyal medya takibi: Çocuğunuzun sosyal medya hesaplarını doğrudan kontrol etmekten ziyade, ona dijital dünyanın tehlikeleri konusunda bilinçlendirme eğitimleri verin. Gizlilik ayarlarını nasıl yapacağı konusunda rehberlik edin ve dijital ayak izinin ne kadar önemli olduğunu öğretin.
– Siber zorbalık konusunda konuşun: Ergenlerin maruz kaldığı veya başkalarına uyguladığı siber zorbalık hakkında bilgi sahibi olun. Bu konuda duyarlı bir iletişim kurarak, zorbalığa karşı nasıl tepki vermesi gerektiğini öğretin.
– Destekleyici olun: Ergenlik döneminde kendini yalnız ve anlaşılmamış hisseden gençler, çevrimiçi dünyada tehlikeli arayışlara girebilirler. Onlara duygusal destek sağlamak, tehlikeli davranışlardan kaçınmalarına yardımcı olabilir.
Çocuklar için Tavsiyeler:
Bu konuda değerli dostum Dr. Nataliya Zayud’un, Rus kozmonotlarla çalışmış bir uzman olarak ailelere verdiği tavsiyeleri paylaşmak istiyorum. Dr. Nataliya’nın çocukların dijital dünya ve uyku düzeniyle ilgili şu önerilerini aileler mutlaka dikkate almalı:
1. Yatmadan iki saat önce şiddet içeren içeriklerden uzak tutun. Şiddet içeren filmler, video oyunları, çizgi filmler veya haberler, çocukların zihinsel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu iki saatlik süreçte şiddet içeren hiçbir içeriğe izin vermemek çok önemli.
2. Alternatif aktiviteler önerin. Bu iki saatlik süre zarfında, çocuklar için daha sakinleştirici ve yaratıcılıklarını teşvik edici etkinlikler sunun. Resim yapmak, boyama yapmak, kitap okumak gibi aktiviteler çocuğun zihnini yatıştırır ve daha kaliteli bir uykuya hazırlanmasına yardımcı olur.
3. Doğru kitap seçimi yapın. Çocuğun başarılı olmasını istiyorsanız, başarılı kahramanların olduğu kitaplar seçin. Dr. Nataliya, çocukların okudukları kitaplardan karakter modellemesi yaptığını belirtiyor. Bu yüzden, çocuğunuzun gelişiminde olumlu etkiler bırakacak, ilham veren kahramanları olan kitaplar seçmek çok önemli.
4. Uyku öncesi zamanın önemi. Uyku öncesi geçirilen zamanın, çocukların duygusal ve zihinsel gelişimi açısından çok kritik olduğunu unutmayın. Dr. Nataliya, bu zaman diliminin çocukların gelecekteki başarılarında bile etkili olabileceğini vurguluyor. Bu yüzden, çocukların ne tür aktivitelerle vakit geçirdiklerine dikkat edin.
Kısaca yapılması gerekenleri anlatmaya çalıştım. Türkçede “Bu ne pehriz bu ne lahana turşusu” diye bir deyim vardır. Gelişen teknolojileri sadece kullanan değil, aynı zamanda geliştiren ve yöneten olmalıyız. Elimizde bu alanda istekli ve yetenekli çocuklar, gençler ve yetişkin uzmanlarımız var. Emin olun ki, verdiğim birçok örneği ilkokul çağındaki çocuklar bile anlayabiliyor ve daha fazlasını önerebilecek yeteneklere sahipler. Çünkü onlar teknolojiye doğdular. Bizim avantajımız ise hem sokakları hem de dijital dünyayı çok iyi tanıyor olmamız.
Teknolojinin nimetlerinden faydalanarak suçun önüne geçmek mümkün. Hem sokakta hem de dijital ortamlarda suçluları hızlıca tespit edip, caydırıcı önlemler alabiliriz. Buradan yetkililere sesleniyorum: Dijital ortamlarda ve sokaklarda, teknoloji destekli siber güvenlik stratejilerini benimseyin ve bu konuda irade gösterin. Ateş düştüğü yeri yakar, ancak dijital ortamlarda çıkan yangınlar sokaklarımıza kadar yayılıyor. Bunu görmezden gelmeyin, ego yapmayın ve milletimize, gelecekteki nesillere ihanet sayılabilecek bir vurdumduymazlıkla “Zaten yapılıyor” diyerek iş yapıyor gibi görünmekten vazgeçin. Bağımsız düşünebilen, aklı ve vicdanı hür nesillere dikkat kesilmeliyiz.
Siber Zorbalık nedir? Ne yapmak gerekir?
