Genel

Uber’in Dijital Kaos ve Siber Güvenlik Farkındalığına Etkisi

Uber’in Dijital Kaos ve Farkındalık’a Etkisi

Uzun süredir basına pek yansımasa da Uber ile Taksiciler arsında sert rüzgarlar esiyordu. Bir kaç gün önce haberlere yansıyan, bir taksicinin Uber şoförüne saldırması ve bıçakla lastikleri kesmeye çalıştığı görüntüler oldukça ürkütücüydü. Bu görüntülerin hemen ardından “İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Eyüp Aksu, “Avrupa’daki taksiciler gibi sağı solu yakıp yıkmak istemiyoruz” dedi. Aksu gazetecilere de seslenerek “Yanlı haberler sürerse taksiciler gereğini yapar” ifadelerini kullandı” (1) Bu ifadelerden sonra da uberciler ve taksiciler olmak üzere toplum ikiye ayrıldı. Kimileri taksiciler haklı derken kimileri de uberciler haklı diyordu. Ancak başkan da dahil olmak üzere hiç kimse bu işin çözümü hakkında görüş bildirmemişti. Sanırım bizim toplumumuzun aşırı survivor yüklü olması ve akıl yakan programları izleyenlerin sayısının artması nedeni ile tüm yaşananlar olağan. Haydi gelin uberciler ve taksiciler arasında kim haklı kim haksızdan öteye neler yapılabilir diyerek biraz fikir yürütelim.

Uberciler, eğitimsiz, uslubu ve psikolojileri bozuk taksi şoförlerinden çok şikayetçiler. Kısa mesafe gitmeyen, somurtan ve gerginlik yaratan taksicileri hiç kimse sevmez ve sevmek zorunda da değil, diyorlar.

Taksi severler, kısa yada uzun mesafede hoş sohbet bir taksici ile sohbet etmeye adeta bayıldığı gibi taksicileri psikolog gibi gören yolcularda az değil. Bu durumda, kendisini yetiştirmiş bir taksici ile yolculuk yapmak oldukça keyifli görünüyor. Kısa mesafe gitmem ya da somurtkan taksiciler de hiç çekilmiyor. Görünen o ki, başkanın kamu düzenini bozabilecek açıklamasının ardında farkındalık eksikliği var. Evet uber belki de taksicilerin ekmeği ile oynuyor ama taksicilerin de dile getirdiği çürük elmalar yüzünden vatandaşlarda uber’i daha güvenli buluyor.

Gümrük Bakanlığı’ndan yapılan açıklama da mevzuat eksikliğinden kaynaklanan bir sorun olduğunu gösteriyor. (4) Mevzuatta güncellemeler yapılarak taksicilerin mağduriyetleri giderilecektir cümlesi oldukça dikkat çekici. Şayet, mahkemeden Uber’e yasak getirilirse iş bu sefer BTK isimli kurumumuza kalacak. Ancak, Uber tarafından erişim engeli gelmezse BTK’nın erişimi engellemek gibi bir şansı da pek görünmüyor. Daha önce Booking.com’da yaşanan benzer bir sorun bu aslında. Mahkeme kararına booking.com uyarak, Türkiye’den otel rezervasyonu hizmetini durduğunu açıklamıştı. Bu açıklamayı BTK başkanının ifadesi de doğrulamıştı. Yani, erişim booking.com tarafından engellenmeseydi ne olurdu? GooglePlay ve AppStore’da bulunan herhangi bir uygulamaya erişimi engelleyebilmek ancak o platformların elindedir. Belki, bilişim diplomasisi ile booking.com da olduğu gibi sorun çözülebilir ama BTK’nın yasa gereği erişim kısıtlama yetkisi var ancak teknik anlamda pek mümkün değil. (2) Üstelik olur da Uber, olası bir mahkeme kararını tanımıyorum ve engelleyebilen buyursun engellesin derse, bu durumda İKK’ya aykırı davranan hazırlıksız kurumlar yüzünden her şeyi gördüğünü iddia eden tek gözün tek devleti, Türkiye Cumhuriyeti’nin dışa bağımlı olan teknolojik altyapısını global anlamda deşifre edebilir ve hatta dünya kamuoyunda küçük düşürücü bir sonuca sebep olabilir. Ben en kötü senaryo üzerinden ön görülerimi paylaştım. Peki bu işin çözümü nasıl olur?

