Çevremdekiler sürekli düşünerek ürettiğim fikirlerin bir çaba sonucunda ortaya çıktığını sanıyor ve kendimi çok, daha doğrusu beynimi çok fazla yorduğumu söylüyorlar. Aslında ben özellikle düşünmüyor ve beynimi de yormuyorum. Artık Allah vergisi midir yoksa süper kahramalara has bir özellik mi bilemiyorum. İsterseniz lafı çok uzatmadan “Fikrim Geldi” diyerek, baruttan sonra pek kayda değer bir buluşu olmayan bizlerin, insanları havaya uçurmadan göklere çıkarabilecek projemizden bahsedelim.
Yeni nesil devlet başkanlığı; bilindiği üzere ülkemizde ve bir çok gelişmiş- gelişmekte olan toplumlarda görülen meclis, milletvekili, genel başkan, müdür gibi bir çok kavramı kullanan toplumların en başında da avrupa gelmektedir. Ancak bu fikrim hayata geçerse, ne avrupa diye bir kavram kalır nede Amerika.
Öncelikle devlet başkanı ve tüm kademelerde ki yöneticiler bilşim sistemleri aracılığı ile seçilerek her adımı takip edilir. Kısacası devlet başkanımız aslında bir avatar. Okul müdürü, banka müdürü, milletvekili ve hatta hakimler birer avatar. Gerçek kimlikleri belli olmayacak meslek grupları arasında hakim ve savcılar da olmalı. Öyle ya, sonra özel ilişkiler kurulmak sureti ile çıkar amaçlı örgütlenmeler olabiliyor. Diyelim ki devlet başkanı ve meclis bir karar alacak. Bu karar kesinlikle halkın onayına sunulmadan geçmeyecek ve kanunlaştırılmayacak. Elbette seçtiğimiz milletvekilleri de parası yada çevresi olduğu için değil belli bir bilgi düzeyine sahipse millet vekili olabilecek. Hiç bir bakan, devlet başkanı ve millet vekilinin maaşları dışında bir geliri olmadığı gibi hiç bir akrabası da devlet projelerinden destek almak bahanesi ile rant elde edemeyecek. Ayrıca tüm hesapları istenildiği an vatandaş tarafından kontrol edilebilir olacak. Yapılan devlet harcamaları da aynı kapsamda vatandaş tarafından incelenebilir olabildiği gibi, akıllı telefonarımızdan bizlere istediğimiz konular ile alakalı şeffaflık ilkesi gereği bildirimlerde bulunulacak. Herşey, şeffaf ve ilkeli bir biçimde olduğuna göre atrık eğitim sistemini de el atmakta fayda var. İsveç’te kullanılan eğitim modeline benzeyen hem eğlenmeli hemde öğrenmeli metotların yanı sıra, çocukların hayal gücü ve yeteneklerine göre gerçek rehber öğretmenler sayesinde, çocukların doğru yönlendirilmelerini sağlanacak. Çocuk meclisi ile de tamamen hayal güçleri ile ortaya çıkan proje ve fikirlerin hayata geçmesi sağlanacak.
Engelli ve kader mahkumlarının hayata kazandırılmaları için avatar sistemleri ile yeni nesil projelere imza atılarak, istihdama yönelik çalışmalar yapılacak. Buna örnek olarak, Metro, Metrobüs gibi ulaşım türlerinde kullanılan akıllı biletler için sapasağlam insanların gişelerde istihdam edilerek 24/48 mantığı ile çalışanlar engelli dostlarımız ile karşılanarak nitelikli iş gücünün hakkını verebilecek alanlara yönlendirmeler yapılabilir mesela ne dersiniz?
Tabi şu ana kadar yazılanlara bir çokları hayal diyebilir ve emin olun hayal diyenlerin bırakın hayal gücü ile üretmeyi, hayal gücü ile üretenlerin fikirlerini kullanarak yöneticiyim diye gezmelerine pek alışığız . Ayrıca dijital dünyanın nimetlerini sonuna kadar kullanan bir yönetim mekanizmasında şu anda görülen bir çok milletvekili de olmayacaktır. Kısacası bu sistemi mevcut çarka çomak sokmak olarak görenler olacağı için şimdilik sadece hayal ürünü gözüyle bakılarak veya deli saçması denilerek bu fikirler ret edilecektir.
Ancak, başarabilirsek, ülkemizden tüm dünyaya yayılacak Avatar modeli ile dünyada tek bir devlet mantığı kabul göreceği gibi insanlar arasında ayrımcılık yapılamayacaktır. Ne Afrika’da aç bir çocuk ne de Ferrarisi ile hava atmaya çalışan baba hediyesi ile övünen nesillerin olmayışı zaten yeni dünya düzeninde, medeniyet düzeyine ulaşmış toplumlar kaosa sürüklenir tezini de çürütmüş olacaktır. Bana göre medeniyet düzeyi tamamlanamaz ve sürekli gelişir. Tıpkı yaşayan bir organizma gibi, beslendikçe gelişir, güncellendikçe yenilenir.
Zihnimde dönen bir çok fikir ve projenin hayata yansıması oldukça yakınken halen daha bir kaç kişinin iki dudak arasında hayata sıkışıp kalmak bana göre değil. Parasız eğitim diyerek daha doğrusu pankart alıp parasız eğitim diye haykırmak yerine, kamera kullanabilen, montaj ve kurgu yapabilen gençlerin parasız eğitim ve hatta parasız ulaşım metotları üzerine hiç bir geliştirme yapmamaları ise oldukça üzücü. Sadece reklam gelirleri ile ücretsiz ulaşım kolaylıkla gerçekleştirilebilrken, bu konuların gündeme dahi alınmaması elbette ki rant sahiplerinin etkisi ile oluyor. Ancak çocuklarına ev yada araba bırakarak bu dünyadan göçmeye çalışanların, yeni nesil teknolojiler karşısında köle olan yeni nesillerin geleceğinin akibeti hakkında bence en ufak bir fikirleri dahi yok. Keşke bu tip fikirler çalınsa da dünya daha yaşanabilir bir yer olsa.
Ne diyelim, yeni nesil devlet başkanına yol açın, açmasanız da su akar yolunu bulur…