Siber zorbalık, iletişim teknolojisi aracılığıyla gerçekleşen zorbalıktır. Zorbalığın bir hedefe ulaşması için sonsuz sayıda yol vardır: grup mesajları, diğer mesajlaşma uygulamaları, Snapchat, Instagram, TikTok, YouTube, Twitch, Discord, çevrimiçi oyun sohbetleri ve çok daha fazlası. Siber zorbalığa maruz kalan gençlerin sosyal kaygı veya depresyon geliştirme, intihar düşüncelerine sahip olma, kendine zarar verme, yeme bozuklukları geliştirme ve okulda kötü performans gösterme riskleri daha yüksektir.
Teknolojik gelişmeler ve sosyal medya platformlarının yaygın popülaritesiyle, gençler genellikle çevrimiçi olarak bağlantıda kalıyor ve bu da siber zorbalık olasılığını artırıyor. Siber zorbalık fırsatları sürekli arttığından, farklı siber zorbalık türlerini ve bununla mücadele yollarını anlamamız önemlidir.
Siber zorbalığın en güçlü sınıflandırıcısı incitici dildir. Ancak siber zorbalığın birçok farklı biçimi vardır. Hangi tür siber zorbalığa maruz kaldığınızı ve nelere dikkat etmeniz gerektiğini belirlemenize yardımcı olacak tanımlar şunlardır:
- Alevlenme – çevrimiçi kavgalar, hakaret ve benzeri eylemler
- Aşağılayıcı – birini hedef alan gönderiler veya mesajlar. Bunlar, kişileri kimliklerine göre hedef alan gönderiler, kişilere sahte kimlikler atfeden gönderiler veya biri hakkında incitici şakalar yapan gönderiler (örneğin, birinin fotoğrafını kullanarak aşağılayıcı bir tasarım yapmak) olabilir.
- Dışlama – Birini bir oyundan, grup sohbetinden veya herhangi bir sosyal medya etkinliğinden, grubun bilgisi olsun veya olmasın, çıkarmak
- Açıklama – Birinin sırlarını veya özel bilgilerini onun izni olmadan paylaşmak
- Taklit – olmadığınız biri gibi davranma (aynı zamanda Catfishing olarak da bilinir)
- Taciz – tekrar tekrar kötü amaçlı mesajlar gönderme
- Siber takip – fiziksel zarar tehditleri de dahil olmak üzere sürekli taciz ve aşağılama
Siber zorbalıktan kurtulmak, sadece telefonunuzu kapatmak veya sosyal medyada yeni hesaplar oluşturmak kadar basit değildir. Diğer zorbalıklar gibi, ciddiye alınmalı ve kaynağında mücadele edilmelidir. Siber zorbalıkla mücadeleye yardımcı olacak bazı yollar şunlardır:
- Duygularınızın geçerli olduğunu bilin. Size yapılan muamelenin “zorbalık” olup olmadığından emin olmayabilirsiniz. Emin değilseniz, duygularınıza güvenin. Başkalarının davranışlarının sizi nasıl etkilediğini herkesten daha iyi siz bilirsiniz.
- Güvendiğiniz bir yetişkinle konuşun. Bu bir ebeveyn, öğretmen, danışman, koç veya tanıdığınız herhangi bir güvenilir yetişkin olabilir. Bu kişiler size yardımcı olabilir ve ek adımlar atmanız gerekip gerekmediğini belirlemenize yardımcı olabilir.
- Engelle, Belgele ve Raporla. Birçok sitenin engelleme özellikleri vardır ve bu, zorbalık olaylarının sıklığını azaltmaya yardımcı olabilir. Zorbalık olaylarını belgelendirin ve sitelerin yöneticileriyle iletişime geçin. (instagram, facebook, discord gibi platformların Türkiye’de temsilcisinin olması ve bu tip durumlarda hızlı aksiyon alınması hayati derecede kritik öneme sahip olabilir)
- Siz veya tanıdığınız biri acil bir tehlike altındaysa 112’yi arayın. Siber Suçlarla Mücadele Timleri ihbarları hızlıca değerlendirmeye alıyor)
- Duygusal sıkıntı, ruh sağlığı veya intihar krizi yaşıyorsanız 112‘yi, arayın
- Başkalarına yardım edin. Siber zorbalığa uğrayan siz değilseniz, sevdiğiniz kişinin zorbasından kurtulmasına yardım edin. Siber zorbalığın ne olduğunu net ve güçlü bir şekilde anlayın, onlara cesaret verin ve zorbaları nasıl engelleyeceğiniz, belgeleyeceğiniz ve bildireceğiniz konusunda fikirlerinizi paylaşın. Zorbalığın sonsuza dek sürmeyeceği umudunu sunun ve duygusal olarak sağlıklı kalmak için yararlı başa çıkma becerileri edinmelerine yardımcı olun.