Öncelikle tüm taksicilerin kişisel gelişim, duygusal zeka gibi eğitimlerin yanında, beden dili, hitabet gibi eğitimleri almaları gerekir. Bu eğitimlerin sonucunda sınavda başarılı olamayanlara taksi sürüş yetkisi verilmez. 7/24 taksilerden canlı yayınlar yapılır ve en güzel yolculuklar (müsade verilen) yayınlanarak yeni bir sosyal mecra oluşturulmuş olur. Sosyal Taksi gibi bir uygulama ile hangi taksi nerede, sürücü kim gibi daha bir çok başlıkla kategoriler belirlenebilir. Güven ve sosyalleşme ön plana çıkarılarak taksicilerin üzerindeki kara bulutları ortadan kaldıracak tonton ve şirin taksiciler rol alabilir. Aksi halde, otonom araçlar ile yeni nesil taksicilere karşı savunmasız bir şekilde taksicilik mesleği, tarihin sayfalarında bir mazi olarak kalır. Şimdi uber için ayaklanan taksiciler pek yakın gelecekte otonom araçlar için de ayaklanabilir ve bu yine normal karşılanabilir.

Bu yaşanan olayların yenileri de yolda görünüyor. Bizim hayır bildiklerimizde ne şerler, ne şer bildiklerimiz de hayırlar vardır cümlesinden yola çıkarsak, bu olaylar aslında tek dişi kalan medeniyetin, dişlerini porselen yaparak insanlığı kıtır kıtır yediğinin başka bir göstergesidir. Ateş düştüğü yeri yakar elbette ama gelişen teknolojiler karşısında daire başkanlıklarını Five-eyes’ın geliştirdiği ticari yazılımlar ile devam ettirenlerin bu tip sorunlar ile alakalı yaptığı çalışmalardan maalesef eser yok. Belki de yaşanan bu tip kaos içerikli işler yüzünden taksicilerin başkanı da çıkıp tüm taksileri kapsayan bir uygulama ile çok daha verimli ve kaliteli taksicilik hizmeti verebilir. Bunlarla beraber Uberin global pazarına da rakip olarak ulusal siber güvenlik stratejilerimize de katkı sağlayabilir. Olması gereken de budur ama kamu tarafında iş bilmeyenlerin göreve getirilmeleri, aman sistem böyle gelmiş biz sesimizi çıkartmayalım diyenlerin korkaklığı, fikir üretemeyen başkan sıfatlı insanların çokluğu ve daha nice saçmalık nedeni ile bu hallerdeyiz. Hatta bu günler iyi günlerimiz. E-okul uygulamasında tüm notların dijital ortamda tutulması sonrası yaşanabilecek kaos içerikli olaylar ve sistemde 1 yaşında görünen 70’lik dedenin isyanına benzer daha çok olay bizi bekliyor.

 

Bu tip olaylar bizlerin mevzuat tarafında hızlı güncellemeler yapması gerektiğini ve stratejik geliştirmelere ağırlık vermemiz gerektiğini göstermektedir. Eminim birileri “haydi bize 300.000 TL lik bir saat hediye edelim ama yerinizi, mikrofonunuzu, kameranızı ve hatta yüzünüzü kayıt edeceğiz” deselerdi “hadi canım oradan daha neler” derdik. Ancak, mevzuattaki boşluklar, global anlamdaki teknolojilere denetimsiz erişimler yüzünden ve muazzam şirin uygulamaların cazibesinden ötürü, iyi paralar vererek ve ÖTV ödeyerek tüm teknolojik ürünleri kullanmaktayız. 4G döneminde Cumhurbaşkanımıza ne zaman 5G ye geçiyoruz denildi ve “ne 5G si, 4.5 G yeterli” dediği dönem, hakikat ile geliştirenler için iyi bir fırsattı. Ayrıca, Türkiye’nin jeopolitik öneminin teknoloji transferleri ve geçiş noktasında Türkiye’nin ne derece önemli bir ülke olduğu, ne derece sözünün geçerli olduğu da dünya çapında kabul edilmiş oldu. Umarım, hakikat ile geliştirme niyetinde olanlar, uygulama ve beyin fırtınası alanları bulur, hakikat ile bilgi paylaşımlarını gerçekleştirerek Milli Bilişim Seferberliği’ne katkı sağlarlar. Yoksa, biz birbirimizi uberci, taksici diye ayırırken, teknolojinin gelişimi karşısında tek yürek olamadan teknolojinin kölesi olacağız.  Öte yandan, bay pipo lakaplı ve bana göre Türkiye’nin en başarılı stratejisti olan Ömür Çelikdönmez’in bir makalesinde dikkat çektiği ve yaşanmış gerçek bir olay var. (3) Bu olayda, İngiliz diplomat olan Rebecca Dykes’ı öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan suçlu bir Uber sürücüsüydü. Üstelik, Uber tarafından yapılan açıklamada, tutuklanan Uber şirket elamanı 29 yaşında Lübnan yerlisi ve ismi Tarek Hesso Harb (“Tarık S. Houshia). Uber şirketi adı geçen katilin iki aydır kendilerinde çalıştığını ve güvenlik soruşturmasından nasıl geçtiğini bilemediklerini açıkladı. Lübnan güvenlik birimleri Tarek Hesso Harb’ın uyuşturucu kullanımı suçundan 2015 ve 2017 arasında tutuklandığı bilgisini paylaştı.

