Son günlerde sosyal medya hesaplarından ahlaksızca paylaşım yapanların din, dil, ırk ayrımı gözetilmeksizin her kesim tarafından tepki gördüğü hepimizin malumu.
Sosyal mecralarda siber zorbalığın önlenmesi için Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının teknik yeterlilik olmadan tek başına yetersiz olduğunu ve reis arkandayız diyerek sözüm ona siber güvenliğin patronuyum diye ortalıkta caka satanların ise aslında siber güvenliğe en çok zarar verenlerin arasında ilk sırada oldukları bir kere daha gözler önüne serildi.
Ayrıca “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” yaklaşımının ne kadar yanlış olduğu, destek amaçlı açılan sahte sosyal medya hesaplarıyla devlet büyüklerinin şişirilmiş izlenme oranlarıyla kandırıldığı da gözler önüne serilmiş oldu.
Siber zorbalığın uzun zamandır ciddi bir sorun olduğu ülkemizde şu ana kadar verilen en yüksek mevkiden tepkiyi Cumhurbaşkanı Erdoğan vermiş oldu.
Erdoğan, “İnternet ve sosyal medya mecralarının ülkemizde bir an önce hukuki ve mali muhataplık tesis etmeleri için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız.
Hukuki düzenleme tamamlandığında, erişim engeli ile adli ve mali yaptırımlar dahil her türlü yöntemi devreye sokacağız” diyerek Twitter başta olmak üzere birçok sosyal mecraya adeta göz dağı verdi.
Ancak hukuki düzenleme, teknik hataların ve bilişim diplomasisinin ne derece önemli olduğunu gözler önüne sermekle kalmadı devlet erkanının yanlış bilgilendirildiğini de farkettirdi.
Geçtiğimiz günlerde tele konferans uygulaması üzerinden gençlerle buluşan Cumhurbaşkanımızın z kuşağı olarak adlandırılan kitleden çok fazla dislike alması ve oy yok gibi yorumlardan dolayı yaşanan sorunlar medyada da çokça konuşuldu.
Kişilerin, makamların geçici temsilcileri olmaları nedeniyle ve makamların sosyal platformlarda aşırı yıpratılmaya devam edilmesi, önlenemeyen siber zorbalıklar gibi daha birçok başlıkta tedbiren yapılması gerekenlerin halen daha yapılmaması ve yapılması tavsiye edilen erişim engeli gibi yaklaşımların da teknik olarak mümkünlüğünün olmaması ise çok ama çok üzücü.
Bu işin çözümü yok değil ama çözüm diye getirilen her ne varsa, iş bilmeyenlerin bir anlık panikle verdiği tavsiyelerden de öte bir çözüm arayışından başka bir şey değil.
Çözümün en önemli unsuru elbette ki irade ve bu iradeyi belki de uzun zamandır ilk defa devlet başkanımızın gözlerinde görebilen bir ben değildim herhalde…
Şimdi çoluğum çocuğum sana feda olsun, reis arkandayız gibi boş söylemleriyle mevki ve makam sahibi olanların o çok havalı geçişlerle siber güvenlik üssü veya Siber güvenliğin kalesi dedikleri çalışma alanlarında büyük bir keyifle yudumladıkları kahveleri zerre hak etmedikleri ayan beyan ortada bulunduğuna göre, devlet erkanının bu popülist siber güvenlik yaklaşımlarından da zarar gördüğüne göre, bu sarmalın çözümü için Türk gençliğinin kapısından başka bir kapıyı aşındırmanın da hiç ama hiç bir anlamı da mantığı da yok.
Maaşlı trollerin vatan savunmasını nasıl yapacaklarını öğrenecekleri kişilere veledi zina tanımlaması yapan, bedevilere hayran olanların emir komuta zincirinde yat dediklerinde yattıkları, kalk dediklerinde kalktıkları hallerde sosyal mecraların zararlı içeriklerden temizlenmesinin söz konusu olmadığı gibi denetlenemeyeceği de artık aşikar olduğuna göre; siber güvenlikte Türk’ün töresine yakışan imzası olmadan siber vatandan bahsetmenin de slogandan öteye geçemeyeceğini de herkes görmüş oldu.
Bundan sonra ne mi olacak?
Bilişim diplomasisi, dijital mütekabiliyet teknikleri, siber güvenilir diplomatlar ve yapay zeka destekli Cumhurbaşkanlığı Hükümet yönetim sistemleri…
Evet bu yukarıda gördüğünüz tanımları ilk defa duyanlar olabilir ama bu tanımlar ve daha fazlası kadim Türk devletinin kozmik bilincinde zaten var ve gün yüzüne çıkarması bize nasip oluyor.
İşleri Eline yüzüne bulaştıranların hak etmedikleri görevlerden el çektirilmeleri de erkanımızın nasibinde olsun diyorum.
Usul, Erkan’ın önündedir. Umarım sosyal mecralardaki usulsüzlüğün hakikatle önüne geçmek için devlet başkanımıza yanlış bilgi verenlerin kaybettirdiği vakit ve itibarı telafi edecek anları, zamanın makas değiştirdiği bir dönemde hep birlikte yaşayıp Türk’ün siber uzaydaki en etkili imzasına da vesile olunur…
Siber Güvenilir Ol Türkiyem…
