kuleli

Kuleli Lisesi öğrencilerinin etkin İngilizce konuşarak turistlere yön veren bir kitle olmanın yanı sıra Sultan Abdul Aziz tarafından kolera gibi hastalıkların artması nedeni ile hem bir bilim akademisi hemde askeri teknolojilerin geliştirildiği bir akademi olarak düşünülmüştür.

15 Temmuz darbe kalkışması sonrası ile şu anda mühürlenmiş olan Kuleli için başta kamuoyu tarafından iyi bilinenlerden İlber Ortaylı hocamız hemen ilk fırsatta “Kuleli Porselen Müzesi Olsun” diyerek hangi akla hizmet ettiğini açığa çıkarmıştır. Daha öncede bir makalemde üzülmeyin hocam sizin güzel hatırınıza okulumuzun bir bölümünde porselenlerin sergileneceği bir alan yaparız demiştim.

Yeniden Osmanlı, Osmanlı daha bitmedi gibi yaklaşımların ülkemizde ki tek temsilcisi olan AK Parti hükümetinin porselen müzesine destek vereceğini hiç sanmıyorum. Şayet Osmanlı Padişahlarından Abdul Aziz’in hatırasından daha çok stratejisine sahip çıkan olmazsa bilin ki devletimizi yönetenler de yönetilmektedir.

Neden mi?

Şu anda ülkemizde %100 yerli diyebileceğimiz her hangi bir teknoloji yoktur. Yani bize ait olmayan diller ile kod yazmak veya bizim class yapısı ve kütüphanelerimiz var diyerek %100 yerli yazılım demek, çocuk aldatmaktan başka bir şey değildir. Devlet erkanının bu güne dek paralel yapının kalifiye elemanlarından aldığı akıllar ile kandırılmış olmalarına bizlerde üzülüyoruz. Ancak halen daha bizler, yani Türk milleti özellikle bu noktada dinlenmez ise o zaman durum değişir.

Kuleli bir defa öğrencilere aittir. Bende Kuleli’nin siber güvenlik ve bilim akademisi olması taraftarıyım. Bu önerimi kamu oyunun yakından tanıdığı birileri umarım dillendirir. Aksi halde önümüzde görebileceğimiz pekte güzel günler olmayacak.

National Security Agensy ( Ulusal Güvenlik Ajansı) bilindiği gibi dünya da ne olup biter bilen nadir teşkilatlardan biri. Ülkemizde buna benzer bir yapı için bırakın kalifiye elemanı, bu elemanlar için önleyici bir strateji de bulunmamaktadır. Şöyle izah edeyim net anlaşılsın;

NSA, kim polis, kim savcı, kim hakim, kim müdür, kim nerede, ne zaman ne yapıyor gibi tüm bilgileri elinde tutuyor. Bu durumda en büyük istihbarat insan istihbaratı diyen devlet başkanıma da hak vererek şunu söylüyorum; efendim tüm devlet personeli, devletin tüm teknolojik alt yapısı NSA ye ait iken hangi insanlardan istihbarat alırız ve bu istihbarat sızmamış olur?

Şimdi dikkat çekmek için e-devlet i mi yıpratalım ya da sağlık, emniyet, adalet gibi kurumların verileri internette gezinirken bizde mi farkındalık için bir eylem yapalım? Asla!

Öyle olsaydı TRT de darbecilerin yayını varken Türksat yayınını kes diyenleri dinleyip, darbe kalkışmasının en büyük delili olan yayını kapatmak ya da sekteye uğratmak yine farklı bir paralel yapıya hizmet etmek demek olmaz mıydı?

Şimdi eğer Kuleli için müze veya daha saçma bir şey düşünülüyorsa, o halde, “Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir” cümlesine kulak vermemiz gerekiyor. Neden mi?

Şimdi bu darbe kalkışmasından sonra Atatürk ilke ve inkilaplarının önemini bizzat devlet başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan dile getirdi. Bende şunu anladım ki, bu güne dek gelen bir çok anlaşmalar yüzünden devlet başkanımız ilmi siyaset yapmak zorunda. Yani bir halkının yararına iş yaparken bir taraftan da anlaşmalara uygun hareket etmeli. Yoksa kendisinden de geçmiş ve kefeni ile yola koyulmuş bir dava adamı olmazdı. Ama ailesi var, torunları var. Bu da güvenlik zaafiyeti anlamına geliyor.

Turgut Özal’ın tehdit edildiği bir anda kafamı bozmayın yoksa sinemalarda ki yerli film gösterim sayısını %50 ye çıkarırım dediğini bilenler bilir. Bazen sinema ile bazense televizyonlar ile bilinç altı yaptıklarını biliyoruz. Tüm kanallar kalkışma sırasında devletinin yanında oldu diyebiliriz her halde değil mi? Pek ala kanal ismi vermeyeceğim ama en popüler en devletçi olan kanallara bir bakın. Subliminal mesaj ustası ne kadar hollywood yapımı film varsa yayınlıyorlar. Neden ki?

Çünkü onlarında anlaşmaları var… Zaten sosyal medya, internet denetlenebilir bir halde değil. Yani belki siz bir siteye erişim sağlayamıyorsunuz ama 10 yaşında bir çocuk için bırakın girilmez siteye girmeyi istese gecede 3-5 bin dolar para bile kazanır…

Şimdi birlik ve beraberlik zamanı, şimdi birbirimizin hatalarını, kusurlarını telafi ve örtme vakti. Biz buna hazırız peki ya siz hazır mısınız?

Bizlerden koşulsuz şartsız ve sonsuz desteği alabilmeniz için tek yapılması gereken, bir gerçeklik göstergesi olarak Kuleli Askeri Lisesinin, Kuleli Siber Güvenlik ve Bilim Akademisi olarak güncellenmesidir.

Aksi halde ya Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe derken, hangi devlet hangi leş diyerek eyalet ve devletcikler peşinde koşanlar bir kaç klavye hareketi ile Türk Birleşik Devletleri çatısı altında bize muhtar dahi olamazlar buda böyle biline…

Bizler demokrasi şehidi olma sevdasında değil, bizler Egemenliğin Kayıtsız şartsız Allah’ın olduğunu bilerek hareket eden bir milletin, şehadet sevdalısı gençleriyiz ve asla mezuniyet peşinde koşmayan ilmin kapısında nöbet tutan öğrencileriyiz…

Bir öğrencinin neler yapabildiğini Çanakkale’den beri görmemiş olan dünya değil, bizim kendi vatandaşlarımızdır ve bu bizi derinden yaralamaktadır…

 

 

Tags : kuleli askeri lisesiya devlet başa ya kuzgun leşe
Burak Bozkurtlar

The author Burak Bozkurtlar

Siber Güvenilir Türkiye

Leave a Response