Aslında Ömür Çelikdönmez’in makalesinde yer verdiği konu, siber istihbarat faaliyetlerini anlatanlara da bir ders niteliğindeydi. Üstelik bu yazıya kadar hiç kimse Uber’in siber istihbarat faaliyeti olarak tasarlanabileceğini dile getirmemişti. Evet, denetimsizlik ve iş bilmezlerin egoları yüzünden mi bu haldeyiz yoksa hakikaten teknoloji ile gelen siber istihbarat kavramlarını mı yeteri kadar analiz edemedik bilemiyorum? İster Siber Güvenlik Müsteşarlığı olsun ister Bilişim Bakanlığı olsun. Adı her ne olursa olsun EGO olmadan ve kahramanlık peşinde koşanların olmadığı bir ortamda, küçük çocukların, gençlerin ve iyi niyetli geliştiricilerin satır aralarından fikirler çalınmasın yeter. Atalarımız demiş ya; yiğidi öldür ama hakkını ver. Her şeyi gördüğünü iddia eden gözün yaptığı şirin stratejilere rakip olarak bir şeyler  geliştirelim ki, İngiliz Diplomatın başına gelen trajik olayların benzerleri, denetimsizlikten sebep bizim uber kullanıcılarının başına gelmesin.

Taksici yada uberci diye bizler tartışa duralım, Rusya, “World Wide Web in dışına çıkabiliriz” desin, Apple, “İran’a desteğimi kestim” desin ve Five-Eyes, “bağıra bağıra Dijital Kaos desin” bizler de,  Acun’un zihin yakan programlarını izler gibi siber savaşların yurdum insanını nasıl birer Survivor haline dönüştürdüğünü izleyerek gazete manşetlerini süslemeye devam edelim. Elbette bu benim temennim değil ama acı bir gerçek…

Şehirlerin gizli kahramanları olan ve hakikat ile ekmeğinin peşinde koşan ahlaklı taksicilere selam olsun.

KAFKASSAM Siber Güvenlik Araştırmacısı Burak Bozkurtlar

Kaynaklar:

(1) https://www.cnnturk.com/video/turkiye/istanbul-taksiciler-esnaf-odasi-baskanindan-medyaya-tehdit-aciklamasi

(2) https://www.cnnturk.com/ekonomi/turkiye/btkdan-booking-com-aciklamasi-biz-engellemedik

(3) http://kafkassam.com/beyrutta-ingiliz-diplomatin-tecavuzle-oldurulmesi-kimin-isi.html

(4) http://www.haberturk.com/gumruk-bakani-tufenkci-den-uber-aciklamasi-1878225-ekonomi

 

Uber’in Dijital Kaos ve Siber Güvenlik Farkındalığına Etkisi

 

 

 

 

Tags : Bilişim Diplomasisifikir sıçanımilli bilişim seferberliğisiber güvenliksiber güvenlik farkındalığısiber istihbaratuber mi taksi miulusal siber güvenlik stratejileri
Burak Bozkurtlar

The author Burak Bozkurtlar

Siber Güvenilir Türkiye

Leave a Response