Dış güçlerin ülkemiz üzerinde oynadığı oyunlar ve saldırılardan sürekli şikayet eden siyasilerin söylemleri ile uygulamaları arasındaki uçurumlar nedeniyle, akıl tutulması yaşandığını üzülerek gözlemliyoruz.
Hangi partinin hangi belediyeyi kazandığının pek bir önemi yok. hangi belediye hakikaten vatandaşı için çabalıyor ve devletin imkanlarını çarçur etmiyor gibi soruların yanıtları vatandaşlar için çok daha kıymetli. Öte yandan siyasilerin de her insan gibi haddini aşan, toplumu geren söylemlerinden o kadar bıktık ki, teşekkür afişleri ile süslenen reklam alanlarını görmek isteyenlere özel bir gözlük geliştirerek, bıktıran görüntü kirliliğini önlemenin vaktinin geldiğini düşünenleri sayısı hızla artıyor.
Elbette ki, teşekkür mesajlarını içeren kişisel afişlerin maliyetlerinin belediye bütçesinden ve imkanları ile karşılandığı düşüncesini oluşturan icraatlerin de son bulmasını da temenni ediyoruz. Gerçi Ankara Büyük Şehir belediyesi eski Başkanı Melih Gökçek’in olur olmaz söylemlerini artık görmesek bile hiçbir soruşturmaya tabi tutulmadan halen daha dinazorlar ile anılmasını da uzun yıllar engelleyecek faydalı işlerin olacağı de pek ihtimal dahilinde görünmüyor.
Türk gençliği olarak, Türk Milleti için çalışıp çabaladığını iddia edenlere, bu milletin neleri isteyip neler istemediğini tek elden ve direkt olarak iletmenin, beka sorunumuzu ortadan kaldırıp, hakikatle birçok atılım yapmak adına tavsiyelerimizi sıralamanın tam vakti olduğunu düşünenlerdenim.
Türk milleti ne istiyor?
• Tvlerde akıl yakan evlilik ve gelinler, kaynanalar, damatlar ile abidik gubidik bilgilerin aktarıldığı, çapsız tüm yayınların iptal edilmesini istiyoruz. Bu tip programların yerine Susam Sokağı benzeri ancak yetişkinlere özel ve insan olmayı öğreten programların yayınlanmasını daha mantıklı ve faydalı buluyoruz.
• Nagehan Alçı başta olmak üzere, siyasiler şunu yaptı, bunu demek istedi gibi Türkçe ifadelerin yine Türkçe tercümelerini saçma sapan cümlelerle ifade eden yorumcuların yerine, rahmetli Barış Mançonun Türk milletine yakışan hallerde düzenlenen programların yaygınlaşmasını,
Abbas Güçlü ve Cem Seymen gibi kişilerce hazırlanan faydalı programların yaygınlaşmasını istiyoruz.
• Belediyelerdeki yöneticiler ve diğer siyasilerin tüm harcamalarının günlük veya haftalık olarak dijital ortamlardan yayınlanmasını istiyoruz. Ayrıca, bankamatik çalışanları olarak bilinen ve tüyü bitmemiş yetimin haklarının yenmesini istemiyoruz. Belediye için yeni veya eski belediye başkanları gözetmeksizin kendi belediyelerinde bulunan bu ve benzer rezillikleri açıklamalı ve telafi etmelidir. Aksi halde, parti gözetmeksizin tüm belediyelerde çalışmadığı halde maaş alanlar, isim listeleri ile birlikte Türk gençliği tarafından deşifre edilecektir.
- Başta Nihat Hatipoğlu olmak üzere, bu milletin sinir uçları ile oynayıp saçma sapan hallerde din kisvesi altında para kazananları ekranlarda görmek istemiyoruz.
- Ekranlarda Bu tip riyakarların yerine varsa, İbn-i Sina, Şeyh Edebali, Gazali gibi daha nice köklerimizden gelen İlim insanlarımızın olduğu veya ilgilendiği bilim dalları ve çalışmaları hakkımda bilgiler veren programlar gelmeli.
• Bakan veya diğer devlet görevlilerin özel şirketlerle olan ilişkilerinin kesilmesini, yabancı istihbarat örgütlerince kişisel verilerimizin işlenmesinin önüne geçilmesini, mal varlıkları hızla şişen kamu görevlilerinin belirlenip devletle olan ilişiklerinin kesilmesini ve elbette ki “işin ehillerine “ verilmesini istiyoruz.
• Dış güçler eleştirisi yapan tüm siyasilerin dış güç diyerek kast ettiği ülkelerde olan tüm mal varlıklarının devlete hibe edilmesi için ve dış güçlerin ülkelerinde eğitim alan tüm çocuklarının devlet okullarında okumaları ile askerliğini tüm Vatan evlatları gibi eşit koşullarda yapmaları için bir duyuru ile fırsat verilmesini istiyoruz.
Bakın burası çok önemli;
• Tüm milletvekililleri ve bakanların mesai saatleri içerisinde yaptıkları tüm hareketler anlık olarak canlı ve daha sonra izlenebilir bir şekilde kamera ile kayıt altına alınsın istiyoruz.
• Seçtiğimiz vekillerin tüm oylamalardan önce, milletin Aslı olan vatandaşlardan görüş almalarını ve belli kişilerin yönlendirmeleri yerine kendilerini vekil olarak atayan millete yine dijital ortamların ve teknolojinin kolaylıklarından faydalanarak çalışmalarına devam etmelerini istiyoruz.
• Kamu personel ve yöneticilerinin uzman olduğu alanlarda görev sürelerince yapacakları çalışmalar hakkında bilgiler vermelerini, işin ehli olduklarını ve elbette ki tüm bunları sunum halinde Türk gençliğine sunmalarını istiyoruz. Bu sayede şeref ve onur kaynağı olan devlet vazifelerine talip olanların, izlenebilir, denetlenebilir ve sürdürülebilir çalışmalarını, göreve başlamadan önce anlatarak halkın dijital ortamda kullandığı oyları ile seçilmesini ve iddia ettiği konuları belirttiği sürelerde başaramayanların yerine daha verimli kamu görevlilerin gelmesinin önünün açılmasını istiyoruz.
• Tüm kamu çalışanlarının sicil numaraları ile vatandaşlar tarafından performans değerlendirmeye tabi tutulmalarını istiyoruz. CİMER in başarılı platformunun ihbar, şikayet Öner’i gibi başlıkların bulunduğu platformdan örnek alınarak, performans değerlendirme platformları halkın kullanımına açılsın istiyoruz.
• Dijital ambargo gibi başlıklarda olası felaket senaryolarının yayınlanıp halkın bilinçlendirilmesi ve bu tip durumlarda ulusal siber güvenliğin nasıl sağlanacağı hakkında görüşlerin açıklanmasını istiyoruz.
Son olarak, Türk gençliğinin tüm siyasi partilerden bağımsız olarak, Türk milletinin muasır medeniyetler seviyesine ulaşması için moda etkisi ile dayatılan teknolojilerin salt kullanımının yeterli olmadığını ve ulusal güvenliğimizi tehdit eden boyutlara ulaştığını hatırlatarak, yurtta sulh dünyada sulh ilkesi gereği vazifeye atılmaktan dolayı herhangi bir kaygı duymadığını ve ne pahasına olursa olsun toplumun faydasına olan süreçleri hayata geçirmek için vesile olacağından kimsenin zerre şüphesi olmasın diyorum.